bunun bi tık ötesi, tek yaşayacağın evi dekore etmek. kendi zevkine ve ihtiyaçlarına göre bir yaşam alanı yaratmak. tek başına karar alabilme ve seçim yapma özgürlüğü..
ili bırak, ilçelerde bile var artık. işsizliğin bence en büyük sebebi. nitelikli okulların içi boşaltıldı, liyakat desen hak getire, öğrencilerin çoğu yurt dışında okumanın, yüksek lisans, doktora sayesinde bulabileceği kaçış yollarının peşinde. ülkenin geleceğini kendi ellerinizle başka ülkelerin zimmetine veriyorsunuz aloo??
kış. şubat ayında doğduğum içindir belki ama kışı oldum olası daha çok sevmişimdir. yaz sonunda havalar soğusa da bot giysem, atkı taksam diye söylenir dururum hep. soğuk havada içilen sıcak kahve gibisi de yok.
sorun sayılarda değil, insanlarda. kendi sonumuzu kendimiz getireceğiz bu belli oldu. yaşadığımız dünyanın sonsuz olmadığının farkına vardık. daha öğrenmemiz gereken çok şey var.
kesin yamuk kesiyorum ama kıvırcık olduğu için anlaşılmıyor. kıvırcık saçın güzel taraflarından biri. saç kesiminin 50 liradan başladığı bu dönemde mantıklı olandır.
düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme... nereden bilebilirsin hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını. (bkz: şems-i tebrizi)
bu başlık çok dolacak. dolmaya da devam edecek. emeğinin karşılığını alamayan her genç, ülkeye sinirini, hıncını, çaresizlik ve tükenmişliğini buradan çıkaracak. bir nevi psikolog koltuğu, aynı kaderi paylaşan, aynı hisleri düşünen insanların toplanma yeri. söylenecek çok şey var ama karakter sınırlı. bize verilen imkanlar gibi.
kimisine göre zift, kimisine göre içmediğin gün yaşanan baş ağrısı, anksiyete sebebi. hele makineniz varsa evde sabah akşam su yerine filtre kahve tüketilir.
tüm aile üyeleri kullanmıyorsa eve gelen misafire çay ikram edilirken mutlaka şeker unutulur. hatta yeri bile unutulur. şekeri koysan çay kaşığını unutursun. misafir kişisi de ayıp olmasın diye rica etmez. böyle bir döngü.
öğretmenlik.. özellikle ilkokul öğretmenliği. annem ve babamın bu mesleği icra etmesinden dolayı bana ne kadar uzak olduğunu görebiliyorum. iki üç akraba çocuğunu alın karşınıza ve en iyi bildiğiniz konu hakkında bir şeyler anlatmaya çalışın. yapabiliyorsanız zaten umarım öğretmen olacak veya olmuşsunuzdur. sadece bir şeyler öğretmek de değil mesele. hayata hazırlamak, kırmadan ve yormadan saygıyı, sevgiyi, hürmeti anlatmak. hepimiz biliyoruz ki ağaç yaşken eğilir. ve sadece iyi öğretmenler topluma faydalı nesiller yetiştirir.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.