umurumda bile olmaz nükleer denemeler yazar profili

artık bu berbat dünyada daha çok anlaşılabilsin diye çağın gerektirdiği dilde şiirler yazıyor birhan keskin, murathan mungan, ali lidar, onur ünlü, murat menteş, alper gencer, ilhan dilek, seyyidhan kömürcü ve daha nice genç şair... isyan da var şiirlerinde, genel kültürlerinden enstantaneler de...*

şair ölür ama etkilediği başka bir şairde bırakır bir parçasını, o yüzden şair ölmez ve şiir de, hele edebiyat hiç...

sözlükte yazarlara toplu olarak bir şey olmuyor, yazar gruplarına dönemsel olarak bir şeyler olur hep. her yazar bir dönem buraya tabir-i caizse sarıyor, belki tanımlardaki üretkenlik anlamında altın dönemini yaşıyor, belki hayatındaki boşlukları burada doldurmaya çalışıyor vs. sonrasında ya gidiyor ya da ara ara girip sadece okuyor. gidenler arasında sıkıldığı için gideni de var, polemikler yüzünden gideni de, sayılamayacak kadar farklı sebeplerle gidenler de...

yazılanların kalitesi ya da kalitesizliğiyle ile ilgili olarak, hep vardı böyle şeyler... hala bilgi veren tanım girenler olduğu gibi herkese sallayan tanımlar ya da can sıkıntısından öylesine yazılmış yazılar hep vardı, olacak da... neyse ki sözlük küfürsüz, küfrün serbest olduğu sözlükleri okuyanlar bilir buraların kıymetini...

başlığı görünce aklıma nakış ipliği markası gelmesi...

wilhelm schmid'in kitaplarına aşina olmayıp adına aldanarak kitabın konusunu bedensel temastan ibaret zannedenler çok ama çok yanılırlar. felsefî kitaplara şans vermek için biçilmiş kaftandır, yazarın kitapları. ben neredeyse bütün cümlelerin altını çizmişim...

ankara'yla bozuşmadan önce 2010 yılında izlediğim hoş bir devlet tiyatrosu oyunuydu. hâlâ sahneleniyorsa tavsiye edilir.

değişiklik yapma ihtiyacı duymayanlara şaşırıyorum, zira en sevdiğim şeyler bile bir süre sonra sıkıyor beni.

şahsımı sevindirmeyen, üzmeyen ve ilgilendirmeyen seçim. tercihlerini yaşayacak olanların seçimi...

ingiliz kraliyet filarmoni orkestralı sezen aksu.

*aynı şarkıyı art arda yüz bin kez dinlemek gibi psikopatlığı olanlar için mod yükseltmelik, harika bir şarkı. ısrarla tavsiye edilir.

yeni şeyler öğrenmeyi sevenler için bir lütuf olma özelliği taşıyan, ruhu zengin, sohbeti hoş, sığ ya da çiğ davranışları bünyesinde barındırmayan, şakaları; esprileri kaliteli olan, rafine zevklere sahip insan türüdür.
düzenli olarak kitap okuyan insanlarla iletişim kurmaktan her zaman keyif almışımdır.

an itibarıyla analar*

ahmet telli ve ataol behramoğlu'nun aynı gün katılmaları hasebiyle taa uzak yollardan gelip ziyaret etmeyi düşündüğüm fuar, inşallah pişman olmam.

aynı noktalardan bahsetmiyoruz ama siz anladınız...

afyonlu olduğu rivayet edilir, emirdağ ilçesinin yakınındaki amorium antik kentinde yaşamış. ayrıca bu antik kent bizans için de hayli önemliymiş.

"neden şiir dışı türler değil?" sorusuna "ocakta yemek, kucağımda çocuk vardı, ancak şiir yazabiliyordum." diye cevap veren kadın şair.

bir nevi zeki müren gecesi olacak gibi görünüyor. beklenen şarkı ( gözlerinin içine başka hayal girmesin) şarkısını da ben istiyorum please.

işte beni tanımlayan bir başlık!

en yakın arkadaşı yoktur, farklı zamanlarda farklı insanlarla yakınlaşır.
en sevdiği yemek yoktur, birçok yemeği zevkle yer.
en sevdiği aktivite yoktur, farklı zamanlarda farklı alanlara yönelir.
en sevdiği renk yoktur, zira ruh hâline göre değişir renk seçimleri.
hâl böyleyken "en" gibi fazla iddialı lafları da sevmez. "değişmeyen tek şey değişimin kendisidir." gerçeğini kabullenmiştir çoktan.

kafa ayari ukdesidir.

ruh uyumu.

ten uyumu denen zırvadan çok daha yeğdir, zira ruhların uyum sağlamadığı bir ilişkide tenin anlamı yoktur.

özlemek uykuda olduğunu bildiğin; uyanmak isteyip de uyanamadığın uyku hâline benzer. o anlarda kendine öyle yakınsındır ki hem yalnızlığını hem de çaresizliğini en derinden hissedersin. "geçsin!" dersin, "uyanayım da geçsin, hayatımdaki beni oyalayacak şeylere sığınayım da geçsin!" sonra geçici olarak geçtiğini sanırsın; ta ki bir koku, bir şarkı, bir kelime, bir fotoğraf seni senden alana dek...

boş kahve paketi

budur:



ve bu:



bunu unutmuşum: