uykuda konuşmak
çok sık yaptığım bir eylemmiş. ablamın dediğine göre her seferinde işime gelmeyen soruya ''abla git başımdan'' diye cevap veriyormuşum. canım ben.
ha bir de kendi kahkahama uyandığım olmuştu.
ha bir de kendi kahkahama uyandığım olmuştu.
devamını gör...
bu başlıkta kendimizi kandırıyoruz
aslansın kaplansın
devamını gör...
oy verin tanımlara can verin
emeğe saygı anlamına gelen cümledir.
özellikle eski tanımlara oy gelince insan mutlu oluyor ve diyor ki sağolun be sağolun.
özellikle eski tanımlara oy gelince insan mutlu oluyor ve diyor ki sağolun be sağolun.
devamını gör...
3 numara saç
yapmışlığım var.
kafa üşümesi nasıl bir şeymiş onu anlamıştım.
yastığın kılıfını hissetmenin nasıl bir şey olduğunu gördüm.
berenin ne büyük nimet olduğunu anladım.
görünüş olarak ise yüzüm tombik olduğu için poğaça gibi dolaştım tombik olmasam fena değildi *
kafa üşümesi nasıl bir şeymiş onu anlamıştım.
yastığın kılıfını hissetmenin nasıl bir şey olduğunu gördüm.
berenin ne büyük nimet olduğunu anladım.
görünüş olarak ise yüzüm tombik olduğu için poğaça gibi dolaştım tombik olmasam fena değildi *
devamını gör...
küfreden kadın
(bkz: küfür eden insan)
devamını gör...
aribert heim
avusturyalı tıp doktorudur. iki tane lakabı vardır, en çok bilineni dr. death= doktor ölüm olup diğer lakabıda butcher of mauthausen=mauthausen kasabıdır.
1914 de doğmuş, 1935 yılında avusturya yerel nazi partisine üye olmuştur. 1940 da hitler'in elit waffen ss' ine katılmak için gönüllü olur. ss doktoru olarak sachsenhausen (1940), buchenwald (1941) ve mauthausen (1941) toplama kamplarında görev yapar. auschwitz toplama kampında görev yapan ss doktoru joseph mengele'ninkine benzer korkunç deneyler yapar. bunlara deney demek aslında lafın gelişidir. yaptıkları bırakın bir doktorun, bir insanın insana hatta herhangi bir canlıya yapmaya aklına bile getiremeyeceği türdendir.
anestezi vermeden yahudi mahkumları ameliyat etmek ve bu şekilde ne kadar acıya dayanabildiklerini gözlemlemek, mahkumların kalbine benzin ve diğer sıvıları enjekte ederek hangisinin daha çabuk öldürdüğünü görmek, sağlıklı mahkumların organlarını ameliyatla çıkarmak ve ardından onları ameliyat masasında ölüme terk etmek bu manyağın en büyük zevkidir. bunları yaparken sürekli elindeki kronometre ile ölüme giden sürecin zamanını tuttuğuda söylenir.
savaş boyunca yukarıda saydığım gibi insanlığa sığmayacak tıbbi deneylerde (!) bulunmuştur. savaşın sonuna doğru amerikan birliklerince yakalınır ve bir kampta esir tutulur. daha sonra hala bilinmeyen bir nedenden dolayı gene amerikalılarca serbest bırakılır. serbest bırakıldıktan sonra heim, karısı ve iki oğluyla birlikte yaşadığı alman kaplıca kasabası baden-baden'de jinekolog olarak çalışır. 1962'de, tutuklanması için bir mahkeme kararı çıkartılır, bunun haberinide (her nasılsa) önceden alır ve ortadan kaybolur.
seneler sonra kendisinin mısır'da olduğu ve tarek hüseyin farid adı ile yaşadığı, 1992' de öldüğü resmi makamlarca açıklanır. ateşi bol olsun manyağın.
sevgili ozgur1ey' in #1039162 tanımını okuyunca mauthausen toplama kampı ile ilgili olduğu için bunu yazayım dedim, umarım beğenir. kendisinin yukarıda bahsettiğim tanımını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum, muhteşem olmuş. ikinci dünya savaşına meraklıysanız belgesel tadındaki tanımından büyük zevk alacaksınız.
zamanında yazmış olduğum şu tanımımada bakabilirsiniz. #219672
1914 de doğmuş, 1935 yılında avusturya yerel nazi partisine üye olmuştur. 1940 da hitler'in elit waffen ss' ine katılmak için gönüllü olur. ss doktoru olarak sachsenhausen (1940), buchenwald (1941) ve mauthausen (1941) toplama kamplarında görev yapar. auschwitz toplama kampında görev yapan ss doktoru joseph mengele'ninkine benzer korkunç deneyler yapar. bunlara deney demek aslında lafın gelişidir. yaptıkları bırakın bir doktorun, bir insanın insana hatta herhangi bir canlıya yapmaya aklına bile getiremeyeceği türdendir.
anestezi vermeden yahudi mahkumları ameliyat etmek ve bu şekilde ne kadar acıya dayanabildiklerini gözlemlemek, mahkumların kalbine benzin ve diğer sıvıları enjekte ederek hangisinin daha çabuk öldürdüğünü görmek, sağlıklı mahkumların organlarını ameliyatla çıkarmak ve ardından onları ameliyat masasında ölüme terk etmek bu manyağın en büyük zevkidir. bunları yaparken sürekli elindeki kronometre ile ölüme giden sürecin zamanını tuttuğuda söylenir.
savaş boyunca yukarıda saydığım gibi insanlığa sığmayacak tıbbi deneylerde (!) bulunmuştur. savaşın sonuna doğru amerikan birliklerince yakalınır ve bir kampta esir tutulur. daha sonra hala bilinmeyen bir nedenden dolayı gene amerikalılarca serbest bırakılır. serbest bırakıldıktan sonra heim, karısı ve iki oğluyla birlikte yaşadığı alman kaplıca kasabası baden-baden'de jinekolog olarak çalışır. 1962'de, tutuklanması için bir mahkeme kararı çıkartılır, bunun haberinide (her nasılsa) önceden alır ve ortadan kaybolur.
seneler sonra kendisinin mısır'da olduğu ve tarek hüseyin farid adı ile yaşadığı, 1992' de öldüğü resmi makamlarca açıklanır. ateşi bol olsun manyağın.
sevgili ozgur1ey' in #1039162 tanımını okuyunca mauthausen toplama kampı ile ilgili olduğu için bunu yazayım dedim, umarım beğenir. kendisinin yukarıda bahsettiğim tanımını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum, muhteşem olmuş. ikinci dünya savaşına meraklıysanız belgesel tadındaki tanımından büyük zevk alacaksınız.
zamanında yazmış olduğum şu tanımımada bakabilirsiniz. #219672
devamını gör...
1991
an itibariyle girdiğimiz yıl. ya da değil. iyi değilim sanki ben.
devamını gör...
insan iyi midir kötü müdür sorunsalı
bin yıllardır sorulan ve tanım itibariyle insana net bir özellik yüklenmesini gerektiren soru öbeğidir ..
ıyi kelimesi tdk sözlük anlamı ile: istenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan
tdk
kötü kelimesi ise yine tdk sözlük anlamı ile :istenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena,
şeklindedir..
buradan özetle iyi ve kötü kavramları gözleme dayalı olgulardır ve tüm dinsel kurumlarda bu olguyu temel alarak oluşturulmuştur.
halbuki insanların diğer entrylerde de özetlediği gibi insan tam iyi ya da tam kotu olarak tanımlanamayacak bir varlıktır ve ikisinin ortasında bir yerlerde dolanıyor desek sanırım herkes hem fikir olacaktır ..
çocuklarla ilgili yapılmış bir deney ise çocukların eğitimle daha iyi varlıklara dönüşebildiği ve eğitim olmazsa kötü davranışlar sergileyebileceği olgusunu anlatır ki kelimeleri değiştirirsek doğru bir deneydir..
ahlaki ilkeler doğuştan mı geliyor?
şimdi izninizle iyi kelimesi yerine vicdanı kötü kelimesi yerine ise nefsani kelimesini koyalım ve konuyu bu şekilde ele almaya çalışalım..
insan varlık olarak tekamül etmeye gelişmeye çalışan bir varlıktır ve maddeyi daha yeni tanımaya çalışan bir varlık olarak nefsani yönü her daim ağır basabilir çünkü maddenin cezbedici yapısı gereği kendisini madde ile eşkoşmaya yatkındır ve bunun için de egoist/nefsani davranabilir ki bu dünyaya gelirken genetik yatkınlığımızda gayet net görünmektedir. ve fakat videodaki eğitimle belli bir seviyeye getirebilen çocuklar örneği üzerinden devam edersek, insan varlığı nefsaniyetten kurtularak vicdan varlığına dönüşebilir ve bunu eğitimle belli bir seviyeye getirmek ve insanı tümden bir vicdan varlığına dönüştürmek doğru inisiyasyon (bkz: inisiyasyon) yöntemleri eşliğinde her daim mümkündür...
sonuca gelirsek insan ne iyi ne de kötüdür , insan her daim özündeki bilgiyi keşfetmek için tekamül (bkz: tekamül) etmeye çalışan ve bunu yapabilmek içinde sürekli madde ile etkileşimde bulunan bir varlıktır.
ıyi kelimesi tdk sözlük anlamı ile: istenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan
tdk
kötü kelimesi ise yine tdk sözlük anlamı ile :istenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena,
şeklindedir..
buradan özetle iyi ve kötü kavramları gözleme dayalı olgulardır ve tüm dinsel kurumlarda bu olguyu temel alarak oluşturulmuştur.
halbuki insanların diğer entrylerde de özetlediği gibi insan tam iyi ya da tam kotu olarak tanımlanamayacak bir varlıktır ve ikisinin ortasında bir yerlerde dolanıyor desek sanırım herkes hem fikir olacaktır ..
çocuklarla ilgili yapılmış bir deney ise çocukların eğitimle daha iyi varlıklara dönüşebildiği ve eğitim olmazsa kötü davranışlar sergileyebileceği olgusunu anlatır ki kelimeleri değiştirirsek doğru bir deneydir..
ahlaki ilkeler doğuştan mı geliyor?
şimdi izninizle iyi kelimesi yerine vicdanı kötü kelimesi yerine ise nefsani kelimesini koyalım ve konuyu bu şekilde ele almaya çalışalım..
insan varlık olarak tekamül etmeye gelişmeye çalışan bir varlıktır ve maddeyi daha yeni tanımaya çalışan bir varlık olarak nefsani yönü her daim ağır basabilir çünkü maddenin cezbedici yapısı gereği kendisini madde ile eşkoşmaya yatkındır ve bunun için de egoist/nefsani davranabilir ki bu dünyaya gelirken genetik yatkınlığımızda gayet net görünmektedir. ve fakat videodaki eğitimle belli bir seviyeye getirebilen çocuklar örneği üzerinden devam edersek, insan varlığı nefsaniyetten kurtularak vicdan varlığına dönüşebilir ve bunu eğitimle belli bir seviyeye getirmek ve insanı tümden bir vicdan varlığına dönüştürmek doğru inisiyasyon (bkz: inisiyasyon) yöntemleri eşliğinde her daim mümkündür...
sonuca gelirsek insan ne iyi ne de kötüdür , insan her daim özündeki bilgiyi keşfetmek için tekamül (bkz: tekamül) etmeye çalışan ve bunu yapabilmek içinde sürekli madde ile etkileşimde bulunan bir varlıktır.
devamını gör...
fırsat doğduğunda kürtlerin en ala ırkçı kesilecek olması
aynen canım markette senin alnındaki "kürt değilim" yazısını görünce öyle demişlerdir muhakkak. kafaya bak, pırıl pırıl.
devamını gör...
açık ilişki
iki taraf da buna okeyse, bize laf soylemek dusmez. sahsen kendim yapamam, boyle bir istegi olan birileriyle de “sen istemiyorsan olmaz” dese bile uzak dururum, cunku bu biraz doyumsuzluk gibime geliyor. hep daha fazla, daha farkli, daha heyecanli iliskiler isteyen, stabil ve huzurlu iliski icinde olmayi sikici bulan insanlar oluyor genelde. acik iliskiler, 3lu sevismeler, swinger club’ler, afrikali bireylerle sevismeyi hayal edenler vs, hep bu doyumsuzluk ve tatminsizlik sebebiyle ortaya cikan duygulardir muhtemelen.
devamını gör...
sözlükçülerin bugünkü yorgunluk sebebi
bolca düşünmece. bir çıkar yol bulamama, başa sarıp yine düşünmece. oturup bunu dertlerinin üzerine eklemece..
devamını gör...
emily bronte
okunacak bir sürü iyi kitap var, oturun da okuyun biraz. oturun şuraya da ruhunuzu kurtarın.*
devamını gör...
herkes mahlasına yakışanı yapsın
saygılarımla.
devamını gör...
türkiye nasıl düzelir sorunsalı
türkiye'de bir kaynağa göre 116 başka bir kaynağa göre ise 105 siyasî parti var seçime girebilmesi için en az 41 il de örgütlenmesi gerekir.
türkiye ile ilgili bu kısa bilgiden sonra yurt dışında gelişmiş ülke tabir ettiğimiz ülkelere bir göz atalım abd 5 parti ingiltere 11 parti almanya 13 parti fransa 5 parti ( kaynak wikipedia)
şimdide argoda geçen atasözü'müze bakalım nerde çokluk orda .okluk
durum şu ki bizde herhangi bir partiye küsen siyasetçi gidip yeni bir parti kuruyor üstelik bu partiler bir nevi geçin kapısı gibi hazine' den yardım alıyorlar seçime katılma yeterliliğine sahip olanları da ekstra seçim yardımı alıyor. hal böyle olunca vatandaşa hizmet için kullanılabilecek önemli bir meblağ siyasi partileri beslemeye gidiyor eğer kanun çıksada siyasi partiler üyelerinden gelecek aidat ve bağışlarla faaliyet gösterecekler denilse ortada bir tanesi kalmaz diye düşünüyorum.
bunun yanısıra seçim yasası gereği barajı geçemeyen partilere atılan oylar ise o sandık bölgesindeki önde olan partinin ekmeğine yağ sürüyor bu da meselenin bir başka boyutu. bu tespitlerden sonra konuya dönersek eğitimin ön planda olduğu insanların karın doyurmak için çalışmaktan başka gönüllü sivil toplum örgütlerinde aktif faaliyette bulunması soran sorgulayan bir toplum olma yolunda her bireyin çekinmeden çıkıp hakkını araması ve başta gelişmiş ülkeler dediğimiz ülkelerdeki gibi kendi düşünce yapısına en yakın parti çatısı (115 parti nedir arkadaş parti sayısı bir elin parmaklarını geçmemeli) altında toplanıp daha müreffeh bir yaşam için mücadelesini burada sürdürmesi soran sorgulayan bir toplum haline dönmesi gerekir.
bütün bunların gerçekleşmesi için eğitim eğitim eğitim.
türkiye ile ilgili bu kısa bilgiden sonra yurt dışında gelişmiş ülke tabir ettiğimiz ülkelere bir göz atalım abd 5 parti ingiltere 11 parti almanya 13 parti fransa 5 parti ( kaynak wikipedia)
şimdide argoda geçen atasözü'müze bakalım nerde çokluk orda .okluk
durum şu ki bizde herhangi bir partiye küsen siyasetçi gidip yeni bir parti kuruyor üstelik bu partiler bir nevi geçin kapısı gibi hazine' den yardım alıyorlar seçime katılma yeterliliğine sahip olanları da ekstra seçim yardımı alıyor. hal böyle olunca vatandaşa hizmet için kullanılabilecek önemli bir meblağ siyasi partileri beslemeye gidiyor eğer kanun çıksada siyasi partiler üyelerinden gelecek aidat ve bağışlarla faaliyet gösterecekler denilse ortada bir tanesi kalmaz diye düşünüyorum.
bunun yanısıra seçim yasası gereği barajı geçemeyen partilere atılan oylar ise o sandık bölgesindeki önde olan partinin ekmeğine yağ sürüyor bu da meselenin bir başka boyutu. bu tespitlerden sonra konuya dönersek eğitimin ön planda olduğu insanların karın doyurmak için çalışmaktan başka gönüllü sivil toplum örgütlerinde aktif faaliyette bulunması soran sorgulayan bir toplum olma yolunda her bireyin çekinmeden çıkıp hakkını araması ve başta gelişmiş ülkeler dediğimiz ülkelerdeki gibi kendi düşünce yapısına en yakın parti çatısı (115 parti nedir arkadaş parti sayısı bir elin parmaklarını geçmemeli) altında toplanıp daha müreffeh bir yaşam için mücadelesini burada sürdürmesi soran sorgulayan bir toplum haline dönmesi gerekir.
bütün bunların gerçekleşmesi için eğitim eğitim eğitim.
devamını gör...
profiline kendi fotoğrafını koyan yazarın asıl amacı
bozdun ya al işte.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının instagram hesapları
birkaç güne kadar açık adresim, tc numaram ve biyometrik fotoğrafımla birlikte paylaşacağım sosyal medya hesabı. *
devamını gör...
bildirim geliyor gibi olması ama gelmemesi
bir futbolcunun golünü attıktan sonra ofsayt nedeniyle golün iptal edilmesine benzer bir durumdur. kısa süreli sevinç yaşatır. sanırım yazar okuduğu bir tanımı beğendi ve artıladı veya favoriledi, sayfadan pat diye geri gittiğinde verilen artılar yok oluyor, denedim, gördüm. "bir oyu ikiniz verdiyseniz benim oyum nereye gitti" gibi sorgulayıp bakakalıyorsunuz sonrasında...
devamını gör...
schindler’s list
"daha fazla insanı kurtarabilirdim. bu araba. satsam, goeth bu arabayı alırdı. arabayı neden satmadım ki? on kişi ederdi. on kişi. on kişi daha. bu iğne, iki kişi. bu altın. iki kişi. buna karşılık bana iki kişi verirdi. en azından bir. bana bir kişi verirdi, bir kişi daha. bir insan daha. bir insan, stern. bunun için… daha fazlasını kurtarabilirdim. kurtarmadım! kurtarmadım!" repliği ile hafızalara kazınan efsane film.
devamını gör...
