güzel sözlük yazarı insanlar, ruhlar aleminden şerruh size gece gece yalnız mısın bebişim? diye fısıldasa ne yaparsınız?
a) tütsü yakarım
b) numarasını isterim
c) anneme taşınırım
d) felak nas okur üstüne ayetel kürsi ile kombo yaparım
e) döverim çok pis döverim
gidenlerden bir tek seni bana ekledim seni deli gibi bekledim.....
diye şarkı mı söyleyeceğiz acaba?
yok be gidene bay bay gelene hay hay diyelim devam edelim.
salonda iki kişi.
biri sabah ev arkadaşına ben bir daha daha bu eve adımımı atmam dediği için valizle gelen bir kadın...
diğeri geçen haftaki terapide duygularımı bastırıyorum çünkü babam bana erkek adam ağlamaz demişti diyen bir adam.
ekranda ise mavi devrimciler: şirinler.
kadın patates kızartmasının üzerine ketçap döküyor, adam ise gözyaşlarını dökmemek için koltuk kenarını ısırıyor.
sebep?
şirine, şirin baba’ya sarılmış...
şirin baba... biz birlikteyken her şey daha güzel...
adamın gözleri doluyor.
ulan, diyor içinden, bizim baba da mahallede sakallıydı ama bir gün bile birlikte her şey daha güzel demedi be...
kadın bir yandan şirine'nin duygusal sahnesine odaklanmış, bir yandan da ekrandaki gargamel’e öfke kusuyor:
bu adam tam benim eski sevgilim ya kedisi bile onunla mutsuz
adam derin bir nefes alıyor, şirine gözlerinden kayıyor, kadın patatesleri bitirmiş.
bir anda soruyor:
sen neden böyle duygusalsın, diziye mi üzüldün?
yok ya, diyor adam, boğazı düğümlü,
sadece... şirinler’in artık bizimle yaştaş olduğunu fark ettim.
sessizlik.
bir şirin gülüyor ekranda.
kadın gülüyor.
adam da gülüyor ama gözyaşları hala buzdolabı ışığında parlıyor.
o gece aşk başlamadı belki, ama iki yetişkin insan, mavi yaratıkların arasında huzuru buldu.
ve evet… patates kızartması da baya güzeldi.
bazı kadınlar vardır, doğar doğmaz pokemon ustası olarak gelir dünyaya. ellerinde görünmez bir poketopu, gözlerinde ben seni yakalarım kararlılığı… ve zavallı erkekler? onlar da doğuştan pokemon:
biraz pikachu kadar sadık,
biraz magikarp kadar beceriksiz,
biraz da jigglypuff kadar duygusal.
kadın bir bakış atar:
ben seni seçtim, yalakalemon
erkek hemen pozisyon alır. sabah kahvaltı hazırlar, akşam çöpü döker, whatsapp'ta çift tik mavi olmadan cevap verir. bir emirle hadi kuaföre gidelim, fikir ver bana denir, erkek anında evrim geçirmiş pikachu raichu edası ile: kuaför koltuğunda çaresizce bence katlı kesim iyi olur demeye çalışır ama kendi sesini bile duyamaz.
kadın: canım sıkıldı, biraz dram izleyelim der.
erkek: ben bir savaş filmi…
kadın: dram.
ve böylece erkek, netflix’te kore dizisi ararken pidgey gibi ekranın içinde süzülür.
level atlamak? o da var.
level 1: kadının doğum gününü hatırlama.
level 2: her zaman kadının haklı olduğunu kabul etme.
level 5: ben bi şey demedim ama sen anlamışsındır, cümlesini çözümleme.
level 10: regl döneminde çikolata, battaniye ve kedi videosu servisi.
ama tabii her pokemon’un özel gücü vardır:
bazısı maç kaçırma ve maça gitmeme özelliğine sahiptir ama kadın maç mı? ben mi? sorusunu sorarsa yandın hele ki
konuşmak istiyorum dediği an, elektrik kesilmiş televizyon gibi kalır.
bazısı boş yapma direnci geliştirmiştir ama eski sevgilim şöyleydi cümlesiyle tek vuruşta bayılır.
bazen erkek kendini özgür sanır. arkadaşlarıyla dışarı çıkacakken bir mesaj gelir:
tamam çık ama merak ederim, bil istedim.
ve böylece erkek, rattata gibi kıpır kıpır olsa da poketopu’nun içinden çıkamaz.
ama tüm bunlara rağmen, erkek mutlu mu?
garip ama evet.
çünkü her pokemon, ustasına bağlıdır. arada bir göz süzmesiyle ödüllendirilir, bir aferin tatlımla ve ödül seksi ile kalp dolusu xp kazanır.
ve bir gün... belki bir gün... partner pokemon unvanını alabilir.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.