viento yazar profili

motonist'e uğrayan şeytan arada bana da uğruyor. ilanlarda geziyorum, şakasını falan yapıyorum arkadaşlara. alcam galiba ya.

yolda giderken vaktim varsa hep köy yollarından giderim, artık gözlerim de alıştı herhalde hemen yakalıyorum yaban hayvanlarını. bu yüzden türkiye'de yaşayan türlerin hemen hemen %80'ini görmüşümdür, hepsini gördüğümde de çocuk gibi içim pır pır eder.

eskiden geceleri yaban domuzlarının fotoğraflarını çekmeye giderdim. büyük olanlarıyla karşılaşmak gerçekten heyecan vericiydi. bir de porsuk gördüğümde çok heyecanlanmıştım. hem nesli tükenme tehlikesi altında olduğu için hem de çok farklı bir hayvan olduğu için hazine bulmuş gibi hissetmiştim kendimi. en son birkaç ay önce mükemmel bir tilki gördüm, upuzun kuyruğu vardı, harika bir hayvandı. hala bir yerlerde ekosistemin korunduğunu görmeyi çok seviyorum.

günaydın sözlük.

her başarılı insanın yaptığı gibi uyanır uyanmaz yüzümü buzlu suya soktum geldim. inanın bana her sabah yüzünüzü buzlu suya sokarsanız siz de benim gibi başarılı bir iş insanı olabilirsiniz.

yavaş düzgün demektir,
düzgün hızlı demektir.
kavun değil kelektir,
fistan değil yelektir.
eğer tacı ararsan,
en adi bir köpektir.

bu şiiri okuyup anlayan biciriktir.

yüze özellikle de yanağa falan yapılanları midemi bulandırıyor. bence hiçbir yere yakışmıyor, belki bu sınıfa girmez ama hızma güzel duruyor bazen.

en eğitimli, zengin, güzel insanı bile şaklabana çevirir. öyle bir yoksunluktur.

100 metreden de belli olur ilgi çekmek için yapılan hareketler ve insana yalan söyletir. gözlemliyorum çevremi, iş arkadaşlarımı falan. bazıları kendilerini olduğundan çok farklı göstermeye çalışıyor, sırf ilgi çekmek için daha marjinal, daha tehlikeli, daha zengin böyle uzar gider... sahipmiş gibi göstermeye çalıştıkları şeyler üzerinde durmuyor işte belli oluyor ilgi çekmek için yapıldığı. keşke nasıl göründüklerini bilseler de yapmasalar.

hafif sparring swh

kafa bomboş olur.

bol bol itham ve niyet okuma içerir.

zaten siz öylesiniz, siz böylesiniz veya öyle olsun diye yaptınız, böyle olsun diye yaptınız şeklinde. tartışmak neden hep bir muharebe meydanına dönüyor hiç anlamıyorum. maksat doğruyu bulmak ve doğru bulunduğumuzu savunmaksa eğer illa hasım gibi tartışmaya gerek yok ama gel de bunu bu kazmalara anlat.

türkçe soruları beni ayar eden sınavlardır.

bugün ales'e girdim. bana eşit ağırlık puanı lazım olduğu için mecburen türkçeye de baktım ve kitapçığı yırtasım geldi. bi karış soru mu olur kardeşim ya? bi karış paragraf, 5 soru ondan. vay anasını böyle işkence olur mu ya? bi de sınavdan sonra sözelciler paragraf sorusu çözme tekniklerinden falan bahsediyordu "ne tekniği kardeşim, buraya teknik mi işler? diye çıkışmamak için zor tuttum kendimi.

normal davranan yani; düşünme yetisi gelişmiş olmadığı için yer, zaman, mekan, ayırt etmeksizin içinden geleni yapan köpektir.

yarın öbür gün dışkısını da yapabilir veya birisine saldırabilir de. bunların hiçbirinden köpek sorumlu tutulamaz çünkü köpek hareketlerini insanlar gibi ayıp, doğru, pis, temiz diye kategorize edemez. ee böyle bir canlı olduğunu bildiğimiz köpekleri neden yediğimiz, içtiğimiz, oturduğumuz yani temiz olması gereken mekanlara sokuyoruz? bunu savunmanın akla mantığa sığar bir tarafı var mı? şimdi böyle söyleyince hayvan düşmanı olmakla yaftalıyorlar. hayır, hiç de öyle değil. hayvanları hep çok sevdim, şimdiye kadar belki 10 çeşit hayvan beslemişizdir evimizde. hala da köpeğimiz var, bahçede kafesi ve kulübesinde. ne aşısını atlamışızdır, ne yemeğini suyunu ne de oyununu egzersizini ama yemek masamıza da çıkamaz. yeri orası değil, çünkü ona uygun değil. bu tür olaylar hayvanı hayvan olarak kabul etmeyenler yüzünden oluyor. bu onları değersizleştirmez. hayvanlar en iyi dostumuzdur. tabii ki onlarla hayatı paylaşmak çok güzel ama onlara doğalarına aykırı sorumluluklar yükleyerek haksızlık yapmasak daha rahat ederler bence.

03.30'da mr var. evde onu bekliyorum.

yanımda gelmek isteyenleri de saat çok geç olacağı için kabul etmedim. şimdi benim bile hiç gidesim yok. bu saatte mr mı olurmuş ya.

edit: mr'dan çıktım ve bu cihazın insanlık için çok önemli bir nimet olduğunu düşünsem de tasarımında emeği geçenlerin kulaklarını çınlatmadan edemeyeceğim. hadi cihaz klostrofobik falan da kardeşim bari ara sıra bi süreyi söyleyin şu kadar kaldı, bu kadar kaldı diye veya platformu oynatan bi buton falan yapın ki kişi çok bunalırsa kendini çıkarsın dışarı. bi şey olursa seslenin geliriz falan diyorlar da bence kontrol kişide olsa daha iyi olur. ben spor dolayısıyla sağımı solumu zorladığım için 4-5 kez girdim bu merete ama her seferinde ilk kez giriyormuş gibi bunalıyorum. allah bi daha girmek zorunda bırakmasın kimseyi, amin.

umumi tuvaletlerde el kurulamak için ikiden fazla kağıt havlu kullanmak.

bir tanesi bile yetiyorken 4-5 tane alacak kadar düşüncesiz olmak zor olmalı.

"benim için değerlisin" demenin en güzel hali.

mesela ben mantıyı çok severim, arkadaşlarım da bilir. mantı yaptım gel diye ararlar, mantı yapanın aklına ben gelirim yakın çevremde. mantı yaptıklarında aramaları veya ben varım diye yapmaları o kadar kıymetli ki benim için anlatamam. hayatta bazen 15 dakikada pişen etli hamur parçaları binlerce liralık hediyelerden çok daha kıymetli olabiliyor. zaten pahalı hediye sevmem, böyle hatırlanmayı ve hatırlamayı severim.

günaydın sözlük.

siz bu saatte uyurken ben telefonla oynuyorsam, bana şanslı diyemezsiniz.

dövüş sporlarını tecrübe etmemiş kişilerin sahip olabileceği inançtır.

evet kişi yavaşlayabilir, gücü de azalabilir fiziki durumuna göre ancak kas hafızası ve tekniği onu terk etmez. özellikte bjj, boks gibi fiziksel durumdan çok tekniğe bağlı disiplinlerde her yaş ve kondisyonda kişi iyi dövüşebilir ama tekvando gibi hız ve esneklik isteyen branşlarda fiziki durum daha etkilidir diye düşünüyorum.

"viento müsait misin" veya "müsaitsen senden bir şey isteyecektim" tarzı mesajlar.

neye müsait miyim kardeşim onu söyle bi sonra karar veririz müsait miyim değil miyim.

sözlükteki reklamlar yüzünden alakasız bir yazara attığım mesajdır. o da mesaja anlam verememiş olacak ki görüldü attı, ben de mesajı geçmişten sildim zaten. olaysız dağıldık.

günaydın sözlük.

paranoyak deli'nin coşkulu girdisinden sonra ne yazsam sönük kalacağı için sade, düz bir günaydın girdisi bırakıyorum.

ben.

çünkü her yer çok sıcak, kalın bir şeyler giymek mümkün değil. bi yerde bi şeyler yiyelim, içelim diyorsun mekan hamam gibi. metro öyle, avm öyle mecbur tişört giyiyorum.

maalesef sözlüğün geldiği hal tam olarak budur. an itibariyle ekranda havai fişekler patlıyor. kaç para lazım allah aşkına söyleyin aramızda toplayalım da bitsin bu işkence.