uzunihsanefendininyesilsurubu yazar profili

uzunihsanefendininyesilsurubu kapak fotoğrafı
uzunihsanefendininyesilsurubu profil fotoğrafı
rozet
kafa izninde
karma: 7061 tanım: 295 başlık: 18 takipçi: 145
???

son tanımları | başucu eserleri


fakirlerin psikoloğa gitme yolları

psikolog ücretlerinin artmasıyla beraber insanı düşündürten sorunsal.

•devlet hastanelerinden (önce psikiyatriste gitmelisiniz, psikiyatrist uygun görürse psikoloğa yönlendiriliyorsunuz.),
•birçok belediyeden* (istanbul için: alo 153, ankara için: 0312 666 60 06),
•yeşilay danışmanlık merkezinden (alo 115),
•tütün veya madde bağımlılığı danışmanlığına başvurmak için alo 171' den,
•türk psikologlar derneği izmir şubesinden (pazar hariç diğer günler 10-18 arası online görüşmelerle),
gönüllü psikolog org' dan
ücretsiz psikolojik destek alabilirsiniz.

dilerim faydalı olur. ayrıca bu adresten ücretsiz danışmanlık hizmetlerine nasıl ulaşabileceğinize daha ayrıntılı bir şekilde bakabilirsiniz.
devamını gör...

musa'nın hükmü

papa ikinci julius için dikilen dev anıtın yalnızca bir parçası ve en çok konuşulanı olan, michelangelo tarafından yapılan bir heykeldir. aşağıda, ortada:
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
sanat eleştirmeni max sauerlandt da musa'nın en çok konuşulan heykel olması hakkındaki fikrini şöyle ifade etmişti: "dünyadaki hiçbir sanat eseri pan başı olan musa kadar farklı biçimlerde değerlendirilmemiştir." (biraz sonra bu farklı görüşlerin neler olduğundan bahsedeceğim.)

musa neden pan başlıdır? bu konuda iki rivayet var. ilki: mitolojideki keçi-insan olan, insanları panik hale getiren lider vasıflı pan karakterine gönderme olduğu (boynuzlar ve lüle saçlarla). ikinci rivayet ise tevrat'ın ibraniceden latinceye çevrilirken, kelimenin hem boynuz hem de ışık huzmesi anlamlarına gelmesiyle, boynuzun aslında ışık huzmesine gönderme olduğu. tabii bunun bir çeviri hatası olabileceği de ihtimaller dahilinde.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
knackfuss, musa'nın hükmü heykelinin yarattığı büyük etkiyi, duruşundaki "içsel ateşiyle dışsal sükuneti arasındaki sanatsal çelişkide" yattığını söyler.

bu heykel hakkında iki yaygın görüş var diyebiliriz. elbette bu yaygın görüşler de kendi içlerinde bazı kısımlarda ayrışmakta.* sanat eleştirmenlerince ilk zamanlar oldukça kabul gören görüş, exodus'ta geçen bir olayın heykele işlenmesini savunur. peki, dayandıkları metinde ne anlatır?

sina dağı'nda, tanrı'dan kutsal on emrin yer aldığı tablolarla halkın yanına inen musa, insanların altın bir buzağı yapıp ona taptıklarını görür. bu yüzden de yüzünde beliren ifadeler ve sol ayağının kalkar gibi olması onun biraz sonra hiddetlenecek olan, fırtına öncesi sessizlik diyebileceğimiz halinin heykele işlenmesi görülür. tabloları fırlatarak kalkacak ve öfkesini inançsız halkına yansıtacaktır.

freud, bu görüşe katılmaz. kendisi hayran olduğu bu heykeli tam üç hafta boyunca ziyaret edip, en ince ayrıntısına kadar onu anlamaya çalışmıştır. en yaygın ikinci görüş ise freud' un "sanat ve psikanaliz" kitabında bahsettikleriyle paraleldir. ona göre heykel, öfkenin birazdan eyleme dönüşeceği o başlangıcı değil, zaten gerçekleşmiş bir eylemin arda kalan kalıntılarını gösterir: musa eyleme geçmek, öç almak, on emir levhalarını unutmak istemiştir ama yapamamıştır. öfkesini serbest bırakıp, bunun on emir tablolarının kayışına neden olduğunu anlayınca; asıl amacını, misyonunu hatırlamıştır. bu sebeple de duygularına yenik düşmek yerine tabloları destekleyip hareketsiz bir şekilde kalmıştır. michelangelo da onu anıtın bekçisi olarak heykelleştirmiştir.

kaynak olarak kullandıklarım: ders notlarım, freud'un sanat ve psikanaliz kitabı, bir de resimler için wikipedia.
devamını gör...

didem madak

lisedeki coğrafya hocam sayesinde tanıdığım şairdir. aynı zamanda edebiyat okurdu hocamız. yazılarımı ve şiirlerimi ona okuturdum. o da didem madak' ı bilir misin, onu çok severim, sen de bir bak istersen demişti. eve gider gitmez araştırmaya başladım bu şairi. çok sevdim: hikayesini ve dizelerini. o gece, didem madak'ı tanıdığım gece, aklıma bir fikir geldi:siz aşktan n'anlarsınız bayım? şiirini dersin bitimine 5 dakika kala çıkıp okumak!

arkadaşlar, yaptım. a4 kağıdına güzelce yazdığım bu şiiri dersin bitiminde okudum. rica etsem gözlerinizi kapatır mısınız dedim sınıftakilere şiiri hissedebilmeniz adına, onlar da kapattılar... heyecandan ellerim terleye terleye, arkadaşlarımın gözlerinin içine bakamadan okudum. o gün güzel bir anı bıraktım 10-d sınıfına, birkaç dakikalığına mutlu olduk. bir arkadaşım sevdiği çocuğun gözlerinin içine bakıp siz aşktan n'anlarsınız bayım dedi mesela. çocuk anlamadı. ama olsun. kimilerinin aşk itirafı oldu bu şiir, benimse kocaman heyecanım ve tatlı bir hatıram.

"...siz aşkı ne bilirsiniz bayım, aşkı aşk bilir yalnız!"
devamını gör...

maske

insanları gözlemlemekte usta olan psikologların, edebiyatçıların ve müzisyenlerin ilgisini çekmiş bir sözcük.

rastladığım ustaların "maske" ye nasıl yaklaştıklarını böyle yakaladım:

jung' a göre gölgenin (kişiliğimizin karanlık yönleri yani kendimize yakıştırmadığımız her şey) gölge olarak kalabilmesi için dış dünyada sosyal rollerimize uygun personalar (maskeler) takınırız. sağlıklı bir kişiliğe giden yol ise gölge - persona uyumundan geçer.

sadık hidâyet ise kör baykuş romanında maske takışlarımızı şu satırlarla anlatır:

"hayat, soğuk kayıtsız, herkesin maskelerini çeker alır zamanla; maskeleri de hani çoktur herkesin. fakat bazıları hep aynı maskeyi kullanırlar, ister istemez kirlenir, yıpranır bu maske. tutumlu kimselerdir bunlar. bir kısmı evlatlarına saklarlar maskelerini; bir kısmı da vardır ki boyuna maske değiştirirler, ama yaşlandıklarında görürler ki bir sonuncu maske kalmış ellerinde, ve bu da pek çabuk eskir, o zaman maskenin gerisinden gerçek yüzleri çıkar ortaya."

yakın zamanda adamlar grubu; gelir geçer şarkılarında, pandemiyle birlikte hayatımıza giren maskelerin ve hep yaşamımızın bir parçası olan personaların iç içe geçtiğinden "zaten maskeliydik, en az bir tane daha taktık." diyerek bahseder.

son olarak, 39 yıl önce yeni türkü'ye göre dünya sahnesi tam olarak şöyle bir yermiş işte:

"...tak etti canıma bu maskeli balo
bu maskeli balo
ve onun sahte yüzleri."

o hâlde, 39 yıl öncesinden bugüne değişen pek de bir şey yok diyemez miyiz?
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim