bir tanesine amsterdam da girmiştim. bakkal gibi bir yerdi. gayet halka açık ve herkesi kucaklayan bir ambiyansı vardı. bizde sanırım bazı kurallar var, gördüklerimin hepsi saçma sapan binaların üst katlarına konuşlanmış vaziyetteydi. gayet itici ve asla kucaklayıcı değil. kınıyorum.
kedim ve annem.
bu gecenin sabahında, hastane yollarına düşeceğim. benim öğrenme şeklim “yaparak yaşayarak” öğrenmedir. tecrübe edip deneyimlemeyi seviyorum bir şeyleri. şu yaşıma kadar tecrübe etmediğim bir şeyler yapacaklar bana. cerrahi operasyonların hepsinde bir risk var fakat zihnimi şu an her şeyin olumlu gideceğine dair şartlamaya çalışıyorum. karmaşık hisler içindeyim. zihnen kendimi yaşamdan soyutlanmış hissediyorum. derealizasyona girdim şimdiden.
anormal kaygı seviyesine sahip biri olarak “ameliyat” olacak olma fikri beni yine anormal derecede korkutuyor. aklıma gelen olumsuz düşünceleri, pozitif düşünmeye çalışarak minimize etmeye çalışıyorum ama pek başarılı olduğum söylenemez.
aklımda yalnızca kedim ve annem var. yaşama nedenim uzunca süredir onlar. yarın sabah da sonrasında da, umarım uzunca bir süre daha onlar için yaşamaya devam edeceğim.
yaşamla hep güçlü bir bağım oldu. o bağa güvenmek istiyorum.
her şey güzel olsun..
islamı kötüleyenleri “islam bilmez” olarak değerlendirmek çok talihsiz. islamı güzelleyenler esasında hiçbir şey bilmeyen kimseler. gerçeklerle yüzleşmeye korkmamanız dileğiyle.
“sensiz yaşayamam” derken, yaşamımda sadece tatlı anılarda hatırlıyorum ve sensiz de pekala yaşayabiliyorum. hayat çok garip. ölmüyormuş insan, içindeki kelebekler ölse de…
size özel tasarlanmış veya sizin tasarladığınız bir dövmeden kolay kolay sıkılmazsınız. eğer ki “ay ben yaptırmak istiyorum ama ya sıkılırsam diye korkuyorum” gibi kafa yapısındaysanız yaptırmayın hiç. dövme insanı değilsiniz.
normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz.
Daha detaylı bilgi için çerez ve
gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.
online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.