bir taraftan kafa ismine özlem, bir taraftan da normal ismine alışma veya alışmama arasında gidip gelme.

sakin bir cumartesi akşamı normal bir kafa ile düşünmenin bir ürünü. bu düşünmeye sebep olarak da sözlüğün radyosuna girdiğimde görmüş olduğum kafa ismi. sözlüğün ismi konusundaki anlaşmazlık sanki orada da devam ediyor.

hani soracaksınız " bu isim değiştirme sevdasından vazgeçmedin mi?" diye.
ben de bir ombudsman olarak, yani arabulucu olarak, arayı bulmaya çalışıyorum. belki bu son çağrım olabilir. ama bir umut ve ışık devamlı canlı olmalı.

belki bu ortaya attım isim destek bulabilir. paranormal oluyor da kafa-normal niye olmasın. (isteyen tire işaretsiz de kullanabilir).

sayın yoldaş başkan ve sevgili moderasyon bu isim önerisini bir düşünsünler. kalkıp da buna da telif davası açacak değiller. hem, isim babası olmuş olurum.

şayet bu isim önerisi kabul görmedi. sözlük kullanmasa da, yazışma ve konuşmamda kafa-normal sözlük ismini kullanırım, olur biter. hem eski isme bağlılık, hem de yeni ismi kabulleniş açısından.
devamını gör...

cem yılmaz'a göre gelinden daha süslü olduğu için dikkati dağıtan kızdır.
devamını gör...

kumanda.
devamını gör...

her akşamki yoluma koyulmuş gidiyorum.
her akşamdan vücudum bu akşam daha yorgun.
öyle istiyorum ki bu akşam biraz sükûn,
bir cami eşiğine yatıversem diyorum

-rabbim, şuracıkta sen bari gözlerimi yum!
sen, bana en son kalan, ben senin en son kulun;
bu akşam, artık seni anmayan istanbulun
bomboş bir camiinde uyumak istiyorum.

sonsuz sessizliğini dinlemek istiyorum.
bilirim ki taşlığın bir döşek kadar ılık,
sana az daha yakın yaşamak için artık,
rabbim, ben yalnız zeytin ve ekmek istiyorum.


ziya osman saba / her akşamki yolumda
devamını gör...

çaylaklık sistemi için getirilen ya da getirilmesi düşünülen yenilik eğer çalışırsa olumlu olduğunu düşünüyorum ama kafa store olayını çok anlayamadım. yani şimdiden böyle bir mağaza olayı bana biraz garip geldi. hele hele sözlük özelliklerinin buna bağlanmasını da pek olumlu olarak değerlendiremedim.

şöyle ki; hani gençler eğlensin diyerek bir güzellik yapılıyorsa bunun sözlüğün işlevi ile ilgili olmaması gerekirdi. sözlük işlevi ile ilgili bir şeyi eğlence içine koymak garip olmuş. ayrıca istediği kadar dikkat edilsin karma puan olayı niteliği değil, niceliği dikkate alan bir sistem. bu da katılım artsın diyerek kaliteyi iyice düşürebilir.

yani naçizane eleştirim eğer bu kafa store olayında ciddiyseniz sadece eğlence ve gösteriş amacıyla yapılan bir çerçeve çizin derim. örneğin profillere tıklanmadan görünmüyor bile, nick yanına bile rozet konulabilir. yani ona bile razıyım ama sözlük işlevlerini karma ile sınırlandırmak iyi fikir değil. yani yarın öbür gün premium hesap satmayı düşünüyorsanız, lafım yok ama öyle bir şeyi aklıma dahi getirmediğimden saçma geldi bana.
devamını gör...

gayet doğal bir durumdur. tanrıya şükür ailem öyle insanlar değil. ama yakın çevremde sıkça çocuğunun başını örten, zorla sünnet ettiren* insanlar var. kısacası hoşgörü dininin emirlerini zorla dayatıyorlar. üstüne birde kişinin kendi isteğiyle bu emirleri seve seve, güle oynaya kabul etmesini ve uslu bir kız olmasını bekliyorlar.
bu ülkenin gerçekleri bazen midemi bulandırıyor. keşke çocuk yapma ehliyeti diye birşey olsa.
devamını gör...

bir şeyler üretmenin iyi hissettirdiği etkinliklerden. üstelik "evde yaparım ben, dışarıda içine ne koyuyorlar belli değil"ci tayfadansanız içiniz rahat bir şekilde yaptığınız mumu kullanabilirsiniz. yanma süresi daha uzun, dilediğiniz renkte, kokuda ya da kokusuz mumları evdeki atık camları (konserve kavanozlar gibi örneğin) değerlendirerek de üretebiliyorsunuz. balmumu kullanarak mumlar yapmak en doğalı ancak her zaman bulunmadığı için, soya mumlarının doğalını bulmak da mesele olduğundan parafin daha sık kullanılıyor. bir yerden başlamak gerek elbette, ancak parafinle çalışırken dikkat edilmesi gereken önemli noktalar var.

öncelikle mum için kullanılacak malzemeleri eritip kullanıma hazır hale getirmek kolay ancak dikkat isteyen bir iş. ortalığı batırmamak için eski gazete kağıtları işe yarayabilir. benmari usulü eriteceğiniz parafini kullanmadığınız büyükçe bir kavanoza alabilirsiniz, lakin suyu kaynatmak için çok derin tencere yerine sığ bir tencere hem işinizi kolaylaştırır hem de yanmanızı engeller. suyu kaynattıktan sonra altını kısın mutlaka. kavanozun su içinde zıplamadan sabit durması için önemli bu. karışıma ekleyeceğiniz malzemeleri karıştırmak için çöp şiş çubuklarından yardım alabilirsiniz. ölçümler için de basit bir mutfak terazisi iş görüyor.

satın aldığınız parafin genellikle saf halde olur, kullandığınız parafinin muma dönüştükten sonra dayanıklı olması için yüzde on oranında stearik asit (stearin, bir tür gliserin) kullanmanız yararlı olur. 200 gram parafine 20 gram stearin gibi. bu madde de parafinle birlikte kolay bulunuyor, hatta internette mum yapım seti olarak satılan takımlarda bulunuyor. kimi üretici parafinine stearini eklenmiş olarak da satıyor, o zaman "erit ve çık" türü mumlar yapmak da mümkün oluyor.

parafini eritirken mumları koyacağınız kapları ve fitillerini hazırlayın. bu kaplar küçük kavanozlar, teneke kutular ya da bitmiş mumlarınızın bardakları olabilir. fitili sabitlemek için küçük yuvarlak bir metal parça oluyor, bunu mumu dökeceğiniz kabın tabanının tam ortasına birkaç damla erimiş mum ile sabitleyebilirsiniz. fitilin ipini dik olarak tutabilmek için bir çubuk ve küçük bir mandal işe yarıyor. fitilin sabit durması mumun sonuna kadar düzgün biçimde yanması için önemli.

önce parafin, sonra da ekleyip karıştırdığınız stearin eridikten sonra renk için gıda boyası ekleyebilirsiniz. koku için de aktarlarda / parfümerilerde bulunan esanslardan ya da bitki/meyve yağlarından birkaç damla eklemenizi öneririm. başka malzeme eklemek çok iyi olmayabiliyor her zaman, kahve koyma gibi bir gaflette bulunmuştum ilk yaptığımda, kokusu çok belirgin olmadığı gibi kahve tanecikleri mumun dibinde kaldı, hiç de hoş olmadı. *

hafif kıvamlı karışımımız kaplara dökülmeye hazır. en önemli şey dikkatli olmak ve acele etmemek, çünkü sıcak parafin oldukça can yakabiliyor, ortalığı batırıyor ve temizlemesi zor. tencereden kavanozu alırken tutacak ve tahta maşa kullanabilirsiniz, kavanozu tutup parafini dökerken de. kaplara sıcak parafini dökerken fitilleri kaydırmamaya dikkat edin. yaptığınız mumları ilk yarım saat hareket ettirmeyin. yakmak için mumun iyice oturması önemli olduğundan en temizi bir gece beklemek. fitil etrafında parafin soğuduktan sonra hafif bir çukurlaşma görebilirsiniz, bu bazen olmayabilir de, ama olursa üzerine halen sıcak ve sıvı halde bulunan parafinden takviye edebilirsiniz. işiniz tamamlandıktan sonra ortalığı toplamayı ihmal etmeyin ve kullandığınız malzemeleri yeniden kullanmak için bir kenarda tutun. ayrıca bu kapların parafin değen kısımlarını kesinlikle suyla temas ettirmeyin, çünkü bu sonraki mum yapma serüveninizde ürünlerinizin kalitesini olumsuz etkiler. mumlarınız hazır olduğunda yakıp seyrine bakması çok keyifli, yanarken kıpırdatmamaya, yanabilecek şeylerin etrafında tutmamaya özen göstermeyi de unutmayın.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

doldurmayı sevdiğim yerdir. çünkü insanlar mutlu oluyor, hissediyorum. henüz benimkisi birazcık boş ama zamanla dolacaktır*.
devamını gör...

hakkında genel bilgiler aşağıdaki gibi olan davul zopaları.

genellikle baget yapımında 3 ağaç kullanılır,

(bkz: akça ağaç)*
görece hafiftir, oldukça esnektir, enerjiyi güzel emer. vuruşların kuvvetini bilek ve ellerinizde daha az hissedersiniz.

(bkz: ceviz)**
maple ile benzer özellikleri taşır, biraz daha yumuşaktır.

(bkz: meşe)*
daha sert bagetlerdir, tuşeleriniz daha net duyulur, ancak enerji emilimi zayıftır. bu nedenle bilek yorabilir. kondisyonunuza bağlı.

en çok kullanılan bagetlerin uçları genel olarak iki tiptir. (caz fırçalarını filan saymıyorum)

(bkz: plastik)
(bkz: tahta)

tahta uçlu bagetler dünyada en sık kullanılan bagetlerdir. çoğu müzik türüne giderler. kötü yanları ise zamanla (özellikle stick controlünüz iyi değilse ya da çok sert müzikler yapıyorsanız) uçlarının yıpranması, çentiklenmesidir.

sert müzik yapıyorsanız yine de tahta uçlu baget seçmenizde farda vardır, tuşeleriniz daha güzel duyulur.

ayrıca elektro davul çalıyorsanız tahta uçlu bagetler pedlerinize zarar verebilir, ağlarsınız sonra.

plastik uçlu bagetler ise daha iyi ribaunda sahiplerdir. zillerinizin sesini öce çıkarırlar, en büyük problemleri zamanla bu uçların düşme ihtimali olmasıdır.

bir konser ortasında bu pek hoş olmaz.

boyut & ağırlık
..

*7a
hafiftir, incedir, bu nedenle tuşeleriniz zayıf duyulur. jazz gibi tarzlarda tercih edilesidir. kişisel olarak 7a bagetleri sevmemekteyim, aşırı hafifler.

*5a
en çok kullanılan baget ağırlığı. orta inceliktedir, dolayısıyla orta ağırlıktadır. rock-grunge-alternatif gibi tarzlara pek güzel uyar.

*2b/5b
ağırlık-kalınlık olarak en büyük değere sahip bagetler. tuşeleriniz oldukça yüksek duyulur.

her türlü metal-rock tarzına iyi gider.

(bkz: ahead)
(bkz: vic firth)
(bkz: zildjian)
devamını gör...

bu da geçecek kızım.
devamını gör...

benim baştan kaybettiğim başlıktır...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yazıkmış, kılmış, tüymüş hepsi hesap edildi bunların. her şeye hazırım diyorum sana.. herkesin inandığı bir şey vardır bu *** hayatında. benimkisi de sensin. napayim....
-kader
devamını gör...

her yıl çıkardıkları yaş serisi (21-22..) şarkılarıyla yaşımı hesaplamama gerek kalmamasını sağlayan, kaliteli müzik yapan grup. isimleri gayet orijinal..
devamını gör...

1) mitoloji sözlüğü - azra erhat
2) antik dünya - susan wise bauer / alfa yayınları
3) mısır, yunan ve roma - charles freeman / dost yayınları
4) antik mısır ve babil tanrıları - a. h. sayce
5) ege'nin antik öyküleri - ahmet semih tulay
6) antik yunan efsaneleri ve roma mitleri - e. m. berens
7) antik mısır'da ölüm sonrası yaşam ve tanrılar - wallis budge
8) ilyada ve odysseia - homeros
9) percy jackson & olimposlular seti (genç arkadaşlara yönelik)
10) theogonia & işler ve günler - hesiodos
11) zincire vurulmuş prometheus - aiskhylos
12) masallar - aisopos (ezop)
13) tanrı'nın tarihi - karen armstrong
14) eski yakındoğu sümer'den kutsal kitaba - jean bottero
15) akdeniz mitologyasından efsaneler - yaşar atan
16) mısır mitolojisi - geraldine pinch
17) eski mısır - toby wilkinson
18) vedanta sutra / tantra / purana (budist öğretilere sahip hindu inançlar ile ilgili metinlerdir, belli bir seviyede mitoloji okumamış arkadaşlara başlangıç aşamasında önermiyorum, sıkıcı gelebilir.)
19) eski metinlere göre budizm - walter ruben
20) iskandinav mitleri - r. i. page
21) iskandinav hikayeleri antolojisi - yekta ataman
22) çin ve japon mitolojisi - donald a. mackenzie
23) japon mitolojisi - michael ashkenazi
24) iran, yunan ve roma mitolojisi - nimet yıldırım
25) zerdüşt dini iran mitolojisi - mehmet korkmaz
devamını gör...

yüksek lisans/doktora/iş başvurularında sıklıkla istenen mektup türü.

yüksek lisans/doktora için bu mektupları okuyup rapor veren bir üniversite çalışanı olarak tavsiye vermek istedim, umarım yardımı dokunur. iğrenç, berbat, komik mektuplar yazıyor çoğu insan hem de kafasında dert ediniyor bunu. benim görevim içinde küfür/argo ifade olanları elemek üzerineydi(boş bir işti yani ama küfür yazan orijinal arkadaşlar vardı gerçekten). nitekim bu boş işi değerlendirip iyileri kendim için ayırdım. binlerce mektuptan 20 iyi belki ayırabildim 4 başvuru döneminde. şu sözlüğe yazabilen insan çok önde sıradan bir insana göre öncelikle bu konuda içiniz rahat olsun. kıyaslandığınız mektuplar çok komikler çünkü.

şimdi bu mektup sizin için fırsat, kendinizi anlatmanız için, kısa sürede güzel bir özet geçebilmeniz için bulunmaz nimet, kıymetini bilerek yazın.

yapmanız gerekenleri kısa öz anlatacağım(altta kısımda daha ayrıntılı anlatacağım yazılması gerekenleri) çünkü sıklıkla bu hatalara denk geliyorum:
+kısa cümleler kurulması mecburi.
+gerçekten dersini aldığınız ya da türkiyede saygın prof'ların sözleri veya düşüncelerine yer vermek.(steve jobs yazıyor bazı insanlar, komik duruyor.)
+hayat mottosu belirlemek, örneğin "carpe diem". bunun hocanızın bir lafı olması daha makbul. "bilmem kim hocamdan öğrendiğim ve hayatımın sonuna kadar uygulayacağım gerçek ise; 'carpe diem'" (şüpheniz olmasın okuyan çok etkilenecektir, üstteki maddeyle beraber yapılırsa daha güzel olur.)
+2 hocadan fazlasının adını geçirmeyin.
+giriş gelişme ve sonuç vs kendinize en makul geleni yapın. 4 paragraf daha iyi gözüküyor ama. birbirini tekrar eden mektuplar sağlam sırıtıyor. sizce kendinizi anlatmanız, neden oraya başvurduğunuzdan daha önemliyse onu 2. paragrafa alın vs. neticede özgün bir tarz belirleyin.
+neden oraya başvurduğunuzu yazın. oranın hakkında bilgi sahibi olduğunuzu gösterin, bilginiz yoksa bilgi edinin. (üniversitenizin bilmem ne konusunda çok iyi olduğunu biliyorum ve sürekli olarak takip ediyorum şeklide)
+2 üniversiteye aynı mektubu göndermeyin, bundan haberdar olunuyor bazı bölümlerde, özellikle aynı üniversite 2 tercih yaparken. mülakatta alay konusu olursunuz ruhunuz bile duymaz neden alay konusu olduğunuzu.
+1 paragrafta çalışmalarınızdan bahsedin, kendinizden bahsedin, eğitim hayatınızın nasıl geçtiğini anlatın, kişisel özelliklerinizden bahsedin ve şu cümleyi kurun "beni diğerlerinden ayıran özelliğimin dirseğimi yalayabilmek olduğunu düşünüyorum". çünkü bilmek istiyoruz ne konuda iyisin, ukalalık değil bu. kiminin disiplin hayatında ön plandadır, kiminin sosyal beceresi. buna göre seçilecek zaten ilgili kişi.
+sonuç kısmına; eğer kabul alırsam, üniversitenizin kültürünü benimseyeceğime şeklinde temiz cümleler yazın ve kendinizi gelecekte nerede gördüğünüzden bahsedin.
+1 paragraf bunu neden yapmak istediğinizi anlatsın.
+kimseyi ya da hiçbir şeyi kötülemeyin.
+başlığa saçma şeyler yazmayın. başlık niyet mektubu zaten. 'bilmem ne enstitüsüne' gibi başlıklar atanlar çok var, dilekçe değil güzel kardeşim bu. torpil kağıdı gibi düşün bunu.
+imzaya garip şeyler yazmayın, adres falan gibi. isim, tarih, imza olsun sadece.
+gereksiz kelime kullanmayın. "mihenk taşıdır" gibi kalıplarla yazarsanız, kimse o mektuba vakit ayırmaz. 'elzem' gibi kelimeler mesela, akademiye yakışmıyor.
+imla hatalarını bir bilen arkadaşınıza düzelttirin, imla hatası çok kötü gözüküyor(abartı bir imla istenmiyor tabi ama noktalı virgül, 2 nokta kullanmayı bilmeyen adamın mektubunu niye okuyalım diye düşünülüyor.)
---------------------------------------

şimdi asıl üst seviye dediğimiz mektuplarda gördüğümse; adamların/kadınların gerçekten özgün tarzlarının olması ve edebiyatı parçalamadan 1-2 kelime ile edebiyat yapmalarıydı. bu kişilerin yazdıklarını okurken; zaten kabul edilmeseler bile hayatlarında başarılı olacaklar diye içimden geçiriyordum.

kimseden çekinmeden, içinizdekileri doya doya yazın işte, kararlı olun, ne yaptığınızdan emin olun, neden yaptığınızdan şüpheniz olmasın. samimi bir dil kullanın, laubali de olmayın; işinize odaklanın sadece. yazmak için yazmayın. eğer bu şekilde düşünmekte zorlanıyorsanız, zaten mektubunuz kabul edilmeyecek gibi düşünün ve şansınızı öylesine deniyormuş gibi davranın bana kalırsa çünkü bu mektup iyi yazılırsa şansınız artıyor ancak kötü yazılırsa şansınızı azaltmıyor. siz sadece kötü yazarsanız bir fırsatı kaçırmış oluyorsunuz. bu her üniversitede böyle.

ayrıca güzel niyet mektubu yazan insanların ortak noktası da mezun oldukları üniversiteye başvurmamalarıydı. genelde idealist insanlar yerinde duramaz daha iyisini hedefler aynısıyla yetinmez imajı veriyorlar mektuplarında da, krizi gole çevirmek bu resmen. yani başka üniversiteye başvuranlar bu mektupla 10 adım öne geçebilirler.
---------------------------------------

cevap verilmesini istediğimiz sorular ise:

1.giriş:
-neden bu üniversiteye başvurdun? (kısa özet)
-çalışmak istediğin hoca var mı? (tek cümle)
-neden yüksek lisans/doktora yapmak istiyorsun? (tek cümle, kısa özet)
-şu anki güncel durumun nedir?(örneğin 2 senedir bilmem ne şirketinde çalışıyorum veya geçtiğimiz dönemde bilmem ne yüksek lisansından mezun oldum) (tek cümle)
-farklı üniversiteyse veya farklı bölümse neden bu şekilde bir başvuru yaptın.(tek cümle="at gözlüklerimi çıkarmak için farklı bir üniversiteye başvurdum" veya "üniversiteniz kafakopter konusunda mükemmel olduğu için üniversitenize başvurdum.")
not:4-6 cümle arası ideal; yukardakilerin sıralamasını paragraflarınızın sıralamasına göre yapın.
2.paragraf:
-yüksek lisans/doktora yapma sebeplerinizi daha uzun ifadelerle yazın. 2. paragrafın girişi kesinlikle bu olsun.
-senin için bilim nedir?
-senin hayata bakış açın nelerdir?
-okurken etkilendiğin hocam kimdir ve neyinden etkilendin, hangi sözü senin hep aklında kaldı ve bunu uyguladın ve uygulayacaksın?
-bu programa başvurmamda altta yatan düşüncen nedir? (etkili bir cümle örneği: "fizik bilimi benim için çok özeldir çünkü fizik öğrendikçe, aslında olan bilgisizliğimin çok olduğunu fark etmemdir.") ===> entropi bilgisi var, öğrenme isteği var, alçakgönüllük var, okuduğu alana hakimiyet var, var oğlu var bu cümlede.
-öğrenmeyi neden seversin? öğrenmek nedir?
-paragrafın sonunda ilgili alanda yüksek lisans/doktora yapmanın sizi çok mutlu edeceğini yazın.(aynen bu şekilde yazsanız bile kafidir.)
3.paragraf:
-lisans/yüksek lisans eğitiminde nasıl bir öğrenciydin? (hiç devamsızlık yapmayan bir öğrenciydim gibi)
-ne tür çalışmalarda bulundun, neyin üzerine tez/bitirme ödevi yaptın? ne tür etkinliklere katıldın?(sadece kendi alanınızda olanları yazın 3 etkinlikten fazlası -çok iyi etkinlikler değilse- okuyanı sinirlendirir.) örnek="yüksek lisans eğitimimde en hızlı kafakopter yapma yarışması üzerine girişimlerde bulundum." örnek="yüksek lisans tezimi at nallarının işlevselliği üzerine yazdım."
-kendi alanın dışında nelerde iyisin, neler öğrenmek için fedakarlık yaptın?(derslerde benden istenenlerin yanı sıra şunları öğrenmek için şu girişimlerde bulundum. bu girişimlerde bulunma sebeplerim rahatın batması sebebiyledir.)
-sizin için en iyi öğrenme nedir?(tek başıma çalışmak ya da usta çırak ilişkisiyle öğrenmek gibi.)
-sizi diğerlerinden ayıran özelliğiniz nedir?
-öğrendiklerim kalıcı oldu çünkü sebep sonuç ilişkisi kurdum gibi cümleler de kullanabilirsiniz. (ezbere dayalı eğitimi kötülemeyin sakın)
not:sizin olmayan bir şeyi yazmayın, disiplinli değilseniz disiplinli olduğunuzu kesinlikle yazmayın. samimiyet her zaman kazandırır ondan haberiniz olsun.(bilgisizliğin samimiyeti olmaz bunu da belirteyim. bilgisizliğin sebepleri var olabilir ama bu alanınız dışında yerlere başvuruyorsanız tolere edilir.)
4.sonuç:
-üniversitenizin saygınlığının bilince misin?
-kendini gelecekte nerede görüyorsun?
-kabul alırsanız yine bu durumun sizi mutlu edip etmeyeceğini yazın.(tekrara düşmek bazen vurguyu güçlendirir, tekrarda sakınca yok bu yüzden.)


son not: eski üniversitenizi, aldığınız dersleri, öğrendiklerini kötülemeyin. hiçbir şey hakkında "saçma" gibi ifadeler kullanmayın.
devamını gör...

herkesin böyle bir dönemden geçtiği olmuştur. bu dönem kendinle yüzleşme ve gözlerinizin daha iyi görmesini sağlayacaktır. çocukken yere düştüğümüzde bezen ebeveynler kaldırmadan ayağa kalkarsın ya dibe vurmadan da kendin kalkmalısın o zaman daha güçlü oluyorsun. ne yaşıyorsan sonuna kadar hakkını vereceksin.
devamını gör...

miko'nun tatlı sesi*
devamını gör...

berat, kelime olarak "kişinin bir yükümlülükten kurtulması" anlamına gelir. şaban ayının on beşinci gecesinde müslümanlar günahlarından kurtulacakları (beraet edecekleri) umuduyla allah’ın affı ve bağışlamasına sığınarak ibaret etmektedirler. bu sebeple berat gecesi adını almıştır.
devamını gör...

dünya'nın manyetik alanı ile bir güneş fırtınası aracılığıyla güneş'ten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu ortaya çıkan doğa olayı.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

genel olarak aurora şeklinde adlandırılır ve kuzey yarım küreden gözlenen versiyonu aurora borealis, güney yarım küreden gözlenen ise aurora australis olarak anılır.

genellikle 60-70 derece enlemleri civarında gözlense de, güneş'in manyetik hareketliliğinin arttığı dönemlerde bu aralık genişleyebilir. genellikle iyonosferde meydana gelen bu hareketler, oksijen ya da nitrojen yani azot atomlarıyla ve girdikleri etkileşimlerle ilgili olarak farklı renklerde ortaya çıkarlar.

bu olay, sadece dünya'ya özgü değil. manyetik alanı olan tüm gezegenlerde gözleniyor.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

fantastik kurgu ve kaçış edebiyatının doğru anlaşılmadığı başlık.

kaçış edebiyatına örnek yüzüklerin efendisi, game of thornes gibi iken,

kaçış edebiyatı mevcut gerçeklikten kaçış anlamındadır. japonların isekai serileri gibi. yani başka dünyalarda geçen o maceralar hep kaçış edebiyatı, fantastik kurgu değil.

fantastik kurguya örnek simyacı verilebilir.

fantastik kurgu adı üzerinde gerçek üzeri olayların vuku bulduğu hikayelerdir. olaylar farklı dünyalara kaydığı zaman tür kaçış edebiyatına geçiyor.
tabi gri noktalar mevut.

bir de büyülü gerçeklik var ki bu ikisinde de farklı. buna da örnek yüzyıllık yalnızlık verilebilir.
burada ise yine fantastik kurguda ki gibi gerçek üstü olaylar var fakat bu olaylar tamamen normal olarak görülüyor. örnek olarak bir insan aşık olduğunda başında kelebeklerin uçuşmaya başlaması ve kimsenin bunu garipsememesi gibi.

farklılık nedenlerini de az araştırın işte. öyle daha kalıcı olur. belli ki seviyorsunuz okumayı.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim