bir çubuğa bağlı sert plastik topların yukarı aşağı sallamak suretiyle birbirine çarptırıldığı ve çıkan sesle bütün stresin atıldığı bir oyuncak. bir dönem şakşağı olmayan çocuk yok gibiydi. şakşak bizim tabletimiz, cep telefonumuz gibi bir şeydi, kullanmadığımızda toplar dışarıda kalacak şekilde cebimize atar, canımız sıkıldığında çıkarıp şak şak öttürürdük. şimdi bir çocuk kullanmaya kalksa yemediği azar kalmaz.
okuma yazma öğrenmek için karton şeritlere yazılan, hece hece kesilip fiş defterine dizilen, bir neslin ömür boyu unutmayacağı cümlelerdir. ali topu tut, en meşhuru olsa da, bende cemil zil çaldı'nın yeri ayrıdır. belki buradaki zili hep tenefüs zili olarak yorumladığımdandır.
80'li yıllarda yayınlanmış bir çizgi film. güneşin oğlu esteban altın şehri arıyordu. düğümlerden oluşan yazıları okuyabilen ziya adlı yerli bir kız ona rehberlik ediyordu. kayıp şehirler, hazineler, büyüler ve tuzaklarla dolu maceranın her bölümünü iple çekerdim. bu çizgi film yüzünden inka ve aztek medeniyetlerine ilgim artmış ve arkeolog olmaya karar vermiştim. arkeolog olamadık ama bir gün machu picchu'ya gitme hayalim hala devam ediyor.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.