günah

farsca: suç, karşılığında tazminat verilen suç.

eylemlere günah gözüyle değil de karşıdaki insana zarar veriyor mu, onu üzüyor mu gözüyle bakıyorum. yani cehenneme gitmemeye çalışmak yerine; dünya'da ne kendime ne de başkalarına cehennemi yaşatmamaya çalışıyorum. vicdan ve empati yoluyla...

dini hayattan ayıran, öteleyen belki de en önemli kavramlardan biri. hani dini kaynak eserlerde günah kelimesinin arapça karşılığı yoktur dense yeridir. dinen günah... yani normalde tıkır tıkır işler ve bir sorun çıkarmaz ama dinen günah... farslar bu kavramı hangi anlamda kullanır bilmiyorum ama bizim bunu dilimize katarken içini boşaltıp sıfırdan doldurduğumuz kesin.

bir eyleme günah denildiği zaman cezası otomatik olarak öte tarafa bağlanıyor ve "dinin yasakladığı bir eylem" algısı oluşuyor. oysa müslüman olarak din denilince akla ilk gelecek şey bizzat hayatın, tarihin kendi işleyişi olmalıdır. bir şey günahsa, haramsa burada bir yerlere zarar verdiği için günahtır, haramdır. helalsa burada bir şeylere faydası olduğu için helaldir. zira helal, haram, günah gibi kavramlar dini değil sosyal kavramlardır.

insani bir hayatı ruhbani kavramlarla yaşamaya, şekillendirmeye çalışıyoruz. doğal olarak da bir yerden sonra yol almada bocalıyor, psikolojik, vicdani çıkmazlara giriyoruz.

zevk alınan her şeydir.

bazı, yapılan hayırlı şeylerdir.

en önemlisi domuz eti yemektir. diğer kulların da taraf olduğu günahlar domuz eti kadar önemli değildir.

(bkz: yaşamak)
(bkz: nefes almak)
(bkz: konuşmak)
bu kadar abartı olmasa da ne yapsak günah.
t: bazı dinlerde insanların yapmalarının yasaklandığı şeyler.

tanımımı bir ömer hayyam rubaisi ile bitirmek istiyorum.

var mı dünyada günah işlemeyen söyle,
yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle,
bana kötü deyip kötülük edeceksen,
yüce tanrı, ne farkın kalır benden, söyle...

vicdanımın el vermediği herşeydir.

çoğu insanın kılıfına uydurduğu taktirde hiç düşünmeden geçip gidebileceği eşik.

insanı tanrıdan uzaklaştıran unsur.

insanı, insan yapan şey. hele bir de tanrı manrı korkusuyla filan değil de zararını fark ederek uzaklaşırsa insanı ermiş yapan şey.

bazen acısını en sevdiklerimizin çektiği bir kabahat çeşidi.

varlığından yoksun insanın olmadığı iblis işi.
kendini hırpladığın iç sıkıntısı sebebi.
ayrıca rahat yaşamayı elzem hale getirmede karşına çıkan en büyük boktan kusur!!!

ego esaretiyle girişilen her eylem. en büyük şeytan egondur.

1. inançlarda, maddi ve manevi kötü sonuçlar doğurduğu belirtilen kusur, suç, hata.

2. harika bir volga tamöz ve ferhat göçer işbirliği ürünü olan parça, tekli.

oldukça çekici şey. sanırım yasak olduğundan.

her zevkli şeye günah demişler.

suçlu günahı işleyen değil günahı yaratan

büyümekle eşdeğerdir çünkü büyüdükçe kirlenen varlıktır günümüz insanı.