sabah 5'te uyanık olan yazarlar kulübü
gözümün moru zift karası oldu ya…
devamını gör...
kürtajın yasaklanması gerekliliği
mevzubahis kadının kendi bedeni falan diye geçiştirmemek gerek.şöyle ki : - akli ve fiziki melekeleri henüz oluşmamış bir cenin için bu kadar öngörü yapılıyorsa,buyurun öngörü : peki o çocuğun istenmemesinden dolayı,annesiz babasız,travmalarla dolu bir hayat yaşamasının,yalnızlığının,itilmiş,ötekileştirilmiş,doğru düzgün bir hayatı olmamış,ve bütün bunların yol açtığı ruh haliyle insanlardan nefret eden,belki bir hırsız,belki katil,belki cani bir sapık,belkide şuursuz bir terörist olmasını kim engelleyecek.hesabını kim verecek.devlet bakar denilecekse,yada evlat edinilir deniliyorsa.memleketin durumuna bakmak gerekir.
(açlık ve yoksulluk yüzünden ist. fatihte 4 kardeşin siyanürle intiharı)
(açlık ve yoksulluk yüzünden ist. fatihte 4 kardeşin siyanürle intiharı)
devamını gör...
çernobil faciası
- hayır reaktör patlamadı! rbmk reaktörü patlamaz.
- yerde grafit görmedin. onlar yanarak siyahlaşan beton parçaları!
- lütfen söyler misin? rbmk reaktörü nasıl patlar?
- tabi ki de patlamaz.
- peki sen salak mısın?
- bu doz ölçer hatalı. pahalı olanı kasadan getirin!
- kasanın anahtarı kimde?
- yerde grafit görmedin. onlar yanarak siyahlaşan beton parçaları!
- lütfen söyler misin? rbmk reaktörü nasıl patlar?
- tabi ki de patlamaz.
- peki sen salak mısın?
- bu doz ölçer hatalı. pahalı olanı kasadan getirin!
- kasanın anahtarı kimde?
devamını gör...
dalyan
ege bölgesinde yoğun olarak görülen ve balıkçılık faaliyetlerinin yapıldığı koy ve körfez alanlarında bulunan yerleşmelerdir.
devamını gör...
leyla ile mecnun'un yeniden başlaması
exxen'de geliyormuş, gelsin.
eski tadı vermiyecekmiş, vermesin.
onur ünlü çok bozacakmış, bozsun.
yeter ki 3-5 bölüm daha izleyebilelim.
eski tadı vermiyecekmiş, vermesin.
onur ünlü çok bozacakmış, bozsun.
yeter ki 3-5 bölüm daha izleyebilelim.
devamını gör...
kapitalizmi anlatan en iyi söz
bana bir kapitalist gösterin, bende size bir kan emici göstereyim.
malcolm x
malcolm x
devamını gör...
kızıl bulut
1822 - 1909. sioux'ların, oglala kolunun ve çılgın at'ın reisiydi. brule lakota'ların reisi benekli kuyruk ile bir döneme damga vurmuş bir reistir.
beyazların, sioux ülkesinde kaleler kurup, yollar açmaya başlaması üzerine 1866 - 1868 arasında, fetterman kıyımı dahil büyük savaş vermiş ve sioux, cheyenne, arapaho ittifakıyla a.b.d ordusunu yenerek, ülkelerini terk etmelerini sağlamıştır.
zafer kazanıp, ordunun kalelerini yakmalarına rağmen, antlaşma imzalamak için başkent washington'a gitmeleri iştenmiş ve yol boyunca psikolojik harp uygulanmıştır.
beyazların nüfusu ve gücünü gördüğü bu yolculuktan sonra, artık rezervasyonda yaşamış ve elinden geldiğince, daha fazla toprak kaybetmemek için pasif direniş göstermiş ama savaşçılarının çoğunun gözünden düşmüştür.
kabilesinin savaşçıları onun bu pasif tutumu sebebiyle ayrılıp çılgın at ve oturan boğa gibi reislerin peşinden gitmiştir. kızılderililerin çoğu, little bighorn savaşı'nda a.b.d ordusuyla savaşıyorken, kızıl bulut, benekli kuyruk ve akrabaları rezervasyonlarda yaşıyorlardı.
bütün uğraşlarına rağmen büyük sioux ülkesinin dağıtılıp, küçülmesini önleyememiş ve 1909'da bir rezervasyonda ölmüştür.
beyazların, sioux ülkesinde kaleler kurup, yollar açmaya başlaması üzerine 1866 - 1868 arasında, fetterman kıyımı dahil büyük savaş vermiş ve sioux, cheyenne, arapaho ittifakıyla a.b.d ordusunu yenerek, ülkelerini terk etmelerini sağlamıştır.
zafer kazanıp, ordunun kalelerini yakmalarına rağmen, antlaşma imzalamak için başkent washington'a gitmeleri iştenmiş ve yol boyunca psikolojik harp uygulanmıştır.
beyazların nüfusu ve gücünü gördüğü bu yolculuktan sonra, artık rezervasyonda yaşamış ve elinden geldiğince, daha fazla toprak kaybetmemek için pasif direniş göstermiş ama savaşçılarının çoğunun gözünden düşmüştür.
kabilesinin savaşçıları onun bu pasif tutumu sebebiyle ayrılıp çılgın at ve oturan boğa gibi reislerin peşinden gitmiştir. kızılderililerin çoğu, little bighorn savaşı'nda a.b.d ordusuyla savaşıyorken, kızıl bulut, benekli kuyruk ve akrabaları rezervasyonlarda yaşıyorlardı.
bütün uğraşlarına rağmen büyük sioux ülkesinin dağıtılıp, küçülmesini önleyememiş ve 1909'da bir rezervasyonda ölmüştür.
devamını gör...
yarının bugünün aynısı olacak olması
bilemeyeceğimiz bir durumdur efenim. belki de yarın hayatımızın dönüm noktasını yaşayacağız, kim bilir...
devamını gör...
yalnızlığın en çok dokunduğu an
arkadaşlarımın sevgililerine hediye, sürpriz hazırlarken onlara fikir verdiğim, yardım ettiğim andır. hep o gruplarda yalnız oturuyorum ve bu çok koyuyor bana. çünkü bu zamana kadar başkalarını düşündüğüm gibi kimse düşünmedi beni. kimse sürpriz yapmadı onlara hazırladığım gibi..
bihter ziyagil'in : "gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar" repliği canlanıyor zihnimde..
bihter ziyagil'in : "gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar" repliği canlanıyor zihnimde..
devamını gör...
dünyayı kurtaracak formül
okumak & sevgi
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının sözlüğü sahiplenmesi
bir yere , emek, zaman ve sevgini veriyorsan , bağlanır sahiplenir sin, kafa sözlük böyle bir yer , inşallah bozulmaz aynı kalitede devam eder.
devamını gör...
boğaziçili kelepçeyi yatakta sever
bir boğaziçi öğrencisinin açtığı saçma sapan pankart. ahlak ve namus bekçiliği yapacak değilim lakin düpedüz saçma sapan pankart.

buradan

buradan
devamını gör...
cehennemi yaratıp merhametten bahsetme komikliği
anlamsız ve saçma sapan tespit.
cehennemi yaratıp merhametten bahsetmenin neresi komik? işte cehennemi hak etme diye sana merhamet, adalet, hakkaniyet, dürüstlük, doğruluk gibi kavramlar telkin ediliyor. eğer iyi ve doğrudan yana olmazsan tercihin olarak sana cehennem var deniyor. bunu idrak edemiyor musun yoksa idrak etmek işine mi gelmiyor?
kişi bu dünyada ne merhamet etmiş, ne adalet-insaf sahibi olmuş, önüne gelene zulmetmiş-vurmuş-kırmış-öldürmüş-tecavüz etmiş; sonra cehennem var diye allah'ı itham ediyor. bu ne kadar mantıklı? sen insan olarak kimsenin hakkını çalmadan, hiçbir canlıya zulmetmeden, alın terinle geçinip mümkün olduğunca etrafına her yönden yardımcı ve destek olduktan, onun bunun malına-ırzına-canına göz koymadan ve zorbalıkla el koymadan, insanları yalan ve iftiralarla zan altında bırakmadan yaşadıktan sonra allah'a da inancın varsa zaten cehenneme falan gitmezsin. açın kur'an'a bakın. cehennemliklerin vasıfları yazıyor orada. allah sana yol göstermiş. yukarıda saydığım şeyleri yapmıyorsan cehennemin varlığı seni niye rahatsız ediyor ki?
ya arkadaş bak islamdan, peygamberinden, ilahından haz etmeyebilirsin, inanmayabilirsin. buna hakkın var. ha bunda, gördüğün ve kendine müslüman diyen, gerçekte şirk dininin temsilcisi olan tiplerin etkisi olabilir. seni anlarım ve hatta sana bu konuda hak veririm. ama böyle saçma sapan başlıklar açıp kendinizi alçaltmayın. sizin o haz etmediğiniz güya müslüman geçinen tiplerden ve onların din diye anlattıkları çoğu şeyden ben gibi çoğu gerçek müslüman haz etmiyor. kafana takılan sorular vardır. kur'an'da okuduğun zaman anlamadığın veya seni rahatsız eden şeyler olabilir. bunu merak eder sorarsın. bilen birileri de çıkar sana anlatır neyin ne olduğunu. ama sırf inanmıyorsun diye insanların kutsal kabul ettiği şeylere saldırma hakkın yok. bunu kabul edin. inan veya inanma, o senin tercihin. ha tercihinin sonucunda bazı neticeler elbette olacak. hayat da bu şekilde akıyor. sen bir tercihte bulunuyorsun, yerine göre ya mutlu oluyorsun ya zarara uğruyorsun. bundan şikayet etmeye gerek yok.
cehennemi yaratıp merhametten bahsetmenin neresi komik? işte cehennemi hak etme diye sana merhamet, adalet, hakkaniyet, dürüstlük, doğruluk gibi kavramlar telkin ediliyor. eğer iyi ve doğrudan yana olmazsan tercihin olarak sana cehennem var deniyor. bunu idrak edemiyor musun yoksa idrak etmek işine mi gelmiyor?
kişi bu dünyada ne merhamet etmiş, ne adalet-insaf sahibi olmuş, önüne gelene zulmetmiş-vurmuş-kırmış-öldürmüş-tecavüz etmiş; sonra cehennem var diye allah'ı itham ediyor. bu ne kadar mantıklı? sen insan olarak kimsenin hakkını çalmadan, hiçbir canlıya zulmetmeden, alın terinle geçinip mümkün olduğunca etrafına her yönden yardımcı ve destek olduktan, onun bunun malına-ırzına-canına göz koymadan ve zorbalıkla el koymadan, insanları yalan ve iftiralarla zan altında bırakmadan yaşadıktan sonra allah'a da inancın varsa zaten cehenneme falan gitmezsin. açın kur'an'a bakın. cehennemliklerin vasıfları yazıyor orada. allah sana yol göstermiş. yukarıda saydığım şeyleri yapmıyorsan cehennemin varlığı seni niye rahatsız ediyor ki?
ya arkadaş bak islamdan, peygamberinden, ilahından haz etmeyebilirsin, inanmayabilirsin. buna hakkın var. ha bunda, gördüğün ve kendine müslüman diyen, gerçekte şirk dininin temsilcisi olan tiplerin etkisi olabilir. seni anlarım ve hatta sana bu konuda hak veririm. ama böyle saçma sapan başlıklar açıp kendinizi alçaltmayın. sizin o haz etmediğiniz güya müslüman geçinen tiplerden ve onların din diye anlattıkları çoğu şeyden ben gibi çoğu gerçek müslüman haz etmiyor. kafana takılan sorular vardır. kur'an'da okuduğun zaman anlamadığın veya seni rahatsız eden şeyler olabilir. bunu merak eder sorarsın. bilen birileri de çıkar sana anlatır neyin ne olduğunu. ama sırf inanmıyorsun diye insanların kutsal kabul ettiği şeylere saldırma hakkın yok. bunu kabul edin. inan veya inanma, o senin tercihin. ha tercihinin sonucunda bazı neticeler elbette olacak. hayat da bu şekilde akıyor. sen bir tercihte bulunuyorsun, yerine göre ya mutlu oluyorsun ya zarara uğruyorsun. bundan şikayet etmeye gerek yok.
devamını gör...
az bilinen görgü kuralları
bir keresinde babam; "gerçek görgülü insan karanlıkta esnerken ağzını kapatan insandır." demişti.
şu an düşünüyorum da öyle haklı ki... bana göre en az bilinen görgü kuralı, görgünün bir gösteriş malzemesi olmadığı, insanın etrafı için değil kendisi için görgülü olması gerektiğidir. görgü kurallarına uygunluk; desinler diye değil, kişinin kalitesinden meydana gelmelidir. ancak o zaman anlam kazanabiliyor çünkü...
şu an düşünüyorum da öyle haklı ki... bana göre en az bilinen görgü kuralı, görgünün bir gösteriş malzemesi olmadığı, insanın etrafı için değil kendisi için görgülü olması gerektiğidir. görgü kurallarına uygunluk; desinler diye değil, kişinin kalitesinden meydana gelmelidir. ancak o zaman anlam kazanabiliyor çünkü...
devamını gör...
hızlı konuşmak
şahsımın yaptığı ve bir süreden sonra insanı çıldırtan eylemdir. *
karşınızdaki insan bir süreden sonra hipnoz olmuş gibi bakar size. zaten ne dediğinizi anlamıyordur ve çoktan telepati olayına başlamıştır bile. siz de sanarsınız ki sizi dinliyor. fakat daha sonra mayışmış, ince, ruh gibi bir ses tonuyla şöyle der; "ne?"
o zaman da sarf ettiğiniz tüm cümlelerin boşa gittiğini görürsünüz. kötüdür, yapmayın.
ayrıca çok kitap okumaktan kaynaklandığını söyleyenler de var.
karşınızdaki insan bir süreden sonra hipnoz olmuş gibi bakar size. zaten ne dediğinizi anlamıyordur ve çoktan telepati olayına başlamıştır bile. siz de sanarsınız ki sizi dinliyor. fakat daha sonra mayışmış, ince, ruh gibi bir ses tonuyla şöyle der; "ne?"
o zaman da sarf ettiğiniz tüm cümlelerin boşa gittiğini görürsünüz. kötüdür, yapmayın.
ayrıca çok kitap okumaktan kaynaklandığını söyleyenler de var.
devamını gör...
aynı başlığa aynı gün birden fazla entry girmek
bir de bunun kendi açtığı başlığa üst üste iki üç entry gireni var ki evlerden ırak.
devamını gör...
aracıların para kazanmasını kabullenmeyen birey
tarladan 1 liraya alınan domatesin manavdan 10 lira olmasına karşı çıkan bireydir.
devamını gör...
hayat nereye gidiyor
biz büyük anlamsızlıklar ve manipülasyonlar içinde anlam aramaya çalışırken hayat yolunda devam ediyor. hayat kendi yolunda devam ediyor da biz neredeyiz? onu düşünmek lazım.
devamını gör...
fakir depresyonu vs zengin depresyonu
zengin depresyondayken atlar ferrarisine deniz kenarı bir yerde durur, denizi izler.
fakir depresyondaysa, ağzında tütün sigarayla çıkar iki dolanır eve gelir.
fakir depresyondaysa, ağzında tütün sigarayla çıkar iki dolanır eve gelir.
devamını gör...
