1.
kocaeli'de derince limanı mevkiinde büyük bir patlama oldu. bölgeye çok sayıda ekip sevk edildi.
*patlama saat 14.40'da meydana geldi.
-iha
*patlama saat 14.40'da meydana geldi.
-iha
devamını gör...
2.
kocaeli'deki patlamanın derince limanı'nda bulunan toprak mahsulleri ofisi silosunda olduğu öğrenildi. ilk belirlemelere göre 4 kişi yaralandı.
-iha
-iha
devamını gör...
3.
körfez’in karşı yakası gölcük’ten bile hissedilmiş. derince’deki birçok evin camları kırıldı. göçük altında işçilerin olduğu söyleniyor. tek tesellimiz kimyasal bir patlama değil.
devamını gör...
4.
gölcükten hissedildiği söylenen ama körfezden 5 km öteden hissetmediğim patlama. tek duyduğum itfaiye siren sesleriydi. kaldı ki patlama anında dışardaydım da.
devamını gör...
5.
ben duydum patlamayı. dalgalı sarsıntı oldu. "deprem değil bu, ne oluyor?" dedim içimden. seside değişikti. hala sürekli susmayan ambulansları duymaya devam ediyorum.
17 ağustos depreminde, büyük patlama olacak diye herkes enkaz altındaki yakınlarını kurtarmaktan vazgeçip, kendi canını kurtarmak için kaçmaya başlamıştı. yollar tıka basa araçlarla doluydu. sebebi işte bu patlamanın daha büyüğü yaşanacak diye. komple kocaeli, istanbul'a kadar şehir yok olur denilmişti. herkes korkuyordu ve panik halinde kaçıyorlardı.
kocaeli türkiye' nin bir numaralı sanayi kenti.
derince 60 evlerde oturuyorum, oturduğum yerin havası temiz ancak bazı zamanlar gece saatlerinde değişik kimyasal kokusu alıyordum, aşırı yoğun ve bir türlü saatlerdir gitmeyen koku ciğerlerime nefesime yapışıyordu, koku körfez'den rüzgarla birlikte geliyordu.
sinirimden, google arama motoruna körfez' deki fabrikalar yazdım, sonuçları okumaktan ben sıkıldım o kadar çok! siz düşünün. hangi fabrika, hangisi koku salıyor nereden bileceksin, nereye şikayet edeceksin? edilen şikayetleri google' da defalarca gördüm herkez aynı şeyleri yazmış durmuş... sonuç yok! şikayetler devam ediyor. bu patlamada ki fabrika çok küçük bir şirket, ki daha büyük petrol kimya üreten fabrikalardan birisi, patlasaydı şu an bu yazıyı yazamazdım.
bazen; camımdan dışarı baktığımda kocaman bir bacadan çıkan petrol atıkların elevini görüyorum, o zaman diyorum işte yaşamam şu an ne kadar mucize.
"fabrikaların olduğu yerde insanlar çalışmasın, yaşamasın!" diyorum. robotlar geliyor aklıma yüksek teknoloji, onlar çalışsın... sonra camdan tekrar baktığımda yeşillik ağaçların üzerindeki saksağanları, serçeleri, güvercinleri, martıları, kapı komşumuzun kapısının önünde duran sokak köpeğini, kedileri, görünce robotlardan vazgeçiyorum.
vazgeçince yine dönüp dolaşıp aynı yere geri dönüyorum. "işçi, emekçi hakları" bunlar boş şeyler.
17 ağustos depreminde, büyük patlama olacak diye herkes enkaz altındaki yakınlarını kurtarmaktan vazgeçip, kendi canını kurtarmak için kaçmaya başlamıştı. yollar tıka basa araçlarla doluydu. sebebi işte bu patlamanın daha büyüğü yaşanacak diye. komple kocaeli, istanbul'a kadar şehir yok olur denilmişti. herkes korkuyordu ve panik halinde kaçıyorlardı.
kocaeli türkiye' nin bir numaralı sanayi kenti.
derince 60 evlerde oturuyorum, oturduğum yerin havası temiz ancak bazı zamanlar gece saatlerinde değişik kimyasal kokusu alıyordum, aşırı yoğun ve bir türlü saatlerdir gitmeyen koku ciğerlerime nefesime yapışıyordu, koku körfez'den rüzgarla birlikte geliyordu.
sinirimden, google arama motoruna körfez' deki fabrikalar yazdım, sonuçları okumaktan ben sıkıldım o kadar çok! siz düşünün. hangi fabrika, hangisi koku salıyor nereden bileceksin, nereye şikayet edeceksin? edilen şikayetleri google' da defalarca gördüm herkez aynı şeyleri yazmış durmuş... sonuç yok! şikayetler devam ediyor. bu patlamada ki fabrika çok küçük bir şirket, ki daha büyük petrol kimya üreten fabrikalardan birisi, patlasaydı şu an bu yazıyı yazamazdım.
bazen; camımdan dışarı baktığımda kocaman bir bacadan çıkan petrol atıkların elevini görüyorum, o zaman diyorum işte yaşamam şu an ne kadar mucize.
"fabrikaların olduğu yerde insanlar çalışmasın, yaşamasın!" diyorum. robotlar geliyor aklıma yüksek teknoloji, onlar çalışsın... sonra camdan tekrar baktığımda yeşillik ağaçların üzerindeki saksağanları, serçeleri, güvercinleri, martıları, kapı komşumuzun kapısının önünde duran sokak köpeğini, kedileri, görünce robotlardan vazgeçiyorum.
vazgeçince yine dönüp dolaşıp aynı yere geri dönüyorum. "işçi, emekçi hakları" bunlar boş şeyler.
devamını gör...