erkan baş'ın 18 ekim 2022'de türkiye büyük millet meclisi'nde yaptığı konuşma.



yitirdiğimiz 41 madenciyi saygıyla anıyor; ailelerine, yakınlarına, tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum. türkiye işçi sınıfının başı sağ olsun.

şimdi, bugün, burada da aşağı yukarı dört gündür her konuşan üzüntü ifade ediyor. biz de gerçekten üzüntülüyüz ama tam da bu nedenle gerçekten söylüyorum, çok öfkeliyiz ve her konuşmanız öfkemizi büyütüyor ve bunu gizleme gereği falan da duymuyorum. gerçekten üzülüyorsak öfkelenmek durumundayız. neden, biliyor musunuz? bakın burada her allah'ın günü, deyim yerindeyse, kırk takla atıyoruz, işçi sınıfı, işçiler nasıl yaşıyor, anlatmaya çalışıyoruz, ne dinliyorsunuz ne gündeme alıyorsunuz, ancak 40 işçi hayatını kaybedince gündem dışı konuşma konusu yapıyoruz.

şimdi şunu düşünmenizi rica ediyorum: cuma günü 18.15'te bu elim olay yaşandı, her ağzını açan, her ağzını açan "devletimiz bütün olanaklarını seferber etti." "devletimiz bütün olanaklarını seferber etti." ya bu devlet bütün olanaklarını olaylar olmadan seferber etse, bu insanlar yaşasa günaha mı girersiniz? işçiler ölmediği sürece sizin gündeminize girmeyecek mi hiç ya? 20 yıldır iktidardalar, 20 yıldır iktidardalar, hâlâ önümüzdeki yüzyılda önleyeceklerini anlatıyorlar ve bunu bekliyorlar. şimdi, bakan -gerçekten büyük bir samimiyetle dinledim- ne diyecek acaba? yerinde olmak istemediğim en büyük kişi şu anda, ne diyecek? 20-25 dakika bir cümle söyledi ya: vallahi billahi bizim suçumuz yok. başka hiçbir şey demedi. ben de sormak istiyorum ya.

bakın, değerli arkadaşlar, normal bir ülkede olsak çoktan istifa etmesi gereken, japonya’da olsak harakiri yapması gereken ama maalesef akp türkiyesinde hâlâ bakan koltuğunda oturan kişiye sormak istiyorum: bir ay önce amasra'ya gittiniz değil mi? sayıştay bu raporları yazdı, önünüze koydu değil mi? ya, arkadaşlar ben ilçe ziyaretine gittiğimde, bir ilçe örgütünü ziyarete gittiğimde gitmeden önce bir raporlara bakıyorum, gittiğimde de oradaki arkadaşa soruyorum. ya, bundan bir ay önce oraya gittiğinde şu sayıştay raporlarının gereğini yaptınız mı diye sorsaydı bu 41 işçi bugün yaşardı. bu ihtimal bile bir insanın istifa etmesi için yeterli, bu ihtimal bile yeterli ama ne yaptınız...

bakın, sayıştay raporu... hani sayıştay'ın her lafına cevap yetiştiriyorsunuz. sayıştay diyor ki o işletme için: "1.145 işçi olması gerekirken 622 çalışan var." ve aynen cümle şu: "kritik zamanlarda müdahale edilemiyor, iş güvenliği olumsuz etkileniyor." söylemiş, sayın bakan, söylemiş. gittin, ne yaptın orada ya, turistik gezi mi yaptın? fotoğraf çektirdiğin insanların yarısı yok bugün. insanların yarısı ölmüş, o fotoğrafta yanındaki çocuk şu anda ölmüş; hâlâ koltukta oturuyor.

şimdi, "kader planı" diye yeni bir laf öğrendik, kader planı. burada kayıtlara geçsin diye okuyorum, kayıtlara girsin diye okuyorum; aynen şöyle demiş, cumhurbaşkanı gidiyor, diyor ki: "şükürler olsun, hamdolsun, 41 cenazemize yirmi dört saat içerisinde ulaştık." ya, biz sizden insanları hayatta tutmanızı istiyoruz, ölüleri toplamanızı istemiyoruz ki ölümleri engellemenizi istiyoruz. siz cenaze toplamakla övünen bir iktidarsınız. neymiş? kadermiş. lanet olsun böyle kadere! hep işçi çocukları, hep yoksul çocukları mı ölüyor ya! lanet olsun böyle kadere! bir patron çocuğu ölmez mi? hepsi zenginleşirken sürekli yoksul çocuklarına kader, kader, kader! hep bize mi bu kader ya!

şöyle söylemiş: "dalga geçebilir birileri." hani bülent bey bana diyor ya "sen anlamazsın." "dalga geçebilir..." hayır, dalga geçmiyorum, gayet iyi anlıyorum. 41 insanın arkasından dalga geçilmez. bak, yemin ediyorum, dişlerimi sıkıyorum, yumruklarımı sıkıyorum, isyan ediyorum. dalga falan geçmiyorum. utanıyorum, bu ülkeyi böyle bir zihniyet yönettiği için utanıyorum ya! lanet olsun sizin kaderinize! "kader." "kader." hep bize kader!

buradan tüm türkiye'ye sesleniyorum, şunu bilelim: 84 milyon yurttaş, hepimiz, en başta kendim; hepimiz suçluyuz. ben türkiye işçi partisinin genel başkanıyım ya; türkiye işçi partisi, bu kadar işçi düşmanı, yirmi yıldır her gün, her gün işçileri katlederek iktidarda oturan bir partiyi yirmi yıldır o koltuktan indiremediğimiz için biz suçluyuz, kabul ediyoruz. bu suçluluğu bilerek soruyoruz arkadaşlar -herkes bir cinayetten bahsediyor burada, cinayet- bu cinayetin katili kim sayın bakan? katil kim ya? bu katili bulacağız. bu katile yardım ve yataklık edeni bulacağız, suçunu örtbas edeni bulacağız, hepsiyle hesaplaşacağız. öyle, her seferinde, insanlarımız hayatlarını kaybettikten sonra gelip burada, yapacağız edeceğiz demekle bu işler çözülmüyor. güvenmiyoruz size ya. niye güvenmiyoruz? soma'dan sonra aynı konuşmaları yaptınız ve ne oldu soma'dan sonra?

soma'da 301 işçi öldüğünde yaptığınız konuşmaların -çıkartalım tutanakları- hepsi aynı, hepsi aynı. sonuçta ne oluyor arkadaşlar? biz ölmeye devam ediyoruz, işçiler ölmeye devam ediyor; siz de zenginleşmeye, koltukta oturmaya devam ediyorsunuz. bu düzen yıkılacak, bu düzen böyle gitmez.

son söyleyeceğim şey şu, buradan bütün işçi kardeşlerime sesleniyorum: bakın, bu ülkede işçiler ya ölünce haber oluyor ya direnince haber oluyor. bu ülkede ekmek kavgası artık ölüm ve yaşam kavgası. hep birlikte tüm türkiye'deki işçiler karar vereceğiz, bu iktidara karşı yaşam hakkımıza sahip çıkmak için, ölürken değil, yaşarken değerimiz olsun diye birleşeceğiz ve türkiye'yi bu zenginlerin, para babalarının bu saray iktidarından kurtaracağız, kurtaracağız ki bu ülkede işçiler özgürce yaşayabilsin, sadece işçi çocukları yetim kalmasın bu memlekette. işçi çocuklarına yetimliği "kader" olarak sunan iktidarı reddediyoruz, sırf bu nedenle bile yıkılmayı hak ediyorsunuz; yıkılacaksınız.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"18 ekim 2022 erkan baş tbmm konuşması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim