tanna yazar profili

boyları, yerden omuzbaşı yüksekliğine kadar olan mesafe ile ölçülür.

parazitlere ilk kez, mikroskopta kendi ishalli bokuna bakarken rastlamıştı.

istanbul'un işgali esnasında, o devrin istanbul musevileri, azınlıklar arasında pek asil vatandaş oldular, işgal kuvvetlerine, türkler gibi düşman gözüyle baktılar; ermeniler kararsızdı, içlerinden çıkan yabancı yardakçısı çok az oldu.

fakat rumlar için istanbul'un işgali, bizansın tarih leşinin hortlaması gibi oldu; öylesine şımardılar ve işgal kuvvetlerine öylesine yaltaklaştılar ki, zenginleri dahi bu yakınlığı fuhuşa kadar götürdü; kız, bir fransız zabitinin, oğlan da, sapık zevkli bir ingiliz çavuşunun koynuna koşa koşa, seve seve, gurur duyarak atıldı.

zaza'lara dümbeli dendiği gibi, dilleri göz önüne alınarak guran da denmektedir. guran, an eki yardımı ile guri'nin çoğaltılmış şekli ise zazaların türk menşeli olduklarına şüphe kalmamaktadır. ibni haldun guri'lerin türklüğünü ifade ederken "müneccimbaşı ve başkaları (sahayif ül ahbar c.2 sayfa 600, tarih i gaffari sayfa 91) gurilerin hata (hita) türklerinden olduğuna kanidirler"

arapça kürsi kelimesinden gelir (yüksek bir yere çıkarma) aday önce tefekkür hücresine alınır,gözleri bağlı ve boynuna ip geçirilmiştir, para-silah-mücevherlerden tecrit olunur, duvarlar siyah boyalıdır, zayıf bir ışıkla aydınlatılmıştır, hücrede ölümü sembolize eden kurukafa, ekmek,testi,bardak ve yazmaya yarayan aletler bulunur. insanın kendi benliği hakkında düşünceye dalması için dikkatini dağıtacak hiçbir şey bulunmaz, hücre duvarında vitriol kelimesi yazılıdır, visita interiora terrae rectificandoque invenies occultum lapidem - arzın derinliklerine git ve düzelterek veya arayarak gizli taşı bulacaksın. vücudun sol tarafı açıktır, sağ bacağının paçası diz kapağına kadar kıvrılmıştır, yalnız bir ayağında ayakkabı bulunur, aday kendini yarı giyinik hissetmelidir ki daha öğreneceği çok şeyin bulunduğunun bilincine varabilsin... tefekkür hücresinden çıkarken elbisesinin bir parçasını içeride bırakır. tefekkür hücresinden çıkınca ilk yemin yaptırılır, sonra locada seyahat yaptırılır, kapıya vurmayı öğrenir, ve önlük kuşatılır.

ustura ile kendilerine dört darbe vururlar. bıyık, sakal tıraş etmenin manası, "dünya süsünü terk eyledim" demektir. kaş yolutmanın manası, "tanrı ile kullarının arasında perde yoktur" demektir. kirpik yolutmak, "bütün haramlardan el çektim" demektir.

masalların etkilerine güzel bir örnek olarak; bir güneş tutulması esnasında reahou (kamboçya'da çocukların korkutulduğu öcü kurbağa)'nun saldıracağı söylenerek kızıl kmer askerlerin gökyüzüne ateş ettirilmesi emrinden sonra ortalık sakinleşince asker arasında 50 ve bir sivil vatandaş olmak üzere zayiat olduğu görülmüştür

sayısı belli değil ve üstelik iyi olmuş/oluyor diyenler var. çok üzücü. kimse aldırmıyor.

ibranice firavun. o da, ona tapanlar da suçludur.

tamamen kıskançlık nedeniyle yapılmıştır. hala devam ediyor bu kıskançlık bitmiyor...

gereksiz kişi ve boş entryleri görmekten kaçınma ameliyesidir. herkese tavsiye edilir.

fransız ihlalinden sonra yapılmış kurnazlık. böylece dikkatler şahsın üzerine çekilir kıskançlık ve iftira yönlendirilip kamunun desteği kaybettirilir.

herkes tarafından özlenen saadet dönemi anlamına gelir lakin sonraki islam tarihi sapma mi yoksa sosyal değişme mi belli değildir. hep bu dönem refere edilir.

tüm mizah dergilerini yasaklamıştı. zorla girdigi ülkelerde fıkra anlatmayı da yasaklamıştı.

yanılmıyorsam uludag sözlükte de aynı kullanıcı adı ile yazan yazar. hatta bez bebeknana beni tanımlamiyor aslında ama so nra degistirmedim de demişti. görüyoruz ki tam kendine göre bir nick almış. değersiz ve boş entryleri ile devam ediyor. hoşuna gidenler olabilir.

yeryüzüne düşüp hayata kavuşacağı zamanı uyku, düşünce ve hülya ile bekleyip geçiştiriyordu.

en büyük endişesi, bir hastane bahçesinde bütün taburcu edilmek ümitlerinden uzak, dikili kalacak bir çam olmaktı.

aradan zamanlar geçti. geceler arka arkaya koşuşturdular. bir sabah haber bütün ağızları ve bütün kulakları dolaştı. - meğer bütün vaktini uykuyla geçiren hülya budalası meğer.... meğer darağacı olmuştu!

kızlarını ve hemşirelerini çok severdi. onları kendilerinden evvelki padişahların yaptıkları gibi uzak yerlerdeki valilerle evlendireceği yerde, istanbul'daki paşalarla evlendirdi. sarayın haşmetine alışmış olan bu sultanların büyük masraflarını karşılayabilmek için kocaları, şikayet halinde, karılarının kendilerini koruyacaklarına da güvenerek büyük paralar, hediyeler almaya ve memuriyetleri satmaya başladılar. bu, rüşvet ve hediye alışkanlığının başlangıcıdır.

kars ve kızıltepe'de de rastlanan köy ismidir. bu köyler halkının çıplaklı yörüklerinden oldukları bilinmektedir. 1126 tarihli bir fermanda, kıbrıs'a sürülen yörükan taifesinden çıblaklu ve çaylaklu cemaatlerinin kaptanları zorlayarak gemileri türkiye'ye döndürdüğü ve aydın muğla dağlarına sığındıkları, adı geçen yörüklerin bir kolunun iki oymağının doğuda iki köy kurduğu ortaya çıkmıştır.

ortaçağda, keşişlerin ölü kadınlara tecavüz ettikleri ortaya çıkarılıp bu adetten vazgeçilinceye kadar, hayatta iken soylu ya da yüksek mevkiye sahip ölülerin yanında tören hazır oluncaya dek odada başında nöbet tutması görevi verilirdi.

geleneksel düalizmin diyalektik hareketi sonucu ortaya çıkmış, duyulur özsel birliğe yönelik aktif bir görüşe sahip değildir.