1.
a virgen que de deus madre
galiçyaca-portekizce geleneksel müzik literatürünün en değerli cantiga'larından biri olan "a virgen que de deus madre" 13. yüzyıla tarihlenen "cantigas de santa maria" koleksiyonunun bir parçasıdır. bu ezgiler, dönemin kastilya kralı x. alfonso (alfonso el sabio) tarafından derlenmiş olup çoğunluğu meryem ana'ya adanmış dinsel şarkılardır. "cantigas de santa maria" toplamda 400'den fazla cantiga içerir. "a virgen que de deus madre" 322 numaralı cantiga'dır.
youtube linki 1
youtube linki 2
"a virgen que de deus madre", bakire meryem'in şefkatli, aracılık eden doğasına övgü niteliğinde bir cantiga'dır. bu cantiga'da özellikle meryem'in günahkârları kurtarma ve hastalara merhamet gösterme teması vurgulanır.
sözlerini chatgpt yardımıyla türkçeye çevirdim, hata olabilir:
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada,
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
d' acorrer os pecadores | sempr' está aparellada.
(günahkârlara yardım etmeye daima hazırdır.)
ca nos non acórr' en día | sinaado nen en hóra,
(bize sadece belirli bir gün ya da saatte yardım etmez,)
mais sempre en todo tempo | d' acorrer no-nos demóra
(her zaman, her an yardım etmekte gecikmez,)
e punna en todas guisas | como non fiquemos fóra
(ve her şekilde uğraşır ki, tanrı’nın krallığının dışında kalmayalım,)
do reino de déus, séu fillo, | ond' é reínna alçada;
(oğlu olan tanrı’nın krallığı, ki orada kraliçe olarak yüceltilmiştir.)
demais sinaadamente | nas grandes enfermidades
(özellikle büyük hastalıklarda,)
de doores e de cuitas | acórre con pïadades.
(acı ve dert zamanlarında merhametle yardım eder.)
e de tal razôn com' esta | vos direi, se m' ascuitades,
(ve bu gibi bir olaydan size bahsedeceğim, eğer beni dinlerseniz,)
un gran miragre que fezo | esta sennor muit' honrrada.
(bu çok onurlu hanımefendinin gerçekleştirdiği büyük bir mucizeyi.)
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada...
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
en évora foi un hóme | que ena virgen fïava
(évora’da bir adam vardı, bakire’ye güvenirdi,)
muito e que cada día | a ela s' acomendava;
(çok ve her gün kendini ona emanet ederdi.)
e avẽo-ll' ũa noite | en sa casa, u cẽava,
(bir gece evinde, akşam yemeği yerken başına geldi,)
que houvér' a seer mórto | a desóra, sen tardada.
(beklenmedik bir anda, hemen hemen ölecek oldu.)
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada...
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
ca el gran comedor éra | e metía os bocados
(çünkü o çok yiyen biriydi, lokmaları)
muit' ameúde na boca, | grandes e desmesurados;
(sık sık ağzına atardı, büyük ve ölçüsüz lokmalar,)
e aa noite cẽava | dũus cõellos assados,
(ve o gece iki kızarmış tavşan yiyordu,)
atravessou-xe-ll' un ósso | na garganta, e sarrada
(boğazına bir kemik takıldı ve sıkışıp kaldı.)
a houve de tal maneira | que cuidou ser afogado;
(öyle bir hal aldı ki, boğulacağını sandı,)
ca aquel ósso ll' havía | o gorgomel' atapado
(çünkü o kemik boğaz deliğini tıkamıştı,)
assí que en pouca d' hóra | o houve tan fórt' inchado,
(kısa sürede boğazı çok şiddetli şişti,)
que fôlego non podía | coller nen ar falar nada.
(öyle ki nefes alamaz, konuşamaz hale geldi.)
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada...
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
assí esteve gran tempo | que sól comer non podía
(uzun süre böyle kaldı, ki sadece yemek değil,)
nen bever nengũa cousa | senôn cald' ou agua fría,
(hiçbir şey içemez oldu, sadece çorba ya da soğuk su hariç.)
atá que chegou a fésta | da virgen santa maría,
(ta ki azize meryem’in bayramı gelene kadar,)
que cae no mes d' agosto, | quand' ela foi corõada.
(ağustos ayında kutlanır, onun taç giydiği gündür.)
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada...
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
entôn todos séus parentes | e amigos o fillaron
(sonra bütün akrabaları ve dostları onu topladılar,)
e aa egreja desta | nóbre sennor o levaron,
(ve onu bu soylu hanımın kilisesine götürdüler,)
e tẽendo-o por mórto | ant' o altar o deitaron.
(onu ölü sanarak sunak önüne yatırdılar,)
e tev' i aquela noite; | e contra a madurgada,
(orada o gece kaldı; ve sabaha karşı,)
quand' a missa ja dizían, | filló-o tosse tan fórte,
(ayini okudukları sırada, onu çok şiddetli bir öksürük tuttu,)
que todos cuidaron lógo | que éra chegard' a mórte.
(herkes onun ölüm anının geldiğini düşündü.)
mas a virgen grorïosa, | que dos cuitados cõórte
(ama yüce bakire, ki sıkıntıdaki kullarını korur,)
éste, non quis que morresse | alí daquela vegada,
(bu adamın orada o anda ölmesini istemedi.)
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada...
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
mas guisou que en tossindo | lle fez deitar mantẽente
(bunun yerine, öksürürken kemikten hemen kurtulmasını sağladı,)
aquel ósso pela boca, | ante toda quanta gente
(o kemiği ağzından çıkardı, orada bulunan herkesin önünde,)
i estava; e tan tóste | loores de bõa mente
(ve hemen ardından içtenlikle övgüler sundular,)
déron a santa maría, | a madre de déus amada.
(sevgili tanrı’nın annesi azize meryem’e.)
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada...
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
youtube linki 1
youtube linki 2
"a virgen que de deus madre", bakire meryem'in şefkatli, aracılık eden doğasına övgü niteliğinde bir cantiga'dır. bu cantiga'da özellikle meryem'in günahkârları kurtarma ve hastalara merhamet gösterme teması vurgulanır.
sözlerini chatgpt yardımıyla türkçeye çevirdim, hata olabilir:
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada,
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
d' acorrer os pecadores | sempr' está aparellada.
(günahkârlara yardım etmeye daima hazırdır.)
ca nos non acórr' en día | sinaado nen en hóra,
(bize sadece belirli bir gün ya da saatte yardım etmez,)
mais sempre en todo tempo | d' acorrer no-nos demóra
(her zaman, her an yardım etmekte gecikmez,)
e punna en todas guisas | como non fiquemos fóra
(ve her şekilde uğraşır ki, tanrı’nın krallığının dışında kalmayalım,)
do reino de déus, séu fillo, | ond' é reínna alçada;
(oğlu olan tanrı’nın krallığı, ki orada kraliçe olarak yüceltilmiştir.)
demais sinaadamente | nas grandes enfermidades
(özellikle büyük hastalıklarda,)
de doores e de cuitas | acórre con pïadades.
(acı ve dert zamanlarında merhametle yardım eder.)
e de tal razôn com' esta | vos direi, se m' ascuitades,
(ve bu gibi bir olaydan size bahsedeceğim, eğer beni dinlerseniz,)
un gran miragre que fezo | esta sennor muit' honrrada.
(bu çok onurlu hanımefendinin gerçekleştirdiği büyük bir mucizeyi.)
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada...
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
en évora foi un hóme | que ena virgen fïava
(évora’da bir adam vardı, bakire’ye güvenirdi,)
muito e que cada día | a ela s' acomendava;
(çok ve her gün kendini ona emanet ederdi.)
e avẽo-ll' ũa noite | en sa casa, u cẽava,
(bir gece evinde, akşam yemeği yerken başına geldi,)
que houvér' a seer mórto | a desóra, sen tardada.
(beklenmedik bir anda, hemen hemen ölecek oldu.)
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada...
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
ca el gran comedor éra | e metía os bocados
(çünkü o çok yiyen biriydi, lokmaları)
muit' ameúde na boca, | grandes e desmesurados;
(sık sık ağzına atardı, büyük ve ölçüsüz lokmalar,)
e aa noite cẽava | dũus cõellos assados,
(ve o gece iki kızarmış tavşan yiyordu,)
atravessou-xe-ll' un ósso | na garganta, e sarrada
(boğazına bir kemik takıldı ve sıkışıp kaldı.)
a houve de tal maneira | que cuidou ser afogado;
(öyle bir hal aldı ki, boğulacağını sandı,)
ca aquel ósso ll' havía | o gorgomel' atapado
(çünkü o kemik boğaz deliğini tıkamıştı,)
assí que en pouca d' hóra | o houve tan fórt' inchado,
(kısa sürede boğazı çok şiddetli şişti,)
que fôlego non podía | coller nen ar falar nada.
(öyle ki nefes alamaz, konuşamaz hale geldi.)
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada...
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
assí esteve gran tempo | que sól comer non podía
(uzun süre böyle kaldı, ki sadece yemek değil,)
nen bever nengũa cousa | senôn cald' ou agua fría,
(hiçbir şey içemez oldu, sadece çorba ya da soğuk su hariç.)
atá que chegou a fésta | da virgen santa maría,
(ta ki azize meryem’in bayramı gelene kadar,)
que cae no mes d' agosto, | quand' ela foi corõada.
(ağustos ayında kutlanır, onun taç giydiği gündür.)
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada...
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
entôn todos séus parentes | e amigos o fillaron
(sonra bütün akrabaları ve dostları onu topladılar,)
e aa egreja desta | nóbre sennor o levaron,
(ve onu bu soylu hanımın kilisesine götürdüler,)
e tẽendo-o por mórto | ant' o altar o deitaron.
(onu ölü sanarak sunak önüne yatırdılar,)
e tev' i aquela noite; | e contra a madurgada,
(orada o gece kaldı; ve sabaha karşı,)
quand' a missa ja dizían, | filló-o tosse tan fórte,
(ayini okudukları sırada, onu çok şiddetli bir öksürük tuttu,)
que todos cuidaron lógo | que éra chegard' a mórte.
(herkes onun ölüm anının geldiğini düşündü.)
mas a virgen grorïosa, | que dos cuitados cõórte
(ama yüce bakire, ki sıkıntıdaki kullarını korur,)
éste, non quis que morresse | alí daquela vegada,
(bu adamın orada o anda ölmesini istemedi.)
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada...
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
mas guisou que en tossindo | lle fez deitar mantẽente
(bunun yerine, öksürürken kemikten hemen kurtulmasını sağladı,)
aquel ósso pela boca, | ante toda quanta gente
(o kemiği ağzından çıkardı, orada bulunan herkesin önünde,)
i estava; e tan tóste | loores de bõa mente
(ve hemen ardından içtenlikle övgüler sundular,)
déron a santa maría, | a madre de déus amada.
(sevgili tanrı’nın annesi azize meryem’e.)
a virgen, que de déus madre | éste, filla e crïada...
(tanrı’nın annesi olan bakire, o hem kızı hem de hizmetkârıdır,)
devamını gör...