75 yaşında okuma öğrenip 84 yaşında üniversite sınavına giren teyze

maşallah ablama.
yolun açık olsun kız,
emeğin zayi olmasın.
hayalindeki bölümü kazan inşallah.
ya bayılıyorum
kendini üretime adayan
durmayan
insanlara.
hayatın emekliliği olmaz
hayat nefes aldıkça
üretim demektir.
siz hiç bir kenarda oturmuş emeklili gibi yatan sokak kedisi
ya da kuş gördünüz mü, göremezsiniz.
mutlu eden başlık.

12 yıllık eğitimi 9 yılda halletmiş. helal olsun.

zararın neresinden dönüyorduk? diye soran olursa bu teyzeyi tarif edin,
kendisini tebrik edip ellerinden öpüyorum.

hiçbir şey için geç olmadığını bize tolstoy'dan sonra gösteren en iyi örnek olmuş kendisi. tebrik ediyorum teyzeciğimi. (bkz: tolstoy'un bisikleti).

90 yaşında atanır 91 de emekli olur 92 de ölür.

takdir etmediğim teyzedir.
ömrünün son yıllarını faydalı işlere harcamamıştır.
bu eğitim sisteminin kime ne hayrı, katkısı olmuş?

bu işleri, yani şovu bırakıp dünya klasiklerini okusaymış, felsefe, psikoliji, sosyoloji, biyoloji, tarih vb. okumaları yapsaymış öbür tarafa da daha donanımlı gidermiş.

diploma fetişinden bir kurtulamadık gitti.

gençken okutmadılarsa içinde ukte kalmıştır da biraz geç kalmış sanki kendi kararlarını verip hayallerinin peşinden gitmeye.
sanki işe mi girecek, yok. istese de almazlar zaten. onunda böyle bir arzusu yoktur zaten. e neye yaradı. tamam istediğini yaptın da sanki başka bir şey isteseymişsin faydalı olacak. yine de özgür insan istediğini yapmış tam birşey de diyemiyorum.

anlamsız bir eylem, emeğe yazık.

geldi gene hiçbir şeyi beğenmeyenler.
teyze zaten 84 yaşında daha neye faydalı olsun bu kadın zaten ununu elemiş eleğini asmış. hayatında kendisi için bir şey yapmak istemiş belli ki çok da iyi etmiş. okuyup çalışması da değil mesele ona bu imkanları devlet sunuyor bu teyzemiz bu yaşında üniversite sınavına girip tercih yapma hakkına sahipse bu hakkı kullanıp kullanmamak onun kararıdır. kendisi için bir şeyler yapması çok hoşuma gitti darısı herkesin başına.

sanki biraz, azıcık geç kalmışsın teyze :)

sınava geç kalmayarak 2 milyon rakibini kafadan elemiştir.

dışarıdan eğitimle, 300 ders saati sonrası okuma yazma belgesi alabiliyorsun.
sonrasında 1 yılda ilkokulu, 1,5 yılda ortaokulu, 2,5-3 yılda da liseyi bitiriyorsun.

toplamda ne yaptı?
kaba hesap 6 yıl diyelim.

6 yılda, ilk ve orta eğitimi tamamlıyorsun, mis gibi.
teyze için bu süreç 9 yıl sürmüş. olsun, bu da büyük başarı..
da,
şimdi şu matematiğe bakınca, başka bir şey geldi benim aklıma.
gayet de iyi bir fikir aslında.

bir çocuk yapacaksın.
14 yaşına kadar hiç okula göndermeyeceksin bu çocuğu.
sen eğiteceksin!
imkanların ölçüsünde.
maddiyat önemli tabii aslında ama bir anlamda önemsiz de...
sessiz sakin bir yer olacak.. doğayla iç içe...
birkaç düzgün komşu, cittaslow bir şehir merkezi...
tabii ki, sınırsız ve sorunsuz da bir internet.
o nokta önemli.


okuma yazmayı öğreteceksin sen sadece...
geri kalan tüm bilgiler, hayatın içinde.
mevcut sistemde, özellikle de türkiye gibi bir yerde, gayet yerinde bir seçim bence.
14 yaşına kadar ''okul'' saçmalığından uzak tutacaksın çocuğu.
okula giderek harcayacağı değerli zamanı, ona geri kazandıracaksın.

14 yaşına gelince, vereceksin açıköğretime!
3 yılda ilk ve ortaokulu bitirecek, misler gibi.
20. doğum gününde bir bakmışsın, üniversiteli olmuş.
muazzam.

girsin üniversiteye 20'sinde?
ne olacak?
eminim ki o çocuk, ne istediğini çok iyi bilecek o yaşa geldiği anda...
ve sana sonsuz bir minnet duygusuyla teşekkür edecek.

helal olsun.

ahretliği gömüp canı sıkılmış teyzedir.

helal teyzeme dedirten başlıktır.
gereksiz, anlamsız bir iş değildir yaptığı. canı istemiştir yapmıştır. belki üniversite okumaya ömrü yetmeyecektir, belki okusa da çalışamayacaktır, belki sadece kazandı yazısını görmek onu mutlu edecektir, belki sadece çaya gelen komşularıyla iddiaya girmiştir, kime ne?
herkesin canının istediğini yaptığı ve "lan ben anlamlı bir şey yapıyor muyum" diye sorgulamadığı bir dünyada teyzemin de "anlamsız" işler yapmaya hakkı vardır. hadi yemeyelim birbirimizi, her adımımızı ölçüp biçiyor, her şeye mana yüklüyor, çoğunlukla mantıklı eylemlerde bulunuyor gibi onu bunu yargılamak süper. e tamam sen de yap, daha anlamlısını yap deyince de mazeret gırla.

hobi olarak güzel girişim. okumaya merak sarmasa büyük ihtimalle evde (bkz: esra erol) seyredip komşularla (bkz: gıybet) yapacaktı