14 mart 2021 fenerbahçe gençlerbirliği maçı

#559961 girdiye ithafen;

adamlar zekeriya öz'ü tam 2011'de başkanlık kontenjanından galatasaraya üye yapsın. kulübün en simge ismi fetö kaçağı olsun. zamanında baransu tribüne girdiğinde deli gibi alkışlansın. ama fener halı saha maçı yaptı diye fetöcü olsun.

bir akp bir galatasaray yatacak yeriniz yok.

he chp ve fener fetöcü. siz ak paksınız.

sen o kadar para dök,borca gir sonuç bu olsun. eniştesi tecavüz edip dolandıran adam aklıma geliyor ister istemez.

geçmiş olmasın.

beter olun.

an itibari ile başlığa 10 entry girilmişse 9u fenerbahçe kulübüne alalen hakaretli entry.

iki gün önce içinde her hangi bir hakaret bulunmayan galatasaray başlığına yazdığım bir entryim moderatörler tarafından kaldırıldı. sözlüğün bu kafayla fazla yol katedeceğini düşünmüyorum.

bu da olmaz dediğimiz ne varsa yine olduğunu gördüğümüz bir maç. ne yazık ki ayranların döküldüğüne ve tatsız şeylerin yaşandığına bir kez daha tanık olduk.

benim anlamadığım şu ankara takımları yenince hem gs hem fb sırayla maç sonu kamera önlerini ağlama duvarına niye ceviriyorsunuz? adaleç iştihoruz adaleçç diye kırık laz sivenizle biriniz ağlıyorsa oburunuz çıkıyor hakem makem ofsayt diye yalı bebesi aksanıyla ağlıyor. ankaralilar böyledir istanbul güzelleri. adamı ağlata ağlata bir hal eder öyle sever. çıkıp bu maçta biz oynamadık oyunla hak etmedik rakibi tebrik ediyorum demek bu kadar mı zor? gençler maçında hakemlik ne vardı anasını satayım 90 dakika baktım çoğu yerinde uykum geldi. bugün ankaragücü göztepe maçı vardı. açında izleyin futbol ogrenin.

malum, pandemi sebebiyle taraftar yok, sadece yönetim var stadyumlarda.
kötü futbol ya da puan kaybı yaşanan oyunlarda acaba tribünlerin tavrı nasıl olurdu?
fenerbahçe'nin kendi sahasındaki kötü sonuçlar ve puan kayıplarına seyirci kalır mıydı taraftarı? düşünmesi bile dehşet verici.
hele trabzonspor seyircisi, bu tez kanlı taraftar zirvedeki makasın açılmasına nasıl tepki verirlerdi?

fenerbahçe'nin lige havluyu attığı ve 1-2 biten maç.
bu benim görüşüm tabi. havluyu atmıştık zaten ama yine de bir umudumuz mevcuttu, bence artık o da kalmadı. beşiktaş'ı yensek dahi mucize olmaz ise şansımız yok, çünkü oyunun verileri, sahada izlediğim şey ve hoca ile yöneticilerin tavırları bana bunu anlatıyor.
şimdi burada rakipler sevinecek tabi buna zerre lafım olmaz, ki bizde yapıyoruz. bu saatten sonra kimin şampiyon olduğu zerre umrumda olmaz, biz olmadıktan sonra.
fakat halen daha utanması olmayan ve kendi *"efsane" oyuncusunu kupaları kaldırdıkları posterlerden silmek zorunda kalanlar bu algı işlerini bıraksın, kimse yemiyor. herkes kendi çöpüne baksın.
bu tipleri engelleyin ve görmeyin gitsin. yoksa çok sey yazarım incinirler, fanatikçe yazmak da sorun değil zaten istersek her türlüsünü yazarız da önüne gelenle muhatap olmanın anlamı yok!!
gelelim maça;
-erol hoca'nın sistemi işlemiyor maalesef, bu takımın sezon başından beri iyi oyunla kazandığı maç sayısı 4'ü geçmedi.
-sezon başından beri güvendiğin 4-4-2 (4-3-3 ya da aslında bir nevi 4-5(2-3)-1) varyasyonunu maçın ilk yarısı 1-1 bitmişken niye değiştiriyorsun.
mağlup olsan anlarım hadi.
-ki ilk yarı pozisyon vermene rağmen ofansif olarak iyi işler yapmışsın.
-daha önce de dedim her maç neredeyse abuk sabuk gol yiyoruz. yani mesele 4'lü defans oynamak değil o zaman bunu anlamak için 29 hafta beklemiş olmak akıl alır gibi değil.
sezon başından beri 3'lü defans oynamadın hadi anlarım, bari szalai geldiğinden beri şuna dönseydin işler farklı olurdu ve sistem otururdu belki ikinci yarı ile birlikte, zaten bir sürü maç kaybettin ikinci yarıda da.
-çift forvete dönüyorsun cisse ile ama tek hamle. peşine 11-12 dk. sonra bir hamle daha bu sefer iki değişiklik ile.
ne alaka be abim ne alaka?
-baştan 46'dan itibaren cisse, kahveci ve ferdi ile yap hamleni ve dön üçlü defansa, 3-1-4-2 ile devam et.
ama sen yine uçuk işler yapıyorsun. madem thiam çok kötü o zaman 46'da kazma samatta'yı da al.
madem almadın o zaman thiam'a son 10-15 dk'ya kadar sabret, niye adamı 12 dk. sonra alıyorsun dışarı ilk değişiklikten sonra.
zaten samatta'nın sana 2 gram faydası olmadı sezon başından beri, adamın sahada duruşu ofsayt ulan. özgüveni yerlerde adam futbolcudan başka her şeye benziyor o yeşil çim üzerinde.
bütün sezon 60 dk. iyi oynadığımız maç yok neredeyse. öne geçiyoruz yine öyle, millet öyle bir üstümüze geliyor ki önde olduğumuz maçların ikinci yarısında zannedersin takım siirt köy hizmetleri!

neyse daha çok şey yazarım ama son iki şey ekleyeyim;
-haftalar önce szalai,tisserand, lemos'u bir dene dedik 3'lüde ama nafile, 4'lü defansla leblebi gol yedi takım.
3'lü ile sezona başlasak ancak bu kadar gol yerdik herhalde daha fazlası olmazdı.
(içeride kaybettiğimiz konya maçı hariç tüm kaybedilen maçlar yanlış değilsem tek farkla)
3 tanesinden berabere ayrılsak yine başka bir şey konuşurduk bugün. olaya sadece böyle bakın!
ulan şu lemos madem bu kadar kötü niye aldık?
madem aldın şu serdar bombasının yaptığı kadar hata yapmazdı, adamı bir kalemde çizdin attın.
bu tip işlerde takım yenilir, takım kazanır asla bir topçuya yüklenmem asla ama bireysel hatalardan en az 10 puan bıraktık,
şu yediğimiz ilk golde serdar kardeş o halin ne öyle yaa!
ulan bir de adam çizgiye indiği zaman sağına soluna da bakıyorsun şu içeri kesilen topa kafa ile müdahale etmen ve çok rahat kornere atman lazım, salak gibi neredeyse kafa hizasında gelen topa ayakla bir şeyler yapıyorsun onu da beceremeyip açık kolundan topu içeri sokuyorsun. gol olmasa zaten panaltı lan! (bu hafta iyi ki yoksun, allaha yakın bu takıma uzak ol kardeşim valla bak!)
-son sözüm de iyi niyetlerinden zerre şüphemin olmadığım şu bizim viyaklayan yöneticilere, ali başkan sana da;
bakın bu ayıp ve rezilliktir kardeşim.
geliyorsun orada maç sonu saçma sapan bir şeyler zırvalayıp hala ofsayt çizgisi gösteriyorsun
sana götüyle gülüyorlardır, eminim bundan.
siz ne zaman kaçırdınız treni biliyor musunuz?
konya maçıydı yanlış değilsem, orada adamın pazusuna dahi değmeyen top omzundan devam etti ve pelkas cillop gibi gol attı ama sayılmadı. hatırladınız mı? el var dediler.
işte o gün olay bitti. şimdi boş yere bağırmanın hiç lüzumu yok, gereğini yapacaktınız o gün.
ama hata üstüne hata ve tekrar hata üstüne hata yapıp doğruyu bulmaya çalışıyorsunuz.
atı alan üsküdar'ı geçti.
kimse kusura bakmasın. daha fazla da yazıp kimseyi de esir almayalım, hakeden de şampiyon olsun kardeşim.