23 aralık 2020 can dündar'a 27 yıl hapis cezası verilmesi

türkiye cumhuriyetinin bir terör örgütüne petrol karşılığında silah sattığını kanıtlayan gazeteciye verilen ceza. dış politikanı şeriatçılara emanet edersen olacağı budur zaten.
ekleme: türkiye'nin terör örgütüne destek vermesini savunan arkadaşlar, aynı silahlarla musul'da bulunan konsolosluğumuzun basıldığını, fırat kalkanı harekatında askerlerimize karşı kullanıldığını, 22 aralık 2016 ışid'in 2 askerimizi şehit etmesi gibi olaylarda kullanıldığını bilmiyorlar galiba.

deveye sormuşlar boynun niye eğri?... hala mahkeme adalet, hak, hukuk mu diyorsunuz?

savaşlar artık piyonlarla yapılıyor. amerikanın orta doğuda terör gruplarına silah vermesi, avrupanın pkk yı desteklemesi, asalanın ermenistan ve fransadan aldığı yardım v.s
bunları neden anlatıyorum. suriye ve ırak satranç masası konumunda ve tüm dünyanın piyonlarla savaştığı ortamda türkiye kendi piyonunu sürdü. bu radikal islamcılar da olabilir , türkmen gruplarda.
ben bu stratejiyi destekliyorum kendi askerim savaşıp kayıp vereceğime suriyenin içinden bir enstrüman ile savaşa katımamız oyunu kuralına göre oynamamız elzem bir durum.
şimdi gelelim konuya, mit silah kaçakcılığı yapmaz , desteklediği gruplara el altından silahlandırıp askeri eğitimler verir.
bu arkadaş fetö bağlantılı kaynaklardan aldığı bilgiyi, devletin stratejik sırrı olmasına rağmen ifşa ettiği için yargılanıyor diye biliyorum.
farklı bir durum varsa bilgilendirirseniz sevinirim.

can dündar'a ceza ver,
4-5 yıldır iddianamesi bile yeni hazırlanabilen ve tutukluluğu uygun değildir kararı veren aihm kararını yok say , osman kavalayı içerde tut,
demirtaş için daha dün aynı biçimde karar veren aihm kararına da uymayacağın yönünde beyanlarda bulun,
ıçeride yüksek mahkemenin enis berberoğlu kararına uymayan yerel mahkemeyi sadece seyret .

bütün bunlar olup biterken, yabancı sermayenin ülkeye gelmesi için sağda solda kırk takla at, bu da olmayınca petrol zengini kıçı kırık katar'ın g..de dolan, ülkeyi adeta peşkeş çek.

yukarıda bir başlıkta yazdım,
kubilay'lar, hasan tahsin'ler, mustafa kemal atatürk'ler aradan geçen bir asıra rağmen hala saygıyla minnetle anılıyorsa , bu bir tesadüf değildir.

peki sizler ne zamana kadar nasıl anılacaksınız acaba ? dediğim durum.

bu olayı kaç kişi hatırlıyor acaba.

can dündar tırlarda silah var demişti. akp ise yalan söylüyorsunuz, iftira. onlarda battaniye var demişti. sonra can dündar çatttttttttt diye görüntüleri attı. neler neler çıkmıştı yazmayayım şimdi, tek çıkmayan şey battaniye idi.

sonra akp çıktı "size ne yahu, silahsa silah" gibi şeyler demişti. ardında da bu dava cereyan etti. ve sonunda can dündar ceza almış.

olayın kabaca özeti bu idi. yorum yapmaya bile korkuyoruz ülkede. olayın özünü herkes biliyor da kimse gür sesle söyleyemiyor !!.

o zaman ne istediniz de vermedikcilere 27 bin yıl vermek lazım. yanlış mı?

her devletin yaptığını bizimkiler de yapmış, kendi çıkarlarımız doğrultusunda kendi askerimizi riske atmak yerine yobaz davar sürülerini eline silah verip sahaya sürmüş. (kusura bakmayın ama burada hümanizma falan kasamam)
gazeteci de görevini yapmış, bunu açığa çıkarmış. habercilik değeri açısından bakıldığında bir gazetecilik başarısı.
film burada kopuyor zaten. yaptığın işin sorumluluğunu almak ve diplomasi yoluyla gelen tepkileri yumuşatmak yerine, gazeteciyi hain ilan etmeye kalkarsan buna kim inanır, kadir inanır.
uluslararası diplomasiyi iyi bilen yetişmiş kadrolarını monşer ilan edip kızağa çekersen, yerlerine gelen liyakatsiz ve ehliyetsiz adamlardan daha fazlasını bekleyemezsin zaten. kendin çalar kendin oynarsın, içeride de tüm yargı kurumlarını kendine bağladığını cümle alem bilmezmiş gibi, hukuk tiyatrosu sahnelersin. olan yine güzel ülkemin güzel insanlarına olur.

can dündar'ın mit tırları haberi bir gazetecilik başarısı değil bir etki ajanlığıdır. dün kendisini besleyen ağababalar nasıl yalnız, alkolik bir ''mustafa kemal'' portresi çizen belgeseli yaptırdılarsa, o gün de bu fetöcülerin istihbaratı ile bu haberi yaptırmışlardır. muhaliflik ile hainlik arasındaki çizgi çok nettir. can dündar gibiler muhalif değildir.

arkadaşlar kurtuluş savaşı'nda cumhuriyet'in ilk yıllarında ingilizler din elden gidiyor diye halkı kandırmış yanına almıştı. bu konunun üzerinde yıllardır durulurur bilirsiniz. can dündar'ın atatürk ve cumhuriyet sevgisini yaptığı belgeseller ve alman makamları önündeki el pençe divan halleriyle bir değerlendirmenizi isterim.

bir yargı kararıdır.

bir gazeteciye değil terör örgütünün mamasıyla beslenen dolayısıyla kendisi de otomatik olarak bu örgütün mensubu olan kişiye verilen yargı kararı.

devlet sırlarına sahip çıkama, yaptığın işi eline yüzüne bulaştır, sonra haberi yapan gazeteciyi adliye önünde kurşunlatıp 27 yıl hapis cezası ver. ne büyük devlet!

mit silah taşıyamaz ve bunları üçüncü partilere aktaramaz. mit'in operasyonel bir yetkisi yoktur. mit kanununa göre bu suçtur. ortada yoz bir iktidarın arka bahçesine dönmüş yoz bir istihbarat teşkilatı var. bir gazeteci bu suçu ortaya çıkartıyor ve devlet sırrı diye bir savunma mekanizması geliştirilerek haberi yapan (üstelik ilk yapan da değil) gazeteci vatan haini ilan ediliyor.

devletin suç işlemesi devlet sırrı olmaz. işin trajikomik yanı, iktidar bunun devlet sırrı olduğunu söyleyerek işlenen suçu da kabul etti. neresinden tutarsan tut elinde kalıyor. haberi ilk yapan aydınlık gazetesi ve perinçek ise hala iktidar ortağı. ortamlara bağımsız yargı dersin, kim bilecek.