sığlığın, dini korumak adı altında yapılan vicdansızlığın kelimelere dökülmüş halidir.
"kadın dediğin okumasın, öğrenmesin. cahil kalsın ki itiraz etmeyi bilmeden, her şeyi kabullenerek yaşasın. dayak yesin sussun, azarlansın otursun.
okumasın, çalışmasın ki ekonomik özgürlüğü olmasın. "erkeğinin" malı olabilsin, sahibine bağımlı kaldıkça hizmetini artırabilsin." demenin başka bir yoludur.
bunu diyen kişinin insaniyetinin sorgulanacak kadar bile yanı kalmamıştır.
evet biz nadanı terk ettik, işte yaranı bulduk.
farkımız bu. işte yaranı bulduk. yaran burda.
ama bunlar bulamıyor. sıkıntıları orada. ah be malatyalı niyazi mısri
içinde ne olduğunu bilinse bile paket büyüklüğüne bakılmaksızın insanı sevindiren, heyecanlandıran bir eylemdir. influencerlarımız bu müthiş keyiften dahi külfet gibi bahsedip "yorucu iş" tanımlaması yaptıklarında da çıldırmamak elde değildir.
şu anda zıkkımlandığım üründür kendisi. tütünün içindeki nikotin tanecikleri vücutta "nikotinik reseptörler" denen yere tutunur ve böylece kalp atışlarını yavaşlatır, tansiyonu düşürür, bağırsak-mide çalışmasını hızlandırır. fazlası da tam tersi etki yaratır. beyindeki hormonal aktiviteyi değiştirdiğinden dolayı da bağımlılık yapar. içindeki zibilyon tane toksik olduğu kanıtlanmış içerik sizi sakinleştire sakinleştire öldürür, diyebiliriz. eğer bebek sahibi olmayı düşünüyorsanız sigara içeriği kolayca dağılım gösterebilen ve yüksek miktarda emilimi olan maddeler olduğundan bebeğe de geçeceğini ve sonu ölüme varabilecek pek çok probleme sebep olacağını ve o yüzden hamileyken asla kullanmamanız gerektiğini bilmelisiniz.
bir de ek bilgi ; akciğer kanseri tütünün yakılarak içilmesinden önce çok nadir görülen ve "ilginç" vaka olarak değerlendirilen bir hastalıkmış.
yapılmasından nasıl keyif alındığını aklımın hayalimin almadığı aktivitedir. akademisyenlerimizin de görev olarak vermekten sonsuz bir mutluluk duyduğu notlandırma sistemidir ayrıca. eller titrer, ses titrer, bacaklar titrer ("abartma yahu" diyebilirsiniz fakat, gözkapakları dahi titrer bende) nefes yetmez, yapıldığı anda iq puanı normalin 70 puan altına geriler. ölüm gibi bir iştir zannımca. konuya girişme sonrası heyecanın geçtiği ibareleri de pek çok "sunucu" tarafından kullanılsa da durum benim için hiç böyle olamadı.
japoncada "pan" ekmek anlamına geldiğinden dolayı bu yönelimi hep "ekmek severler kümesi" diye kafamda kodladığımdan her duyduğumda durup anlamına bakmak zorunda kaldığım cinsel yönelimdir.
sözlükle yaklaşık yarım saat önce tanışmamı sağlayan ve son zamanlarda keşfettiğim youtube içerik üreticisi.
kötü kitapları incelediği "b*k gibi book reviews" serisi benim için izlemesi çok keyifli videolardır.
sosyopat (aspd tanılı) takipçisinden gelen mektubu okuduğu video da tavsiyemdir. hatta video altındaki yorumlara da bir bakın, derim.
kendiyle arkadaş olabilen insanlar şanslı insanlardır. insan kendini dinleyebilmeli ve anlayabilmelidir. en başta kendini affedebilmeli ve güzellikler için kendini cesaretlendirebilmelidir.
konuların uzatıldıkça uzatıldığı ; her bölümünde dizinin genel havasına göre seçilen birkaç şarkının baştan sona oynatılması ve bu esnada oyuncularının pencereden dışarı, yere, bilimum sağa sola attığı "havalı" bakışlarıyla doldurulmaya çalışılan ; senaryosunda çokça eksik, mantıksızlık bulunduran ; zaten izleyenin çok da beklentisinin olmadığı dizilerdir. (birkaç tane ciddili sevdiğim örneği dışında)
genelde toplumsal konulara reytingi arttıracak kadar ya değinilir ya hiç elleşilmez.
birkaç sosyal medya viraline yer verilir ki genç izleyiciyi çekebilsin, sosyal medyada yer bulabilsin.
oyunculuklar yavandır, çoğu zaman gereksiz yüksek oynanır.
"şive komedisi" denen ve ülkenin çeşitli bölgelerinin ağızlarının inanılmaz başarısızca taklit edilmesiyle oluşturulmuş versiyonları ciddi anlamda ruhu darlar, huzur kaçırır.
bir de "aşiret dizileri" vardır ki aman aman, kaçın..
tabii üstte parantez içinde de dediğim gibi, her türk dizisi de "ıyy çiş, ııy kusmuk" değildir, abartmayalım lütfen.
ayrıca o yerden yere vurduğum örneklerinin de bir kısmı insanın kafasını yormaması gereken zamanlarda iyidir hojdır.
hiçbir şey düşünmek istemediğim ve izlediğim şeyden bir fayda, tatmin sağlamaktan çok "evde ses olsun" dediğim , muhtemelen bambaşka işlerle uğraştığım zamanlarda açar izlerim. şive komedisi değil ama, o beni triggerlıyor.
"türkiye'de konser" bilgisinin ardından tüm liselilerin birden inanılmaz takipçisi, adeta muridi olduğu müzik grubudur. yermiyorum bu arada, benim de o akım sayesinde haberim olmuştu güzide grubumuzdan.
505
i wanna be yours
r you mine
why did you only call me when you're high
arabella
snap out of it
brainstorm
mardy bum
when the sun goes down
şu anlık aklıma gelen şarkılarıdır. tabii herkes gibi ben de ilk do i wanna know 'unu dinledim. akım olmadan yıllar önce de o zamanlar sevgilim olan kişiyle i wanna be yours- r u mine paylaşımları art arda yapılmıştı twitterda (tabii o zamanlar spoti mpoti yoktu seven sevdiğini sevdiğine twitterda şarkı paylaşarak anlatırdı)
ah be gençliğim....
belli miktar alkol alımı sonrası ciddi meselelerde hasbihal edilmesi ile kişi analizi yapılabilir. tabii insanı habala hübele konuşamayacak duruma getirip "aman canım bundan da bir halt olmaz, "ekonomi" diyoruz "aşkta dertleeğr katmerr katmeerr" diyor." yaklaşımında bulunmamak lazım. sadece çekincesini üzerinden atmasına yardımcı bir eşlikçi olacak orada alkol.
tehlike çanları , savaş çığlıkları....
tabii radikal bir karar olarak alınmış olup sadece küsülen flört/sevgiliyi merak içinde bırakma amaçlı da yapılmış olabilir. barışma sonrasında uygulama sakince eski ayarlara döndürülür.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.