1.
heykel 1505 yılında papa ıı. julius için kendi mezarı için sipariş edilmişti. yaklaşık 600 yıldır san pietro in vincoli kilisesinde, roma'da bulunur. mezarlığın yapımı ise 1545 yılına kadar sürmüştür çünkü michelangelo'nun ilk projesine göre yapması gereken heykel sayısı 40'ı aşkındı.
devamını gör...
2.
papa ikinci julius için dikilen dev anıtın yalnızca bir parçası ve en çok konuşulanı olan, michelangelo tarafından yapılan bir heykeldir. aşağıda, ortada:
sanat eleştirmeni max sauerlandt da musa'nın en çok konuşulan heykel olması hakkındaki fikrini şöyle ifade etmişti: "dünyadaki hiçbir sanat eseri pan başı olan musa kadar farklı biçimlerde değerlendirilmemiştir." (biraz sonra bu farklı görüşlerin neler olduğundan bahsedeceğim.)
musa neden pan başlıdır? bu konuda iki rivayet var. ilki: mitolojideki keçi-insan olan, insanları panik hale getiren lider vasıflı pan karakterine gönderme olduğu (boynuzlar ve lüle saçlarla). ikinci rivayet ise tevrat'ın ibraniceden latinceye çevrilirken, kelimenin hem boynuz hem de ışık huzmesi anlamlarına gelmesiyle, boynuzun aslında ışık huzmesine gönderme olduğu. tabii bunun bir çeviri hatası olabileceği de ihtimaller dahilinde.
knackfuss, musa'nın hükmü heykelinin yarattığı büyük etkiyi, duruşundaki "içsel ateşiyle dışsal sükuneti arasındaki sanatsal çelişkide" yattığını söyler.
bu heykel hakkında iki yaygın görüş var diyebiliriz. elbette bu yaygın görüşler de kendi içlerinde bazı kısımlarda ayrışmakta.* sanat eleştirmenlerince ilk zamanlar oldukça kabul gören görüş, exodus'ta geçen bir olayın heykele işlenmesini savunur. peki, dayandıkları metinde ne anlatır?
sina dağı'nda, tanrı'dan kutsal on emrin yer aldığı tablolarla halkın yanına inen musa, insanların altın bir buzağı yapıp ona taptıklarını görür. bu yüzden de yüzünde beliren ifadeler ve sol ayağının kalkar gibi olması onun biraz sonra hiddetlenecek olan, fırtına öncesi sessizlik diyebileceğimiz halinin heykele işlenmesi görülür. tabloları fırlatarak kalkacak ve öfkesini inançsız halkına yansıtacaktır.
freud, bu görüşe katılmaz. kendisi hayran olduğu bu heykeli tam üç hafta boyunca ziyaret edip, en ince ayrıntısına kadar onu anlamaya çalışmıştır. en yaygın ikinci görüş ise freud' un "sanat ve psikanaliz" kitabında bahsettikleriyle paraleldir. ona göre heykel, öfkenin birazdan eyleme dönüşeceği o başlangıcı değil, zaten gerçekleşmiş bir eylemin arda kalan kalıntılarını gösterir: musa eyleme geçmek, öç almak, on emir levhalarını unutmak istemiştir ama yapamamıştır. öfkesini serbest bırakıp, bunun on emir tablolarının kayışına neden olduğunu anlayınca; asıl amacını, misyonunu hatırlamıştır. bu sebeple de duygularına yenik düşmek yerine tabloları destekleyip hareketsiz bir şekilde kalmıştır. michelangelo da onu anıtın bekçisi olarak heykelleştirmiştir.
kaynak olarak kullandıklarım: ders notlarım, freud'un sanat ve psikanaliz kitabı, bir de resimler için wikipedia.
sanat eleştirmeni max sauerlandt da musa'nın en çok konuşulan heykel olması hakkındaki fikrini şöyle ifade etmişti: "dünyadaki hiçbir sanat eseri pan başı olan musa kadar farklı biçimlerde değerlendirilmemiştir." (biraz sonra bu farklı görüşlerin neler olduğundan bahsedeceğim.)
musa neden pan başlıdır? bu konuda iki rivayet var. ilki: mitolojideki keçi-insan olan, insanları panik hale getiren lider vasıflı pan karakterine gönderme olduğu (boynuzlar ve lüle saçlarla). ikinci rivayet ise tevrat'ın ibraniceden latinceye çevrilirken, kelimenin hem boynuz hem de ışık huzmesi anlamlarına gelmesiyle, boynuzun aslında ışık huzmesine gönderme olduğu. tabii bunun bir çeviri hatası olabileceği de ihtimaller dahilinde.
knackfuss, musa'nın hükmü heykelinin yarattığı büyük etkiyi, duruşundaki "içsel ateşiyle dışsal sükuneti arasındaki sanatsal çelişkide" yattığını söyler.
bu heykel hakkında iki yaygın görüş var diyebiliriz. elbette bu yaygın görüşler de kendi içlerinde bazı kısımlarda ayrışmakta.* sanat eleştirmenlerince ilk zamanlar oldukça kabul gören görüş, exodus'ta geçen bir olayın heykele işlenmesini savunur. peki, dayandıkları metinde ne anlatır?
sina dağı'nda, tanrı'dan kutsal on emrin yer aldığı tablolarla halkın yanına inen musa, insanların altın bir buzağı yapıp ona taptıklarını görür. bu yüzden de yüzünde beliren ifadeler ve sol ayağının kalkar gibi olması onun biraz sonra hiddetlenecek olan, fırtına öncesi sessizlik diyebileceğimiz halinin heykele işlenmesi görülür. tabloları fırlatarak kalkacak ve öfkesini inançsız halkına yansıtacaktır.
freud, bu görüşe katılmaz. kendisi hayran olduğu bu heykeli tam üç hafta boyunca ziyaret edip, en ince ayrıntısına kadar onu anlamaya çalışmıştır. en yaygın ikinci görüş ise freud' un "sanat ve psikanaliz" kitabında bahsettikleriyle paraleldir. ona göre heykel, öfkenin birazdan eyleme dönüşeceği o başlangıcı değil, zaten gerçekleşmiş bir eylemin arda kalan kalıntılarını gösterir: musa eyleme geçmek, öç almak, on emir levhalarını unutmak istemiştir ama yapamamıştır. öfkesini serbest bırakıp, bunun on emir tablolarının kayışına neden olduğunu anlayınca; asıl amacını, misyonunu hatırlamıştır. bu sebeple de duygularına yenik düşmek yerine tabloları destekleyip hareketsiz bir şekilde kalmıştır. michelangelo da onu anıtın bekçisi olarak heykelleştirmiştir.
kaynak olarak kullandıklarım: ders notlarım, freud'un sanat ve psikanaliz kitabı, bir de resimler için wikipedia.
devamını gör...