yer yerinden oynuyor haksız yere tutuklanan büyük bir kulübün başkanı var, amerika'dan döner dönmez okan buruk’a bile cevap verecek kadar küçülen tff başkanı böyle büyük bir olay karşısında nerede?
türk futbolu kimlerin eline kalmış, bu işler sokak kabadayısı gibi ileri geri konuşmakla olmuyor. kriz dönemlerini adaletle yönetmekle oluyor.
elma dersek çık, kokain dersek kaç, kaç ki sıra sana geliyor.
xıv. louis döneminde bir mahkûm, idama mahkûm edilmişti.
son gecesini geçirmek üzere, kalenin taş duvarlı hücresine kapatıldı.
demir parmaklıklar arasında sessizce oturuyordu.
bir adım ötede ölüm, bir nefes ötede umut vardı.
gece yarısı, hücrenin kapısı gıcırdayarak açıldı.
içeri kral louis girdi.
altın işlemeli pelerininin uçları taş zemini süpürüyordu.
mahkûmun karşısına dikilip yavaşça konuştu:
“–sana bir şans veriyorum.
bu hücrede bir çıkış var.
onu bulabilirsen, hayat senindir.
bulamazsan, sabah cellat seni alacak.”
kral ve muhafızları çekilip gittiler.
mahkûm zincirlerinden kurtulmuştu — ve umudun zincirine vurulmuştu şimdi.
tüm gece boyunca taşları söktü, duvarları yokladı, yer altına indi.
bir kapak buldu, bir tünel açıldı; sürünerek geçti.
nefes nefese…
bir merdiven, bir demir pencere, bir karanlık koridor…
her umut, bir çıkmaz sokağa çıkıyordu.
elleri kan içinde, dizleri yara içinde kaldı.
ama yılmadı.
çünkü “çıkış var” demişti kral.
sabah güneşinin ilk ışıkları hücreye süzülürken, yorgunluktan yere yığıldı.
kapı gıcırdadı.
kral louis tekrar karşısındaydı.
mahkûm gözyaşları içinde haykırdı:
“–beni kandırdın! hiçbir çıkış yoktu!”
louis gülümsedi.
“–yalan söylemedim.
çıkış oradaydı.
kapın zaten açıktı.”
biz insanlar da bazen kendi hapishanemizi
inşa ederiz.
anahtar cebimizdedir ama biz tüneller kazar, duvarları yoklarız.
oysa özgürlük, çoğu zaman en sade yerde, görmeyi bilmeyen gözlerimizin önündedir.
“asıl esaret, duvarların ardında değil, insanın kendi içindedir.” der.
alıntı...
güzel bir gün olsun günaydin umutla dirençle sevgiyle....
jilet kuşkusuz keskindir ama bir ağacı kesemez. balta güçlüdür ama bir insanı tıraş edemez.herşey kendi özel amacına göre değerlidir..
kendinizi başka insanlarla kıyaslamayacağınız bir hayatınız olsun .
hepiniz değerlisiniz....
neden ben bu hayatı yaşıyorum diye sorgulayacağınıza günün tadını çıkarmaya bakın.
günaydın sözlük...
bol bol güleceğiniz bir gün olsun..
yeni yaşının sana mutluluk, sağlık ve tüm hayallerini gerçekleştirecek fırsatlar getirmesini dilerim. her günün bir öncekinden daha aydınlık, neşen daim olsun....
doğum günün kutlu olsun.
gerçek dalton kardeşler...
başarısız bir soygun girişiminin ardından sokakta vurularak öldürüldüler; cesetleri, kasaba halkına ifşa edildi ve kanıt olarak 1 gün gösterildi.
fotoğraflar çekildiğinde ve tarih sonucu kaydettiğinde, görüntü anın kendisinden daha büyük bir anlam kazandı.
sonraki yıllarda maurice de bevere (1 aralık 1923 - 16 temmuz 2001), belçikalı çizer goscinny ile beraber hazırladığı red kit (lucky luke) serisini komedi karikatür olarak yayınladı ve halk tarafından yoğun ilgi gördü ve 1971 yılında çizgi film olarak da gösterime girdi ve hasılat rekorları kırdı ve günümüze kadar ulaşmasını sağladı.
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yanan otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım..
#3823820 sevgili dostum kral ilk kez sana katılmıyorum. şarap gibi benzetmesi sadece kadınlar için mi kullanılır?
şarap gibi erkekler olamaz mı?
sen 50 yaşına gelince çirkin mi olacaksın?
george clooney çirkin mi? ya mads mikkelsen ve ya jason statham...
bak kendimi yazmadım bile*
hukukun üstünlüğü endeksi’nde doğu avrupa ve orta asya bölgesinde 15 ülke arasında 14’üncü sıradayız.
dünya genelinde hapisteki gazeteci sayısında da çin'den sonra ikinci sıradayız..
kadın cinayetleri sıralamasında ise 146 ülke arasında 124.sıradayız.
şimdilik bunlar geldi aklıma...
" umutsuzluğa düşmek bir devrimciye yasaktır. cellat elinde işkencede ölüme bir soluk kalmışken bile.. yalnız yasak değil ayıptır da.. çünkü devrimcinin kendisi, insanlığın yarını ve umududur. bu bir kural, bir ilkedir.. bu, namussuzluğun, alçaklığın egemen olmadığı, soylu, güzel ve onurlu bir dünya, bu temel ilke üzerinde kurulur.." *
korana zamanı küçük oğlum askerdeydi. bir akşam telefonum çaldı kayıtlı olmayan bir numaraydı arayan. birazda ürkerek açtım telefonu. kendini tanıtıyordu arayan kişi. '' ben kayseri 1. komando tugayı hava indirme acemi birliği 'nden astsubay kıdemli başçavuş'' diye başlayarak ismini söyledi sonrasında oğlumun ismini söylerek '' babası siz misiniz?'' diye sordu ama o anda ben adamı duymuyordum bile kafamdan aşağıya kaynar su dökülür gibi oldu. ''buyurun benim'' dedim sesim titreyerek. hiç hayra yorulacak bir saat değildi çünkü..
devam etti kendinden emin bir ses tonuyla: ''sizi böyle bir çocuk yetiştirdiğiniz için tebrik etmek için aramıştım ''dedi..
biran sessizlik oldu ne diyeceğimi bilemedim. ama güzel bir duyguydu...
#3822971iyi dileklerin için teşekkür ederim. ama kızım bu savaştan galip çıkamadı. artık akşamları beni kapıda karşılayacak,parka götürmem için şimarıklık edecek , tıraş yaptırdığım için aynalara küsecek bu yüzden bana trip atacak hera'm yok artık.
çok büyük acı. sanki içimden bir şeyler koptu gitti. bu yangın hiç dinmeyecek gibi.
sadece bizim değil bütün mahallenin maskotu gibiydi. hepimiz çok özleyeceğiz seni...
ışıklar içinde uyu tatlım...
bugün terasa bir süs havuzu yapmak istiyorum. hem kendi kuşlarım hem terasa gelen diğer kuşlar için. bu yüzden bir haftadır havuz yapım videoları izledim ve malzemeleri hazırladım. hayatımda hiç çimento karmayan biri olarak bunu yapmaya çalışacağım. eminim güzel olacak. o yüzden iş olmamasına rağmen erken kalktım.
hepimizin işleri rast gitsin.
sevdiğiniz, yapmak istediğiniz her şeyi yapabilmeniz dileğiyle..
günaydın dostlar...
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.