toplamda 12 hanlıktan oluşan boylar konfederasyonu devlet.
heredot’un historia’sında mısıra kadar topraklarını ilerlettiklerini ve mısırı kendilerine bağladığını yazmaktadır. mısırdan vergi almakla birlikte bunu sadece kendilerine mısırın bağlı olduğunu göstermek için almışlardır. asur krallığı ile ittifak yapmış ve persleri yenmişlerdir. bartatua oğlu madyes ise iskit imparatorluğuna altın çağlarını yaşatmıştır. eski ahite “aşkenazlar” olarak geçmişlerdir. iskitler ahamenişlerin balkanları işgali sırasında onlarla mektuplaşmış ve kurganlarının kutsal olmasından bahsetmiştir. kurganlarına dokunulmasını savaş sebebi saydıklarını yazmıştır. bu imparatorluk ise gerek kültürleri gerek kullandıkları yazı sistemleri/dilleri bakımından gerçek bir türk kavmidir.
ayrıca lidyalılardan çok daha önce parayı kullanmışlar ve tarihteki ilk nüfus sayımını yapmışlardır.
lir türkçesinin çok antik bir koludur. ilk türkler lir türkçesi ile konuşurdu. eskiden kelimelerin sonlarındaki ş sesi, l olarak, z sesi, r olarak okunurdu. zamanla l sesi ş, r sesi z sesine dönüştü. bunu gör- göz, tengir- tengiz, töre-töz gibi çok kelime üzerinden günümüzde dahi takip edebilmekteyiz. bu ses değişimi genel olarak kelimelerin sonlarındaki harflere etki etti. bu şekilde şaz türkçesi oluştu. hunlar’ın r (lir) türkçesi konuştuğunu onogur dillerinden avrupa hunlar’ının açık devamı bulgar kağanlığı ve attila’nın torunu kubrat han’ın r türkçesi konuşmasından ve çuvaşlardan anlayabiliyoruz. yeniden yapılandırmalara göre örnek olsun diye kelimeleri vermek isterim ki anlayabilesiniz.
bir - bir
iki - eki
üç - üç
dört - töröt/tört (yeniden yapılandırmalar farklı olabiliyor)
beş - bel(j) (l ş geçişi için güzel bir örnek)
altı - altı
yedi - yeti
sekiz - sekir (r z geçişi için güzel bir örnek)
dokuz - tokur (rz geçişi için güzel bir örnek)
oğuzhan tekdenin sayılar yayınından aldım bu örneği.
hitay dostum çin kaynaklarında hun dilinden geçen kelimeleri ve cümleleri #3179018 no’lu girdisinde çok açıklayıcı bir şekilde vermiş. onun bu yazdığını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. kendisini tebrik etmek lazım.
lakin dengizik kelimesi için şöyle bir çürütme yapmak isterim ki, günümüz türkiye oğuz türkçesinde hem tanrı kelimesi hem de deniz kelimesi bulunmakta. hunlar batıya doğru göç ederken onlara hiç şüphesiz z türkçesi konuşan insanlar da katıldılar. zaten o ms 2. asırda z türkçesi konuşan insanlar hun döneminde batıda kalıyordu. bu esnada z türkçesi ile r türkçesi arasında bir etkileşimin gerçekleşmesi ve dengiz/dengizik kelimesinin z türkçesi konuşan gruplardan geçmiş olması oldukça olası. muhtemelen kendisi de bunu savunuyordur ya, yine de açıklamak istedim.
son olarak hunlar bana göre türk tarihinin en etkileyici ulusudur. eflatitleri, avrupa hunlar’ını, asya hunlar’ını kuran insanlar onlar. r türkçesinin gizemini korumaya devam ettiği şu dönemlerde bu bög ulusun tarihini ortaya koymanın önemi çok büyük.
tarihi kayıtlara göre türklerin kurdukları ilk devletler skith ve zhou hakanlıklarıydı. etrüskler muhtemelen türklerden de hint avrupalılardan da bağımsız ve günümüzde hiçbir akraba dili yaşamayan ayrı bir ulustu.
iskitlerde yunan etkisi sonraki dönemlerde oldukça artmıştı. ancak geleneklerine bağlı olan iskit hakanları yunan törenlerini benimsemiş anakransisi öldürüyorlardı. bir yerde kendisinin çapayı icat ettiğini de okumuştum. herodot tarihinden ayrı platon devlet kitabında da iskitlere ait olduğu bilinen bir düşünürden söz ediliyordu. ismini hatırlayamadım. eğer zhoulara bakacaksak çok erken dönemde çin içine girip erken dönemlerde çinlileşmiş olduğunu görüyoruz. ama metal işlemeciliği ve at binme işini onlara biz öğretmişiz orası çok belli. ayrıca yunanlar dünyanın en güzel iklimine sahip bölgesinde yaşıyorlar. ege gibisi cidden başka bir yerde bulunmuyor. kafaları rahat adamların kafası rahat olan adam da fazlasıyla düşünür. ayrıca onların bir sokrates’” vardı* ayrıca türkler içerisinde filozoflar varsa bile yazdıkları günümüze kadar gelememişti. kısaca düşünenlerimiz vardı ama kitapları günümüze ulaşamadı. ama yunanlar kadar çoklar mıydı zannetmem.
bugün sizinle birlikte türk tarihinin belkemiği, dünya tarihine en büyük etkiyi yapmış ama okullarda öğretilmeyen “gizlenmiş” bir türk budununu inceleyeceğiz.
bu budunun ismi az budun.
kaynaklarda as, az ismiyle de geçmektedir.
peki nedir bu budun? nerede karşımıza çıkıyor? ne yapmıştır, neden dünya tarihine bu kadar etki etmiştir?
açıklayalım.
bu budunun ismini ilk defa gök türk kaynaklarında, türklerin ilk yurdu olan kuzey hazarlarda yaşayan bir iskit ulusu için kullanıldığını antik yunan kaynaklarında görmekteyiz.
antik yunan/roma kaynaklarında o bölge için y(t)urkae isminin kullanıldığını görüyoruz. yunan kaynaklarında yurkae ismi geçmekle beraber antik yunanlar ı harfi ile y harfini aynı ses olarak kullandıkları için t harfindeki ufak değişimin o harfin y diye okunmasına sebebiyet verdiğini düşünmekteyiz. ancak roma kaynaklarında o bölge için turkae isminin kullanıldığı bilinmektedir. öyle ki asların yaşadığı yer anlamında antik yunan kaynaklarında “asia” isminin kullanıldığını görüyoruz.
tanıdık geldi mi?
bir kıtaya ismini vermiş kadim bir ulustan bahsediyoruz.
bildiğimiz kadarıyla aslar antik dönemde bir iskit ulusuydu. bu ise onların türk olduklarını gösterecek niteliktedir.
ancak bu bölgede yaşayan as halkı heimskrieglada bahsedilen batıdaki güçlü bir tehditten kaçmak zorunda kalmıştır.
bu tehdit ise romadır. milat dolaylarında as budunun önemli bir kısmı, “odin” önderliğinde batıya ve oradan iskandinavyaya göç etmişlerdir. bu göç esnasında bir kam olduğu ve büyülü güçlere sahip olduğu anlaşılan odin, gittiği yerlerdeki bütün milletler tarafından çok sevilmiştir. en sonunda danimarka üzerinden iskandinavyaya çıkmış, onlara kadim runik yazıyı öğretmiş ve zamanla nordidler tarafından ilahlaştırılmıştır.
isimler tanıdık geldi mi?
aynı destanda odinin “turkland” içinde çok büyük varlıklarının olduğu söylenmektedir. bu destanın 1000’li yıllardan sonra yazılmış olması hesaba katılacak olsa bile asla gözden kaçırılmaması gereken önemli bir detaydır. çünkü yine roma kaynaklarında milat dolaylarında yazılmış kaynaklar o bölge için turkae adının kullanıldığını göstermektedir.
osman karatay hoca türklerin kökeni kitabında bir haritaya yer vermiştir;
sarmat göçü
bu yüce etki bununla da bitmiyor.
çin kaynakları, türklerden olan aşinaların batı denizi olarak bilinen yerden göç ettiğini yazmaktadır. çinliler şüphesiz balkaş ve baykal gölünün hangi göller olduklarını biliyorlardı baykal gölü için kuzey denizi ifadesinin kullanıldığı kaynaklardan anlaşılmaktadır. bu durumda ya aral için ya da hazar için bu tanım kullanılmış olmalıdır. ikisi de iddiamızı destekler niteliktedir.
yani gök türkler ve onların yönetici boyu olan ve kolektif bir millet adı olmamış türk boyu hazar’ların kuzeyinden altaylar bölgesine göç etmişlerdir. yani türk ismini taşımış türk boyu aslında aslar gibi hazar denizinin kuzeyi ve güney urallar bölgesinden göç etmişlerdir. bu iskitler için kendi kasklarına tuke diyorlardı o yüzden türk oldular ifadesini, ve aynı ifadenin pers kaynaklarında da geçtiğini açıklamaktadır. aynı şekilde as isminin örgü. kitabelerinde başlıktaki kullanımıyla aynı olacak şekilde az budun ismiyle geçmesi dediğimizi kanıtlar niteliktedir.
göç şematiği;
buradan anlaşılacak olan sonuç asların bir kıtaya isimlerini verdiği, iskandinsvysya göç ederek onlara büyük etki ettikleri, sonraki aşamada akrabalarının batı tarafından kabul edilen ilk türk devletini (aslında artık tekrardan hunlar’ı da kabul ediyorlar) kurmalarıdır.
osman karatayın iran ile turan, türklerin kökeni kitapları, heredot tarih kitabı ve heimskriegla destanı söylediklerimin kaynaklarıdır. ilgili arkadaşlar okuyabilirler.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.