en iyi parfüm, muhtemelen en çok bilinen parfüm manasına geldiği için çok avantajlı değil.
o manada benim tercihim piyasa ölçeğinde makul fiyatlılar için;
jean paul gaultier le beau le parfum, stronger with you intensely, calvin klein defy parfum (bunu benden başka seven görmedim).
biraz daha üst klasman erkeksi kokular için atkinsons oud save the king, parfums de marly layton, marc antoine barrois ganymede (mineral kokusu), tom ford tuscan leather
şu sıralar le beau le parfum’e meftunum.
bence parfüm için ‘en’ kriterleri ilk başta kendi zevkin olmalı. insanlar beğeniyor beğenmiyor kısmı mesela beni hiç ırgalamıyor, ben seviyorsam kafi. bu kriteri karşıladıktan sonrası ise tabi ki, çok fazla piyasa parfümü olmaması, merak uyandırması iyidir. bunu fiyat kriteriyle harmanlamak yeterince iyi bir seçimi garantiler.
bir de seçim yaparken; klasik “içinde ne var” muhabbeti çok yanıltıcı. içinde yasemin notası var mesela; ne ifade eder ki bu? arjantin’e has bir yaseminle senin bildiğin yasemin aynı mı? karışıma nasıl etki ediyor, karışımdaki oranı ne, hiçbir fikrimiz yok. (bu nedenle muadil esans da asıl kokuya ancak yakınsayabilir)
bununla birlikte, satışı yapan kişinin içeriğe dair söylemlerini ciddiye almayın. bunu bilmek bir mana ifade etmiyor. fragrantica’da parfümü yazın 10 saniyede zaten öğrenirsiniz. parfümü koklayarak nota tespit etmek de, ne sizi ne de satıcıyı parfüm uzmanı yapar. evet bu da ileri düzey için bir yetenek ama parfum designer falan değilseniz anlamsız. çünkü parfümde notaların karışımı bir profil oluşturur ve bu her parfümde farklılık arz eder. yayılım ve kalıcığı kadar etki eden bir şey. hatta bazı notalar kokunun nihai profilini güzelleştirsin diye değil, sırf kalıcılığı arttırsın diye kullanılıp üzerine bir de sanki özellikle koku profili için eklenmiş gibi reklamı yapılır. ticari mevzular. mağaza çalışanı veya alıcı için konu değil.
ayrıca bir kokuyu, doğrudan ortamda sıkarak tam olarak değerlendiremezsiniz. cilde yahut elbiseye sıktıktan sonra açılış, birkaç dakika sonra kalp notalar ve 30 - 40 dakika sonra dip notaları daha iyi hissedersiniz. bu da size parfümün çeşitli sürelerdeki değişimi ve kalıcılığı konusunda fikir verir. dahası çevreden hissedilmesini test ederek yayılım konusunda fikir alma şansınız olur. o yüzden kör alım yapmak yerine, parfümü sıktıktan sonra bir yarım saat dolanıp gelmek mantıklı. bir de 3-4 taneden fazla parfüm koklarsanız, zaten hızlıca koku duyunuz körelmeye başlar. yine koku alırsınız ama manipüle bir şekilde. çünkü beyninizdeki farklı notaları algılayan reseptörler aynı notalar için kendini kapatmaya başlar.
üçüncüsü, bir parfümün edt, edp, parfum, absolu, elixir vs isimli türevleri sadece esans oranlarının farklılığı nedeniyle çeşitlenmez. her versiyon ayrı bir koku profili demektir ve işin içine farklı notalar girer. çünkü sabit bir esansın sadece oranını arttırarak kalıcılık arttırmaya kalkarsanız o esansın alkolle karışım kalitesinden tutun da, yayılımına kadar her şeyi berbat edersiniz. bu nedenle yeni oranlar için yeni bir komposizyon tasarlamak gerekir. bu da aynı isimli parfümün mesela edp veya absolu versiyonunun aslında kısmen farklı notalara sahip olması (farklı parfüm) demektir. ilk versiyondaki kısmen aynı notalar ile sonradan eklenen farklı notaların farklı oranları vs ile daha “ağır” ama benzer koku hedeflenir. yani aslında bu onun -sadece- daha yüksek esanslı olanı değil.
bunları bilerek tercih yapmak, hem kazıklanmayı hem de zevkinizi tespit etmeyi kolaylaştırır. kolay gelsin.
devamını gör...