viento yazar profili

popi yazarlar kalabalıkta bir yıldız gibi parlasın diye kuru kalabalık yapmak. bizim gibi sıradan yazarlar olacak ki popi yazarların farkı görülsün, kıymeti anlaşılsın.

10 tane evi olan samimiyetsiz almancı lafı.

madem emanetçisin neden ölmeyecekmiş gibi mala mülke yatırıyorsun bütün paranı?

eğer amaç "bir şeyler bileyim kendimi koruyayım" ise wıng tsun gayet uygundur. ancak vücut, koordinasyon, güç, teknik geliştirmek istiyorum çok azimliyim diyorsanız bence boks. wingtsuncu arkadaşlar kızmasın bizim salonda bazen antrenmanlarına denk geliyorum aman aman teknik isteyen bir şey değil gibi ancak boks yumruk atmaktan ziyade bir koordinasyon ve denge disiplinidir. iyi öğrenmek için ciddi emek gerekir ancak çok eksantrik hareketler olmadığı için kişi kaç yaşında olursa olsun boksa başlayabilir diye düşünüyorum.

sizi hayatınızın hatasına sürükleyebilecek olan düşüncedir. yukarıdaki arkadaşlarım da çok iyi açıklamışlar zaten meseleyi. ben de şöyle düşünmüştüm zamanında; boks ve kickboks yaptım bi süre ve sonra mma yapmaya karar verdim. vuruşları zaten bildiğim için. bjj öğrenmek için bir salona gittim. ilk antrenmanda bi kızla eşleştim. ben de bu cahil düşünceye kapılıp "ben sadece izlediklerimle bile bu kızı halı gibi silkelerim" dedim ama hiç de öyle olmadı. belki 10 kere boğuldum, bi o kadar da arm bar yedim 2-3 saatlik antrenmanda. kız oyun hamuru gibi her türlü boşluktan geçip boynumu buluyordu. sonra 7-8 yıldır bu sporu yaptığını öğrendim ve bir disiplini iyi bilen birisinin normal insanlara karşı ne kadar üstün olduğunu çok iyi anladım.

herhangi bir konuda körü körüne fanatik kimseyle arkadaşlık etmem. futbolmuş cartmış curtmuş farketmez, izlersin sevinirsin, üzülürsün geçer gider. geri zekalı gibi hayatının merkezine koymanın anlamı yok.
hele bizim ülkede futbol muhabbetlerinin sonu hep aynı yere çıkar ya şikeci olmakla ya da fetöcü olmakla itham eder insanlar birbirlerini. bir yere çıkmayacak muhabbetlere enerji harcamaya gerek yok.

zır cahil insan hareketi.

hiç düzeltmeye çalışmam, ısrar ettiği yanlışa saplanmasını izlerim zevkle.

#3726050
hocam başlık topçu arkadaşın pasaportunu kaybetmesi hadisesi üzerine açılmış bir başlık, futbol maçı analiz veya değerlendirme başlığı değil. ayrıca tarihin en karakterli kadrosu bilmem ne konularına kim karar veriyor bilmiyorum, bunların benim nezdimde bir geçerliliği yok. milli takımın yarım düzine gol yemiş olmasına herkes aynı türde ve tonda tepki verecek diye bir şey de yok, buna saygınız vardır diye düşünüyorum.
son olarak da girdimin bir kısmını alıntılıyarak cevap niteliğinde bir girdi girdiğiniz için meseleyi nick altınıza taşıdım bundan rahatsız oluyorsanız tekrar etmem. şunu da belirtmek istiyorum ve fikrinizi de merak ediyorum, milli takım hezimete uğradı diye o gün başka bir şey konuşulamaz mı? herkes bu kervana katılıp ilgililere lanet mi okumalı veya karalar mı bağlamalı?

#3722054 cevabınızı sonradan gördüm kusura bakmayın.

üstat kusura bakmayın ama girdilere cevaben yazdığınız girdilerden cevap verdiğiniz girdiyi iyi okumadığınız veya anlamadığınız izlenimine kapılıyorum. bir yerini cımbızlayıp, (kötü niyetle yaptığınızı ima etmiyorum) girdi sadece o kısımdan oluşuyormuş gibi cevap veriyorsunuz. genel itibariyle anlatmak isteğim ve dikkat çektiğim noktalara dair bir itirazınız olursa seve seve tartışırım.

#3725471 buradan, #3725505 bunu nasıl çıkardığını anlamadığım yazar.

hocam sizce de girdimde futbola dair en ufak bir tespitin olmadığı, girdinin tamamen dünya yıldızı olarak görülen topçu arkadaşın savruk giyim tarzıyla alakalı olduğu çok açık değil mi? oyunu yamal'ın çatalından okumak da bilmem neler de çok zorlama bir duyar olmuş bence.

t: üstteki girdilere cevap niteliğinde girdiler bırakmayı seven ancak bunu genelde laf çakmak gayesiyle yaptığını düşündüğüm yazar.

aydın.

çok basit. 2-3 tane azılı teröriste selam yolla, barış, kardeşlik hakkında bir şeyler zırvala al sana aydın kişilik, fikir adamı.

şu kılığa kıyafete bak allah aşkına, dünya yıldızı demeye bin şahit ister. donunu toplamaktan aciz bir topçunun pasaportunu kaybetmesi hadisesidir.

o mantıklı mı, bu mantıklı mı diye diye hummalı bir sistem eleştirisi içinde buluyorum kendimi. her şey neden bu kadar saçma ya?

neredeyse her şey. gürültüye o kadar tahammül edemiyorum ki anlatamam. gün içinde 50 kere kardo şunu biraz kısar mısın diyorum arkadaşlarıma. ses çıkaran her ne olursa olsun kapatasım geliyor.

bu dertten ben de muzdaribim maalesef ve genelde olumlu cevap verdiğim sorularda bile isteksiz olmakla suçlanıyorum halbuki isteksiz falan değilim. "tamam" diyorum, bambaşka anlamlar yüklüyorlar. tamamsa tamamdır yani bunun isteksizi, isteklisi olmaz bence. olsa bile telefondan anlaşılmaz.

üçlü savunma dizilişine bir türlü ısınamadım gitti.

ben 4-2-3-1'ciyim illa o 10 numara olacak. bunu da çok eleştiriyorlar tek santrafor mu kaldı falan diye ama ben seviyorum. fm'de de yıllardır böyle oynarım, sağlam bi 10 numarayla efsane oluyor.

gördüğüm kadarıyla sözlüğe bolca emek vermiş bilgili bir yazar ancak keşke katılmadığı görüşlere karşı çıkarken "öyleymişmiş, böyleymişmiş" gibi itici kalıplar kullanmasa. kendi tercihi tabii, benimki sadece tavsiye. iyi sözlükler.

insanların sürekli, "defalarca" anlamına gelen "defaatle" kelimesi ile karıştırdığı kelime. üstteki yazar arkadaşımnın da belirttiği gibi bu kelime "tek seferde" anlamına gelir.

günümüzde hurafe makinesi tiplerin çokluğundan dolayı bu görüşü benimsemiş insanlardır.

bu şarlatanlar dini istedikleri eğip bükmek için hadisleri de eğip bükerek, hatta yeni hadisler uydurarak, akla mantığa uymayan şeyleri millete yutturmaya çalışarak, insanları hadislere karşı ön yargılı hale getirdi.

hadis meselesi de gerçekten sıkıntılı bir mesele bence de çünkü müdahaleye çok açık bir şekilde, kulaktan kulağa günümüze kadar geliyor. tabii ki insanın aklına birileri bunu işine geldiği gibi nakletmiştir düşüncesi de geliyor ve hadislerin güvenilirliğine gölge düşürüyor ancak bu düşünceden yola çıkarak zamanında hadislerle ilgili biraz araştırma yapmış ve benim sandığım gibi söylentiden ibaret olmadığını ve senet vb. gibi koruma yöntemleri olduğunu görmüştüm. açıkçası hadis meselesi araştırmadan inkarcısı olunacak kadar basit bir mesele asla değil diye düşünüyorum.

kariyerinin sonlarına doğru türklük damarı tutmuş alman topçu.

ne hikmettir bunların da memleket sevdası, çocukluk takımları hep kariyer sonu akıllarına geliyor. "napsın adam kariyerinin zirvesinde türkiye'ye mi gelsin" diyecek arkadaşlar olacaktır. gelmesin tabii, napacak burada ama iş işten geçince bunun edebiyatını yapmasın, yapmacık duruyor.

park yeri sorunu.

postanesi ayrı, belediyesi ayrı, bankası ayrı yer tutmuş kendine. kardeşim zaten park yeri yok, otopark yok bir de her önüne gelen kurum kafasına göre duba koyup kendine yer tutarsa biz nereye koyacağız arabamızı? ulan 10 dk işimiz var 1 saat park yeri arıyoruz.