sunshil yazar profili

evde çöp poşetiniz yok mu? hayır kavga gürültüyü ve gecenin 2'sinde süpürge açmanızı bile geçiyorum da yumak yumak saçlar, süpürgenin toz filtresini direkt camdan aşağı dökmek falan nedir? her gün yeni cisimler oluyor pencerenin önünde. tiksindim şuan yazarken bile leşsiniz ya.
edit: ayrıca çocuklarının 7/24 evin içinde koşuşturmasını dinlemek zorunda mıyız? gündüz neyse ama gece hiç çekilmiyor. apartmanda yaşıyorsunuz ahırda değil..

yanlış hatırlamıyorsam lisede matematik sınavından 02 almıştım. canım hocam adımı yazdığım için puan vermişti.

daha zor günlerin de bizi bekliyor olacağı ama hepsine alışacağımız gerçeği. insan her "en" zor dediği güne alışıyor ve sonrasında daha zorlarıyla karşılaştığında ona da alışıyor. gece sona erip güneş doğmaya devam ettiği sürece de
bu böyle olmaya devam edecek. bu zamanların en iyi kazanımı da etrafınızdaki insanların gerçek yüzünü öğrenmek oluyor sanırım.

ben kore dizilerini en son goblin dizisiyle zirvede bırakmıştım. goblin'den sonra birkaç dizi izledim ama maalesef goblin başka bir boyuttu ve ondan sonra izlediğim hiçbir şey sarmadı. e tabi bir de yaşlandık kore dizisi falan.. ortalarda gezinen oppacı kızlar gibi hissedemiyorum kendimi. neyse yıllar sonra kore dizilerine tekrar bu diziyle başlayabilirim diye düşünüyorum herkes tarafından çok övülmüş, bakalım.

2023 öyle bir yıldı ki bence çoğu kişinin hayatından bir şeyleri aldı götürdü. düşünüyorum da 1 yıl boyunca ne kadar gereksiz olay varsa yaşanmış, baktığın zaman hepsi gerçekten saçma sapanmış ama hiçbirinin de telafisi yok. hepimizin hayatında kötü bir iz bırakan bu yılın benim hayatımdan götürdükleri; ailemden bir kişi ve kan bağı olmasa da kardeşim kadar çok sevdiğim 2 dostum.. ha bir de sabrım.. artık sabrım yok, birilerine bir şeyleri uzunca anlatmak yok, yanlış anlaşıldım diye düşünüp durmak yok. çünkü anladım ki bazı insanlar gerçekten bir şeyleri bu hale gelmeyi göze aldığı için yapıyor ve sonucunda sizi suçlu hissettiriyor. demek ki bazı insanlar 2023'te kalmayı hak ediyorlar..

sigara içerken bu başlığı gördüm, olmadı..

ben artık dayanamıyorum *

kurun bu grubu ben de üyesi olayım.. anneme göre öğlen 12'den ikindi ezanına kadar yolu var..

her friends izleyicisinin hissettiği gibi ben de yakın bir arkadaşımı kaybetmiş gibi hissediyorum. yıllardır hımym mı friends mi diye tartışılıyor ama friends çok başka, her zaman başkaydı. o arkadaşlık bağları gerçek ve güçlü hissettiriyordu, o gruba dahilmişiz gibi hissettiriyordu. dünden beri ölümünü anlamlandırmaya çalışıyorum, garipsiyorum. son zamanlarda yaptığı paylaşımlar da çok garipti ve yabancı fanları "bu bir yardım çağrısı mı? bize bir şey mi anlatmaya çalışıyorsun" yazıyordu her postun altına. bilmiyorum, acaba öyle miydi?

en kötüsü de bundan sonra ne zaman friends izlesek artık eskisi gibi güldüremeyeceksin chandler bing. joey koltuğunda yalnız kaldı be chandler.. ama sen friends dünyamızda her zaman 20-30'lu yaşlarda yaşıyor olacaksın.

bu ne la
ne bu la
la bu ne

gece 2'den sonra çamaşır makinesini çalıştırmayın.. tüm mahallede sesi yankılanıyor, evinizden bir uçak kalkıyor sanıyoruz her seferinde.

bir bildirim getirdi beni buralara, bi' baktım dolandım gidiyorum.. akış durgun, gündemde 3 tanecik konu var buralar bıraktığım gibi değil belli ki. bu başlığı bile zor zahmet buldum, oysa ki sol frame'de en üstlerde dururdu bu saatlerde hey gidi.
iyi geceler sözlük..
hatırlatma: düşünmeyi bırak ve yat uyu, hiçbir şey senden kıymetli değil. unutma; hayat bir gündür o da bugündür. geçmişi değiştiremeyiz belki ama an'ı güzelleştirebiliriz.

dünyadaki en büyük dert ve yüke sadece onlar sahipmiş, sadece onlar acı çekebilirmiş gibi davranmaları.. gözlerine perde iniyor sanki etrafındaki insanların mutluluğuna gölge düşürmek, heves kaçırmak için her şeyi yapıyorlar. dert de anlatılmaz bu insanlara çünkü "her şeyin en kötüsünü ben yaşadım" diye dert yarışına girerler. sürekli olumsuz konuşur olumsuzu düşünürler. hooof bak yazarken bile içim sıkıldı.. 'tamam kardeşim sensin, biz de türkiye'de doğduk artık şu negatiflerini üzerimizden çeker misin?' demek istiyorum bazen.

heeh! bu soruyu kendinize sorduysanız sıkı durun ve daha fazlasına hazır olun. çünkü ne zaman böyle bir şey düşünseniz çok daha fazlasını görüyorsunuz.*

gözümün gördüğü, göğsümün bildiği ile bir değil..

sanırım çok zor bir olay bu. çünkü anladığını zannettiğinde aslında her şeyin bambaşka olduğuna dair bir darbe yiyebiliyorsun. her ne kadar anlasan ve anladığını iddia etsen de senin doğrun ve karşındaki insanın doğrusu bambaşka olabiliyor. normaldir, insanız ayrışıyoruz. ama anlaşılmamak gerçekten dipsiz bir kuyu gibi hissettirir insana. belki de anlamak ya da anlaşılmak için pek fazla kasmamak gerekiyor, aksi halde içine girildiği hâl doğrultusunda arka planda "fırtınadayım" şarkısı çalma ihtimali yüksek.

bilmem kaç milyon dolar.. evrene pozitifi gönderip evde bekliyoruz gelsin diye, ne kadar çalışsam da göremem nasıl olsa.*
onun dışında şuan lahmacun falan olsa fena olmazdı..