26 nisan lezbiyen görünürlük günü

brezilyalı aktivist ve siyasetçi marielle franco'nun 2018 yılında suikaste kurban gitmesi sonucunda ilk olarak abd'de kutlanmaya başlanan bu gün daha sonra uluslararası bir hal almaya başladı.

lezbiyen görünürlük günü nedir ne değildir

umudum odur ki her gün kutlanır. gününüz mübarek olsun.

gözümüze sokulması hoş değil evet ama görünürlük böyle durumların normal karşılaşması için en gerekli şey olabilir. kişilerin cinsel tercihlerini umursamayan veya saygı duyan biri olabilirsiniz ama herkes öyle değil amaç ta herkesin olmasa da olabildiği kadar insanın bunu normal karşılamaya başlamasını sağlamak.

26 nisan lezbiyen görünürlük gününüzü kutluyor bu konuda bana katılmayan kişileri umursamamanızı öneriyorum.

sizin gözünüze sokuyorlar çünkü her yerde görünmek gibi bir bahaneleri yok. çünkü toplumda bir insandan ziyade lgbtq üyeleri negatif bir biçimde görülüyorlar ve homofobiye maruz kalıyorlar. ondan gözümüze soksunlar. soksunlar ki onların bizden farkının olmadığını görelim.

bir taraflarından gün uydurma ritüeli.önemli bir şey arıyorsan bknz.
(26 nisan 1986 - çernobil faciası: ukrayna'nın (sscb) çernobil kentinde meydana gelen ve yaklaşık 7 milyon kişinin zarar gördüğü patlama nedeniyle ortaya çıkan radyoaktif bulutlardan, türkiye de etkilendi.)

neden tek bir gün ile tanımlandığını anlayamadığım gün. kadın ve erkek birlikteliklerinde bireyler özgür bir biçimde her günü görünebilir kılabiliyorlarsa bu günü de ötekileştirmek yerine her güne eş değer görmeliyiz.

kutlu olsun efenim. şahsen gayet destekliyorum.

bu ülkede cinsel yönelimleri yüzünden kaç insan öldü. keşke böyle günlere gerek kalmasa herkesin özgürce yaşadığı bir yer olsaydı. gününüzü kutlarım.

kutlu olsun, keske ben de lezbiyen olabilsem bıktım erkeklerle uğraşmaktan ama akıl ve beden ayni şeyleri istemiyo napalim

bu konu hakkında bana homofobik denmesine katılmıyorum çünkü ben olsam olsam lezbiyenfobiğimdir. onları sevmeme nedenime gelince, gay kardeşler ne güzel efendi efendi kendi aralarında anal, oral sekslerini yapıyorlar. bize mani oldukları yok ancak kendi hemcinslerimiz yetmezmiş gibi bir de başımıza lezbiyenler çıktı. bize rakip olup ilik gibi hatunları götürüyorlar. buna nefret demek de doğru olmaz çünkü lezbiyen pornolarım var, tatu gibi lezbiyen grubun şarkılarını da dinliyorum nefret etmiyorum ama serbest piyasa ekonomisi gereğince rakiplerin artışı finans piyasalarımızda tedirginlik yaratıyor.

bence gaylik artsın, lezbiyenlik azalsın. gay kardeşlerin onurlu mücadelesini destekliyorum.

herkesin seçimi kendisinedir. saygıda kusur etmeyiz. ama bunu bir lütufmuş gibi göstermeye başladılar bence. daha çok insan lezbiyen olsun, onlara özensin diye sürekli protesto, yürüyüş vs. ile bunun reklamını yapmak hiç hoş değil diye düşünüyorum.

ben de et ve tavuk yemeyen biri olarak lezbiyen görünürlük gününü kutluyorum.

herkesin özgürce cinsel yönelimini yaşayabildiği günlere!!
kutlu olsunnn *

görünürlük günü tabi ki önemlidir. toplumda her türlü baskıya ve nefrete rağmen var olduklarını ve kimliklerini kabullendiklerini göstermeye çalışıyorlar. kimse kimsenin gözüne sokmaya çalışmıyor ama siz hetero ilişkileriniz için yadirganmiyor, aile kurabiliyor, en basitinden el ele tutusabiliyorken bu insanlar için bunlar mümkün olmuyor çoğu zaman ki bu da bir insan hakkı ihlalidir. sever ya da sevmezsiniz, destekler ya da etmezsiniz ama var olduklarını ve her hetero gibi ilişkilerini yaşamaya hakları olduğunu kabul etmek zorundasınız, zorundayız.

kutlu olsun. lezbiyenlerin ülkemizde devlet başkanı tarafından dahi "lezbiyen mezbiyen" denilerek aşağılandığı bir vaziyette, eşcinsellerin sistematik olarak toplum gözünde değersizleştirildiği bir vaziyette, elbette ki güle oynaya görünürlük gününü kutlayacaklardır.

isteyen istediği kadar gözlerini yumabilir, isteyen istediği kadar at gözlüğü takabilir, ama eşcinseller vardı, varlar ve var olmaya devam edecekler. benimserseniz eğer yaşadığınız dünyayı tanıma açısından biraz yol alabilirsiniz diye düşünüyorum.

bazı yazar arkadaşların da "gözümüze sokmalarının ne alemi var" eleştirilerine şöyle cevap verebilirim: bir grup sistematik bir şekilde baskı görüyorsa, bir refleks olarak bunu savunma ihtiyacı duymasından daha normal bir şey yok.

edit: burada ve diğer mecralarda homofobiklik taslayanların da ağzından salyalar aka aka lezbiyen pornoları izlediğini hepimiz biliyoruzdur sanırım...

kabahatin de , ibadetin de gizlisi makbuldür.
ne halt yerseniz, kiminle yerseniz yiyin ama size özel olsun , ifşa olmanın , ifşa etmenin hiç bir gerekçe si yok.
edit: benim buradaki düşüncem , her kesim içindir, cinsel kimliği farklılar için degildir homofobik falan değilim, zaten insanların tercihi beni ilgilendirmez.

gözünüze sokulmuyor, sizin zorunuza gidiyor.

yıllarca politikacılar ve genel toplum tarafından ötekileştirilen bir grup insanın sonunda toplumda rahat edebilmesi çok önemli bir gelişme. biliyorum sizin için lezbiyenlik bir espriden öteye gitmiyor ama bu dünyada insanların nasıl farklı tercihleri varsa eşcinsellik de var. kabul etmiyorsanız yallah arabistana.

ben iyi göremedim, en iyisi bir de dürbünle bakayım.*

hastalıklı lgbt güruhunun iğrençliklerini nasıl olur da daha fazla insanların gözüne sokarım çabasıdır. bunlar siyasi parti gibi insan hakları ile alakaları yok sürekli siyasi propaganda yapar gibi özel hayatlarını sergilemeleri bunu bariz gösteriyor.