14 mart 2021 fenerbahçe gençlerbirliği maçı

2.5 üst.

akşam rüyamda 1 - 0 lik skorla mağlup ayrıldığımız, kadıköy deplasmanından puansız döndüğümüz maç.
not: szlaispor.

kontra ataktan yiyeceğimiz bir gol ile 3 puan bırakacağımız kadıköy deplasmanı

sosa'nin adrese teslim ortasında, novak'in kafayla ağlara gönderdigi topla 1-0 öne geçtiğimiz karşılaşma.

serdar aziz isimli futbol kasabı'nın kendi kalesine kariyer golünü attığı maç.

beter olun, yalı çocuğu ve taifesi!. zaten ilk gol öncesi gençlerbirliği lehine faul çalınması gerekirken es geçildi, anca böyle hakemlerin eyyam operasyonları ile gol atarsınız zaten. kabiliyetsizler ordusu.

edit: abdülkadir bitigen isimli, birileri tarafından mamalanmış bir biyolojik atığın yönetmeye çalıştığı maç. eyyamcılığı hakemliğinden daha ağır basıyor.

edit 2: fenerbahçenin ligin son sırasındaki rakibinden beraberlik koparmak için bastırdığı maç. "kaydığımızköy şükrü saraçoğlu" stadyumun da yeni bir tarih yazılıyor.*

edit 3: fenerbahçe'nin hakemin itelemesiyle dahi galibiyeti geçtim, beraberlik dahi alamadığı maç. çok transfer yapmakla şampiyon olunmuyormuş demek ki. şimdi fenerbahçe için ağlama vakti. başkan ali koç'u sahneye davet ediyoruz.*

ilk yarının 1-1 biteceği karşılama.

hadi fenerbahçe'm, alırsın bu maçı.

edit: 2-1 gençler birliği üstünlüğüyle maç devam ediyor.

gençlerbirliğin'de arda'nın mücadelesi gözlerimi doldurdu. arkadaş savunmada hunharca mücadele ettiği için nice pozisyonların önü kesilmiştir. genel olarak fenerbahçe'de hunharca savunmada mücadele eden isim szalai'dir.

yukarıda söylediğimiz gibi 2.5 üst bitti.

ha fenere yağladılar o ayrı.

saçma sapan bir ligin saçma sapan herhangi bir maçından biri.

bu işin sorumlusu kuvvetle muhtemel aziz yıldırım zira kadıköy'deki muskanın yerini bir tek o biliyordu gibi geliyor bana. gider ayak muskayı yerinden çıkardı ve sonrasında kadıköy fenerbahçe için deplasman haline geldi.

yusuf fahir babaya da aşk olsun. aziz yıldırım'ın adamıymış demek ki, o gidince bıraktı koruma kollama işlerini.

yalnız şaka bir yana ligin en kötü hücum performansına sahip takımı, ikinci yarıda iki üç topta fenerbahçe kalesine geldi ki, bunun affedilecek yanı yok. ipinden kurtulan altay'la karşı karşıya kaldı. ama çok iyi mücadele ettiler. galibiyeti sonuna kadar hak ettiler.

fenerbahçe'nin ayranının döküldüğü maçtır.

gençlerbirliği’nin 11 hafta sonra galip geldiği maç olmuştur. fenerbahçe’yi de 21 yıl aradan sonra yenmiştir. artık saraçoğlu’nda seri bozmayan takım kalmadı herhalde * o sebeple istatistik vermenin de çok bir manası kalmadı. lig sonuncusu olan gençlerbirliği’ni verdiği mücadeleden dolayı tebrik ediyorum. takım altay’a dua etsin daha fazlası da olabilirdi. haftaya biz de yeneceğiz allah’ın izni ile. sen şampiyon olacaksın beşiktaş’ım isteyen içsin çayını, kahvesini. *

çok kolay bir tarifi var biz fenerbahçe'lilerin; bize obradovic'in futbol versiyonu lazım.*

hem ayranların dökülüp hem tatsız olayların yaşandığı maç.

cevap hakkı doğduğu için 2. tanımı girdiğim başlık. kendi takımımı çoooook seviyorum, ama bu nefret dolu işleri yapıp tüm türkiye sınırları içinde nefretleri ve küfürlü tezahüratları üzerine çeken sizlersiniz. emre belözoğlu denen haysiyetsiz kişiliğin milli maçlarda dahi ıslıklanması buna en büyük örnek.

sahip olduğu şirketler grubundan iş teklifi alsam havalara uçar gibi, akla hayale sığmayan iddialarda bulunan arkadaşım, kimsenin vereceği işe ihtiyacım yok, kendi işimi yapıp kendi kendime yetiyorum. beni kendinle karıştırmamanı öneririm.*

paralı trollük yapıyorsan devam edebilirsin, lakin komik kaçıyor.

edit: takımları halkla bütünleşmiş falan, birde burada sallıyor galatasaray kompleksiyle. bütünleştiğiniz adamları atıyorum buraya herkes görsün diye. al bilmiyorsan sende bak.




edit 2: seviyesiz tanım girip, başkalarına salça olan kişinin yazdıklarına anca gülerim. çolukla çocukla muhattap olmayacağım bundan sonra. en büyük sensin hadi git başka yerde ağla paralı troll seni.*

galatasaraydan ve fenerbahçe ye güzel bir süpriz yaptı gençlerbirliği.

bu gençlerbirliği.. hani şu düşme hattında olan değil mi?*
dalgamı geçmeye geldim, şimdi gidiyorum. ama perşembe yayında görüşürüz.*

bu maç için tek yapılması gereken cezalı durumdaki valencia'nın yerine forvetteki thiam'ın çekilmesi forvete de samatta'nın konulmasıydı. ortasahsa ise mert- pelkas- sosa şeklinde aynı kalmalıydı. erol hoca naptı? gitti gustavo'yu ortaya koydu, mert hakanı 10 numaraya koydu, pelkas'ı kanata çekti. ortada ne geçen haftaki düzen kaldı ne iyi oyun kaldı. emin olun yukarıda dediğim şekilde kadroyu çıkarsa fenerbahçe bu maçı rahat kazanırdı. zaten maçtan önce çıkacak 11'ler açıklanınca fenerbahçenin iyi bir oyun ortaya koyamayacağını anlamıştım. bu sezon gitti artık. erol gönderilip yerine iyi bir yabancı hoca getirilmesi lazım.

maçı 90 dk izledim. çıkarımlar şunlar olmuştur.
* fenerbahçe topu ceza sahasına çok kolay getiriyor. getiriyor ama gol vuruşu yapabilecek bir santraforu yok.
*duran top organizasyonu kesinlikle yok. atılan gol trabzonspor'dan kalan bir ezberdir. ( sosa - novak )
* erol hoca gerçekten maça değişik taktiklerle çıkmıyor. aynı dakikalarda aynı oyuncular çıkıyor ve oyuna giriyor.
*ön bölge oyuncuları maalesef son vuruşlarda çok beceriksiz. doğru pozisyon alamıyorlar ve top ya çok açılıyor ya da topu alıp, sırtlarını kaleye dönüyorlar.
*defans hattı nispeten iyi ama sakarlıklar bir türlü bitmiyor.
*takımın gol atması için şapkadan tavşan çıkması gerekiyor çünkü gol setleri maalesef yok.
*ve en dramatiği. bir faul veya hakem kararından sonra hiç bir futbolcu itiraz etmiyor, hep bir kabullenmişlik var takımda.

bir fenerbahçeli olarak izlemediğim hatta skoru görünce iyi ki izlememişim dediğim maçtır.
ne yönetim ne futbolcu ne başka bir şey umurumda, olan biz taraftarlara oluyor bu davada en son ne zaman koltukta oturup rahat bir maç izledim hatırlamıyorum, keşke takım sevgisi bitebilen bir şey olsaydı, n'apalım seviyoruz.