2 aralık 1991 tsk komuta kademesine suikat teşebbüsü
başlık "archie bunker" tarafından 14.01.2025 06:14 tarihinde açılmıştır.
1.
türkiye cumhuriyeti tarihinin üstü örtülmese de fazla konuşulmamış, yaşandığı zaman basına sızmış olsa da çok kısa geçiştirilip, devletin güvenlik zaafı olduğu intibası verilmek istenmemiş bir suikast girişimi.
1990-1996 seneleri arası, pkk'nın türkiye'ye askeri ve moral açıdan en ağır kayıpları yaşattığı zaman dilimiydi. özellikle 1991-92-93 senelerinde ülke neredeyse parçalanmanın eşiğine gelmişti. anadolu'nun her yerine haftada 20 ile 30 arası şehit cenazesi gitmekteydi. bu dönem komuta kademesi henüz 1 sene önce özal'ın isteğiyle istifa eden necip torumtay'ın yerine atanan genelkurmay başkanı (bkz: doğan güreş), kara kuvvetleri komutanı (bkz: muhittin fisunoğlu) ve 1. ordu komutanı (bkz: ismail hakkı karadayı)'dan oluşuyordu. bu üç paşa yanlarına 3. kolordu komutanı korgeneral hikmet köksal'ı da alarak 2 aralık 1991'de istanbul'daki 26. zırhlı birlik komutanlığı'na bir teftiş gerçekleştireceklerdi.
ziyaret sabah başlamış, öğle saatlerinde yemek zamanı gelince doğan güreş paşa yemeğin hazır olup olmadığını sormuştu. paşaya gazinoda ayrı bir yemek takdim edileceği söylenmiş ancak güreş paşa yemeği erlerle beraber yemek istediğini belirtmişti. yemekten sonra paşalar kahve istediler. kahveler geldi. bir yudum alan doğan güreş paşa kahvenin tadının normalden daha acı olduğunu fark etti. aynı şekilde bir yudum alan fisunoğlu paşa hem acı hem de kötü kokuyor, bu kahvede bir şey var deyince doğan güreş derhal soruşturma talimatı vererek kimseyle muhatap bile olmadan kışladan ayrıldı.
kahveyi hazırlayan erler mustafa akın ve mehmet saka idi. ancak kahveyi hazırladıktan hemen sonra firar etmişler ve sivil bir araçla tekirdağ tarafına kaçmışlardı. kahveden alınan numuneler istanbul adli tıp kurumu'na gönderildi. zamanın kurum müdürü (bkz: sevil atasoy)'un imzasıyla yayınlanan raporda, kahvelerin siyanür içerdiği, alınan numunelerin farelere verilmesi sonucunda farelerin öldüğü, aynı siyanüre komutanlar için özel hazırlanan ancak yemeği erlerle yemelerinden ötürü tatmadıkları yemekte de rastlandığı belirtildi. firari pkklı erlerden bir tanesi önümüzdeki senelerde bir çatışmada öldürülürken diğerinin akıbeti belirsizdir. emri veren kişinin murat karayılan olduğu söylenmektedir. tugay komutanı habil küçük ise bu olaydan sonra derhal emekli edilmiştir.
eğer suikast girişimi başarıya ulaşsaydı tsk komuta kademesi tamamen değişmiş olacaktı. türkiye'nin sert askeri politikası değişmezdi ancak örgüte ve sempatizanlarına büyük bir moral destek olacaktı.
entryi tamamen kendi cümlelerimle araya yorumlarımı katarak da yazdım. ancak bilgiye dair hususlarda toparlayıcı olarak, aşağıdaki videodan istifade ettim. bu faydalı içeriği izlemek isteyenler için link
1990-1996 seneleri arası, pkk'nın türkiye'ye askeri ve moral açıdan en ağır kayıpları yaşattığı zaman dilimiydi. özellikle 1991-92-93 senelerinde ülke neredeyse parçalanmanın eşiğine gelmişti. anadolu'nun her yerine haftada 20 ile 30 arası şehit cenazesi gitmekteydi. bu dönem komuta kademesi henüz 1 sene önce özal'ın isteğiyle istifa eden necip torumtay'ın yerine atanan genelkurmay başkanı (bkz: doğan güreş), kara kuvvetleri komutanı (bkz: muhittin fisunoğlu) ve 1. ordu komutanı (bkz: ismail hakkı karadayı)'dan oluşuyordu. bu üç paşa yanlarına 3. kolordu komutanı korgeneral hikmet köksal'ı da alarak 2 aralık 1991'de istanbul'daki 26. zırhlı birlik komutanlığı'na bir teftiş gerçekleştireceklerdi.
ziyaret sabah başlamış, öğle saatlerinde yemek zamanı gelince doğan güreş paşa yemeğin hazır olup olmadığını sormuştu. paşaya gazinoda ayrı bir yemek takdim edileceği söylenmiş ancak güreş paşa yemeği erlerle beraber yemek istediğini belirtmişti. yemekten sonra paşalar kahve istediler. kahveler geldi. bir yudum alan doğan güreş paşa kahvenin tadının normalden daha acı olduğunu fark etti. aynı şekilde bir yudum alan fisunoğlu paşa hem acı hem de kötü kokuyor, bu kahvede bir şey var deyince doğan güreş derhal soruşturma talimatı vererek kimseyle muhatap bile olmadan kışladan ayrıldı.
kahveyi hazırlayan erler mustafa akın ve mehmet saka idi. ancak kahveyi hazırladıktan hemen sonra firar etmişler ve sivil bir araçla tekirdağ tarafına kaçmışlardı. kahveden alınan numuneler istanbul adli tıp kurumu'na gönderildi. zamanın kurum müdürü (bkz: sevil atasoy)'un imzasıyla yayınlanan raporda, kahvelerin siyanür içerdiği, alınan numunelerin farelere verilmesi sonucunda farelerin öldüğü, aynı siyanüre komutanlar için özel hazırlanan ancak yemeği erlerle yemelerinden ötürü tatmadıkları yemekte de rastlandığı belirtildi. firari pkklı erlerden bir tanesi önümüzdeki senelerde bir çatışmada öldürülürken diğerinin akıbeti belirsizdir. emri veren kişinin murat karayılan olduğu söylenmektedir. tugay komutanı habil küçük ise bu olaydan sonra derhal emekli edilmiştir.
eğer suikast girişimi başarıya ulaşsaydı tsk komuta kademesi tamamen değişmiş olacaktı. türkiye'nin sert askeri politikası değişmezdi ancak örgüte ve sempatizanlarına büyük bir moral destek olacaktı.
entryi tamamen kendi cümlelerimle araya yorumlarımı katarak da yazdım. ancak bilgiye dair hususlarda toparlayıcı olarak, aşağıdaki videodan istifade ettim. bu faydalı içeriği izlemek isteyenler için link
devamını gör...
2.
sivil istihbaratta ve askeri stratejide dekapitasyon olarak bilinen operasyon çeşidinin başarısız bir örneğidir.
not: suikat değil suikast teşebbüsü olarak düzeltilmeli.
not: suikat değil suikast teşebbüsü olarak düzeltilmeli.
devamını gör...
3.
o anı yaşayan ama yazılmayan bir şeyi yazayım.
paralardan birinin emir subayı genç bir subay o zamanlar odanın dışında beklerken kahve getiren erin yüz ifadesinden şüphelenip onu göz hapsine alıyor alabildiği kadar bir yandan da paşanın sesini emrini duyacak kadar da yakın olmak zorunda...
kahveleri getiren asker kılıklı bebek katillerinden olan soysuz acele ile çay ocağından çıkınca bizim subay arkadaş "yakalayın" diye bağırıp paşaların odasına uçarak girer ve kahveyi elinde tutan paşasının eline vurarak kahveyi döker.
daha sonra içilmemiş kahveler özenle paketlenip biri adli tıbba diğeri de kendi laboratuvarlarında incelenir, sonuç siyanür.
geçmiş zaman tanıdığım birinin anlatımı böyleydi.
paralardan birinin emir subayı genç bir subay o zamanlar odanın dışında beklerken kahve getiren erin yüz ifadesinden şüphelenip onu göz hapsine alıyor alabildiği kadar bir yandan da paşanın sesini emrini duyacak kadar da yakın olmak zorunda...
kahveleri getiren asker kılıklı bebek katillerinden olan soysuz acele ile çay ocağından çıkınca bizim subay arkadaş "yakalayın" diye bağırıp paşaların odasına uçarak girer ve kahveyi elinde tutan paşasının eline vurarak kahveyi döker.
daha sonra içilmemiş kahveler özenle paketlenip biri adli tıbba diğeri de kendi laboratuvarlarında incelenir, sonuç siyanür.
geçmiş zaman tanıdığım birinin anlatımı böyleydi.
devamını gör...
4.
tak şak paşa lakaplı oğlu askerlik yaparken gece kulübü, pavyon basan, insan döven er hali ile yanına korumalar verilen paşa ,abd. vatandaşı başbakanın yalakası idi..
yazar odin sana anlatan epey sallamış,yada sen sallıyorsun,senin dediğin filmlerde olur..
ben genel kurmay başkanını kenoş kainat şerefsizini korudum ,ordu komutanı koruması idim,böyle durumlarda göz hapsi, takip falan olmaz silahlı olduğu şüphesi varsa anında vurursun ,silahsız şüpheli ise anında derdest eder , kelepçelenir ve komutanlar oradan en acil şekilde çıkartılır, kışla içinde güvenli bir yere götürülür eğer güvenli olduğundan emin olunmazsa kışla terk edilir .
yok komutanın eline vurmuşta kahve şolmuşta.
bak olabilen olaylar var ,antik zamanlarda ben çok ünlü birini koruyorum,ünlü şahıs bahçede dans ediyor çevreye hakim olmak için bende 3. katta dikizdeyim bir baktım iki kişi birinin elinde kılınç diğerinde şeritli mg3 ,ben bir anda havada 3 parende 4 takla attım uçan tekme ile kılınçlıya sertçe vururken elimdeki dürbünlü tüfenkle mg3 taşıyanı iki gözünün ortasından vurdum ,yavaş yavaş yere kondum.
benim diğer lakabım taklacı güvercindir.
yazar odin sana anlatan epey sallamış,yada sen sallıyorsun,senin dediğin filmlerde olur..
ben genel kurmay başkanını kenoş kainat şerefsizini korudum ,ordu komutanı koruması idim,böyle durumlarda göz hapsi, takip falan olmaz silahlı olduğu şüphesi varsa anında vurursun ,silahsız şüpheli ise anında derdest eder , kelepçelenir ve komutanlar oradan en acil şekilde çıkartılır, kışla içinde güvenli bir yere götürülür eğer güvenli olduğundan emin olunmazsa kışla terk edilir .
yok komutanın eline vurmuşta kahve şolmuşta.
bak olabilen olaylar var ,antik zamanlarda ben çok ünlü birini koruyorum,ünlü şahıs bahçede dans ediyor çevreye hakim olmak için bende 3. katta dikizdeyim bir baktım iki kişi birinin elinde kılınç diğerinde şeritli mg3 ,ben bir anda havada 3 parende 4 takla attım uçan tekme ile kılınçlıya sertçe vururken elimdeki dürbünlü tüfenkle mg3 taşıyanı iki gözünün ortasından vurdum ,yavaş yavaş yere kondum.
benim diğer lakabım taklacı güvercindir.
devamını gör...
"2 aralık 1991 tsk komuta kademesine suikat teşebbüsü" ile benzer başlıklar
1991
10