bildirim sorunu
iko uyuma, sabrımızı taşırma.*
devamını gör...
3 mart 1924 halifeliğin kaldırılması
dini değil siyasi bir kurum olan halifelik makamının kaldırılması ve son halife abdülmecid efendinin makamından indirilmesi olayıdır. ayrıca tevhid-i tedrisat kanunu da çıkartılmış türkiye yeni bir döneme girmiştir.
kutlu olsun!
kutlu olsun!
devamını gör...
lev nikolayeviç tolstoy
--- alıntı ---
"gerçek aşk daima kişisel yarar duygusundan vazgeçme temeli üzerinde yükselir."
--- alıntı ---
sözünün sahibi insan. rus olduğunu söylememe gerek yoktur herhalde... belki de gelmiş geçmiş en iyi roman olan anna karenina'nın kaşifidir (bkz: kaşif)
kendisi gözümde gerçek denilen algoritmayı çözebilen nadir kişilerdendir. zekası büyüleyicidir. bir dostoyevski tutkunu olarak söyleyeyim: belki dostoyevski'den bile zekiydi. tabii bana kalsa dostoyevski daha güzel yazıyor, o ayrı... hayatı çözmüştür kendince tolstoy. hem acı verici olduğunun farkındaydı da hep. optimistliğinin altında yatan neden sosyeteye mensup olmasıdır diyecekler olacaktır, lakin haksızdırlar. tolstoy'un hayatı her ne kadar dostoyevski'ninki kadar olmasa da, bir trajedidir. shakespeare'in o güzide trajedileri gibi.
"gerçek aşk daima kişisel yarar duygusundan vazgeçme temeli üzerinde yükselir."
--- alıntı ---
sözünün sahibi insan. rus olduğunu söylememe gerek yoktur herhalde... belki de gelmiş geçmiş en iyi roman olan anna karenina'nın kaşifidir (bkz: kaşif)
kendisi gözümde gerçek denilen algoritmayı çözebilen nadir kişilerdendir. zekası büyüleyicidir. bir dostoyevski tutkunu olarak söyleyeyim: belki dostoyevski'den bile zekiydi. tabii bana kalsa dostoyevski daha güzel yazıyor, o ayrı... hayatı çözmüştür kendince tolstoy. hem acı verici olduğunun farkındaydı da hep. optimistliğinin altında yatan neden sosyeteye mensup olmasıdır diyecekler olacaktır, lakin haksızdırlar. tolstoy'un hayatı her ne kadar dostoyevski'ninki kadar olmasa da, bir trajedidir. shakespeare'in o güzide trajedileri gibi.
devamını gör...
eti puf
sağlıksız atıştırmalık kategorisinde bulunan bir tatlı.
bizim evde genelde bazı tatlıların imitasyonu, çakması, yan sanayisi yapılır. eti puf da bu kategoridedir. tarifi nereden bulmuşsak bulmuşuz. arada yaparız. geçen hafta pazar günü teyzeme gidildi. annem de oraya götürdü. tabii yapan kişi ben oldum.
yapmak, denemek isteyenler için görselli anlatımını paylaşacağım.
malzemeler:
* 3 adet yumurta
* 1 su bardağı şeker
* 1 su bardağı süt
* 1 su bardağı sıvı yağ
* 1 paket vanilya
* 1 paket kabartma tozu
* 1 paket kakao
* 1 - 2 tatlı kaşığı nescafe
* 1 su bardağı un
keki ıslatmak için:
* 1,5 su bardağı süt
* göz kararı toz şeker
üzerine:
* 1 paket krem şanti
* 1 su bardağı süt
yapılışı:
eti puf’un alt tabanı için tüm malzemeleri sırasıyla çırpıcı yardımıyla güzelce çırpalım. yumurta ve sütü keki çırpmaya başlamadan önce buzdolabından çıkarmakta fayda var. oda sıcaklığında olan yumurta daha iyi kabarıyor, kıvam alıyor. yine yumurta ve şekeri iyice çırpmak ve çırparken bir çimdik tuz katmak da işe yarayabilir.
tarifte tepsiyi yağlamamız gerektiği yazıyor; lakin devir tasarruf, pratiklik ve kolaylık devri. tepsiyi yağlamak yerine tepsiye yağlı kağıt serelim ve önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında kontrollü bir şekilde 25 dk pişirelim. bu aşamada her fırının kendine göre pişirme süresi olduğunu unutmayalım. *
kekimiz pişerken dolapta olan buz gibi sütle krem şantimizi iyice çırpalım. iyice hacimlensin. çırptıktan sonra dolaba kaldıralım ve soğuk kalmasını sağlayalım.
kekimiz pişince fırından çıkaralım ve soğumaya bırakalım. soğuyan keke şekil verme aşamasına geçelim. orta genişlikte ağzı olan bir çay bardağı yardımıyla kekten parçalar çıkaralım. bence bu aşamada tepside kalan kekten biraz tırtıklayabiliriz. çok zevkli oluyor. eheh *


çıkardığımız parçaları farklı bir kaba sıralayalım. kekin sıcaklığı tam geçmemiş olursa kek bardaktan düşmeyebilir. böyle bir sorunla karşılaşılırsa kürdan yardımıyla kekin bardakla bütünleşen bir kenarından pıt pıt hava aldırarak keki rahatlıkla bardağın esaretinden kurtulabiliriz.

kekten bir sürü yuvarlak çıkardıktan sonra sütümüzü ve az şekeri cezveye koyalım, ılıtalım. aslına bakarsanız şekere gerek yok. karar size kalmış. ilk etapta her kek parçasını 1 yemek kaşığı ılık süt ile ıslatalım ve süt bitene kadar bu işlemi tekrar edelim.

dolapta dinlendirdiğimiz krem şantiyi alalım ve iki adet tatlı kaşığı yardımıyla keklerimizin üzerine krem şantiden koyalım. bu noktada krem şantiyi sıkma torbasına koyup daha biçimli eti puf’lar yapılabilir. ben sonlara doğru fazlaca sıkılıp yorulduğumdan uğraşmak istemedim. pıt pıt koydum. *


krem şantiyi paylaştırdıktan sonra tepside kalan kek parçalarını elimizle ufalayalım ve krem şantilerin üzerine kek kırıntılarını serpiştirelim. bir gece dolapta dinlendirdikten sonra hapur hüpür yiyebiliriz. afiyet olsun *
bizim evde genelde bazı tatlıların imitasyonu, çakması, yan sanayisi yapılır. eti puf da bu kategoridedir. tarifi nereden bulmuşsak bulmuşuz. arada yaparız. geçen hafta pazar günü teyzeme gidildi. annem de oraya götürdü. tabii yapan kişi ben oldum.
yapmak, denemek isteyenler için görselli anlatımını paylaşacağım.
malzemeler:
* 3 adet yumurta
* 1 su bardağı şeker
* 1 su bardağı süt
* 1 su bardağı sıvı yağ
* 1 paket vanilya
* 1 paket kabartma tozu
* 1 paket kakao
* 1 - 2 tatlı kaşığı nescafe
* 1 su bardağı un
keki ıslatmak için:
* 1,5 su bardağı süt
* göz kararı toz şeker
üzerine:
* 1 paket krem şanti
* 1 su bardağı süt
yapılışı:
eti puf’un alt tabanı için tüm malzemeleri sırasıyla çırpıcı yardımıyla güzelce çırpalım. yumurta ve sütü keki çırpmaya başlamadan önce buzdolabından çıkarmakta fayda var. oda sıcaklığında olan yumurta daha iyi kabarıyor, kıvam alıyor. yine yumurta ve şekeri iyice çırpmak ve çırparken bir çimdik tuz katmak da işe yarayabilir.
tarifte tepsiyi yağlamamız gerektiği yazıyor; lakin devir tasarruf, pratiklik ve kolaylık devri. tepsiyi yağlamak yerine tepsiye yağlı kağıt serelim ve önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında kontrollü bir şekilde 25 dk pişirelim. bu aşamada her fırının kendine göre pişirme süresi olduğunu unutmayalım. *
kekimiz pişerken dolapta olan buz gibi sütle krem şantimizi iyice çırpalım. iyice hacimlensin. çırptıktan sonra dolaba kaldıralım ve soğuk kalmasını sağlayalım.
kekimiz pişince fırından çıkaralım ve soğumaya bırakalım. soğuyan keke şekil verme aşamasına geçelim. orta genişlikte ağzı olan bir çay bardağı yardımıyla kekten parçalar çıkaralım. bence bu aşamada tepside kalan kekten biraz tırtıklayabiliriz. çok zevkli oluyor. eheh *


çıkardığımız parçaları farklı bir kaba sıralayalım. kekin sıcaklığı tam geçmemiş olursa kek bardaktan düşmeyebilir. böyle bir sorunla karşılaşılırsa kürdan yardımıyla kekin bardakla bütünleşen bir kenarından pıt pıt hava aldırarak keki rahatlıkla bardağın esaretinden kurtulabiliriz.

kekten bir sürü yuvarlak çıkardıktan sonra sütümüzü ve az şekeri cezveye koyalım, ılıtalım. aslına bakarsanız şekere gerek yok. karar size kalmış. ilk etapta her kek parçasını 1 yemek kaşığı ılık süt ile ıslatalım ve süt bitene kadar bu işlemi tekrar edelim.

dolapta dinlendirdiğimiz krem şantiyi alalım ve iki adet tatlı kaşığı yardımıyla keklerimizin üzerine krem şantiden koyalım. bu noktada krem şantiyi sıkma torbasına koyup daha biçimli eti puf’lar yapılabilir. ben sonlara doğru fazlaca sıkılıp yorulduğumdan uğraşmak istemedim. pıt pıt koydum. *


krem şantiyi paylaştırdıktan sonra tepside kalan kek parçalarını elimizle ufalayalım ve krem şantilerin üzerine kek kırıntılarını serpiştirelim. bir gece dolapta dinlendirdikten sonra hapur hüpür yiyebiliriz. afiyet olsun *
devamını gör...
sertab erener
(bkz: aldırma deli gönlüm)
çok sevdiğim eski şarkılarından birisidir.
çok sevdiğim eski şarkılarından birisidir.
devamını gör...
şarkılarla geçtim aranızdan radyo yayını
hayatımdaki en büyük değişime şarkı yazan adamların bu akşam mevzu bahis olduğu yayın. pinhani'nin müziğini, çok daha uzun zaman önce tanışmış olmama rağmen, 28 yılımın geçtiği evimden taşınmak üzere toparlanır, her şeyi kutularken beni sen inandır'la yeniden keşfetmiştim. küçükken çok inanmıştım, eğer çok istersen her şey mümkün, inanmak zor değil...inandığının çok uzağına düşünce yerimsemek zor.
devamını gör...
domuz sıkısı
rakı kadehi ölçüsü, son nokta.
normalde son halka buz payı'dır ama ben rakıya buz koymam cemilem oy cemilem.
bir de yaban domuzu gibi battal boy vahşi hayvanları vurmak için kullanılan fişek ve içindeki kocaman tek saçmanın adı.
edit : aferin, rezil ettin beni jskksks
malgaca pazarında adı saçma, kusura bakma yiğidim, affola kdkksks çünkü ; saçma?
edit : battal boy fişek de dememişim zaten? bana ne ya, ben işin rakı rengindeyim.
normalde son halka buz payı'dır ama ben rakıya buz koymam cemilem oy cemilem.
bir de yaban domuzu gibi battal boy vahşi hayvanları vurmak için kullanılan fişek ve içindeki kocaman tek saçmanın adı.
edit : aferin, rezil ettin beni jskksks
malgaca pazarında adı saçma, kusura bakma yiğidim, affola kdkksks çünkü ; saçma?
edit : battal boy fişek de dememişim zaten? bana ne ya, ben işin rakı rengindeyim.
devamını gör...
ölüm denince ilk akla gelen şeyler
hayatımın başrolünü oynadığım ömrümde
ölüm aklıma gelince,
rölanti de ki bekleme senelerim geliyor.
son sürat gitmem gereken yollarımı,
bi şekilde önünde durduğum kavşaklarım
ve yari yolda kalışlarım,
hayır..hayır..
rölanti beklemeleri isimli yıllarıma
kayıp zaman olarak madalya veriyorum.
ve sahne benim..ve rölanti yok.
ölüm aklıma gelince,
rölanti de ki bekleme senelerim geliyor.
son sürat gitmem gereken yollarımı,
bi şekilde önünde durduğum kavşaklarım
ve yari yolda kalışlarım,
hayır..hayır..
rölanti beklemeleri isimli yıllarıma
kayıp zaman olarak madalya veriyorum.
ve sahne benim..ve rölanti yok.
devamını gör...
orta doğu teknik üniversitesi
1956’da menderes döneminde kurulmuş olan, ülkenin yüz akı üniversitedir.
devamını gör...
dondurmada en iyi ikili
vişne-limon ya da vişne-çikolata
devamını gör...
sarı çizmeli mehmet ağa
rahmetli barış manço'nun muhteşem eseri.ismi "sarı çizmeli mehmet ağa" da olsa yaz dostum olarak bilinir çoğunlukla.barış abi'nin siyah beyaz orijinal klipteki koreografisi muazzamdır.
devamını gör...
petunya
harry potter'ın kıskanç ve sinsi teyzesi.
devamını gör...
filozofların en sevilen sözleri
bir insan hangi limana ulaşmak istediğini biliyorsa, onun için her rüzgar uygundur.
lucius annaeus seneca.
lucius annaeus seneca.
devamını gör...
ünlü sözleri pudra şekeri ile uyarla
kuş ölür, sen pudra şekerini hatırla
devamını gör...
tetanoz aşısı
geçen ay olmuştum. ağrıdan kolumu kaldıramıyordum. bir de ağrısı birkaç gün sürüyor. güzel bi kızın saldırması yüzünden olmak zorunda kalmıştım. kedim nerde şimdi acaba. özlemişim.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi
bir gün bizim cengaverler ile cenk etmekteyiz.cenk sonrası çok fena yorulmuşuz.gittik bir kayalığın oraya oturduk.cengaverler uyuyup kaldılar.beni uyku bir türlü tutmadı.altıncı hislerim devrede.tehlike çanları çalıyor.
bir anda bir ses işittim.böyle yılan sesi mi desem kartal çığlığımı desem acayip bir ses.merak bu ya yerimde duramadım.gidip baktım hemen.ama gitmekte ne gitmek.en yüksek kayanın tepesine kadar çıktım.bir ne göreyim.ejderiya yuvası.yuvada 6 yumurta.gözlerim parladı.cenk sonrası zaten acıkmışız bir omlet ne kadar güzel gider.yanaştım yuvaya kaptım 2 yumurta.birini önüme bağladım birini arkama.tam yuvadan ayrılcam yine o ses.anaları çıka geldi.ana ejderiya.kapkara pulları kan kırmızısı gözleri.pençesini sallayıverdi bana.hey yavrum hey.öle bir pençe atam öldürem bize söker mi.atlayıverdim kenara ,kaçtım.ejderiya bu kapışmaya gelmez mecbur topuk atcaz. başladım bayır aşa koşmaya.ana ejderiya açtı ağzını 'vhaaaauuvvv' ateş atıverdi.bir adım önceme geldi.bir patlama ben bir uçuş.kayalıklardan aşa yavaş çekim uçuşumu hatırlıyorum en son.
ağaçların arasında açtım gözlerimi.cengaverler başıma toplanmış.nolduğunu merak ediyorlar.'yok birşey omlet yapcaktım sadece'dedim.aklıma geldi yumurtalar vardı.etrafıma bakıverdim.yumurtalardan biri kırılmış.en azından biri sağlamdı.yarımda olsa karnımız doyacaktı.'odun toplayın bana ateş hazırlayın menüde omlet var' dedim cengaverlere.
ateşi yaktılar.bu sırada ben de düz bir taşı taban yapıp yanına taşlar dizdiğim çamurla yapıştırdığım bir tava yapmıştım.koydum ateşin üstüne.tava ısınmaya başladı.tam yumurtaya yöneldim bir de ne göreyim.yumurta içerden kırılmaya başladı.gözlerimi ovuşturdum.gene aç kalacaktık.neyse içerden önce bir kafa çıktı çığlık ata ata.sonra gözlerini açınca ilk bana baktı boncuk boncuk kan kırmızı gözleriyle.nasılda anasına benziyordu.çıktı yumurtadan geldi yanıma sırnaşıverdi.cengaverler 'oo omletten ejderiya çevirmeye mi geçtik' dediler.bir bizimkilere baktım bir de ejderiya yavrusuna.aldığım gibi sıcak tavayı çaktım suraltlarına bir darbede 3 cengaver yerde.(hala suratlarında tava iziyle gezerler.)'bu ejderiya'ya dokunanı yemeğime ara sıcak yaparım ' dedim.
o günden beridir ejderiyaları büyütür,eğitirim.ejderiyasını eğitmek isteyen varsa dm'den ulaşabilir.ejderiya eğitmek bizim işimiz.
bir anda bir ses işittim.böyle yılan sesi mi desem kartal çığlığımı desem acayip bir ses.merak bu ya yerimde duramadım.gidip baktım hemen.ama gitmekte ne gitmek.en yüksek kayanın tepesine kadar çıktım.bir ne göreyim.ejderiya yuvası.yuvada 6 yumurta.gözlerim parladı.cenk sonrası zaten acıkmışız bir omlet ne kadar güzel gider.yanaştım yuvaya kaptım 2 yumurta.birini önüme bağladım birini arkama.tam yuvadan ayrılcam yine o ses.anaları çıka geldi.ana ejderiya.kapkara pulları kan kırmızısı gözleri.pençesini sallayıverdi bana.hey yavrum hey.öle bir pençe atam öldürem bize söker mi.atlayıverdim kenara ,kaçtım.ejderiya bu kapışmaya gelmez mecbur topuk atcaz. başladım bayır aşa koşmaya.ana ejderiya açtı ağzını 'vhaaaauuvvv' ateş atıverdi.bir adım önceme geldi.bir patlama ben bir uçuş.kayalıklardan aşa yavaş çekim uçuşumu hatırlıyorum en son.
ağaçların arasında açtım gözlerimi.cengaverler başıma toplanmış.nolduğunu merak ediyorlar.'yok birşey omlet yapcaktım sadece'dedim.aklıma geldi yumurtalar vardı.etrafıma bakıverdim.yumurtalardan biri kırılmış.en azından biri sağlamdı.yarımda olsa karnımız doyacaktı.'odun toplayın bana ateş hazırlayın menüde omlet var' dedim cengaverlere.
ateşi yaktılar.bu sırada ben de düz bir taşı taban yapıp yanına taşlar dizdiğim çamurla yapıştırdığım bir tava yapmıştım.koydum ateşin üstüne.tava ısınmaya başladı.tam yumurtaya yöneldim bir de ne göreyim.yumurta içerden kırılmaya başladı.gözlerimi ovuşturdum.gene aç kalacaktık.neyse içerden önce bir kafa çıktı çığlık ata ata.sonra gözlerini açınca ilk bana baktı boncuk boncuk kan kırmızı gözleriyle.nasılda anasına benziyordu.çıktı yumurtadan geldi yanıma sırnaşıverdi.cengaverler 'oo omletten ejderiya çevirmeye mi geçtik' dediler.bir bizimkilere baktım bir de ejderiya yavrusuna.aldığım gibi sıcak tavayı çaktım suraltlarına bir darbede 3 cengaver yerde.(hala suratlarında tava iziyle gezerler.)'bu ejderiya'ya dokunanı yemeğime ara sıcak yaparım ' dedim.
o günden beridir ejderiyaları büyütür,eğitirim.ejderiyasını eğitmek isteyen varsa dm'den ulaşabilir.ejderiya eğitmek bizim işimiz.
devamını gör...
film izleyerek entelektüel olunur mu sorunsalı
akıllara ilber ortaylı hocamızın bir anısını aktardığı anekdotu getirmiştir.
“üniversitede, en çok sevdiğim hocanın odasındaydım.
bana ‘ne olmak istiyorsun?’ dedi.
‘entelektüel olmak istiyorum.’ dedim.
‘senden entelektüel olmaz!’ dedi.
şaşırmıştım, sonra, kırılgan bir ses tonuyla ‘dersinizi geçmeme rağmen sürekli dersinizdeyim. okulda en çok okuyan, araştıran ve tartışmalara giren, hep benim?’ dedim.
tekrar ‘senden entelektüel olmaz!’ dedi.
çok kızmıştım!
‘doçentlik tezlerin konularını bile ben öneriyorum…’ dedim.
profesör gülümseyerek geriye yaslandı.
‘senden çok iyi bir araştırmacı olur; ama entelektüel olmaz! nedenine gelince; sana entelektüel olamazsın dediğimde, bana bir entelektüel gibi ‘niçin olmaz?’ diye sormadın, aksine alındın ve hiddetlendin. yazarlık bir bilgi işidir. oysa entelektüellik bilgi değil, davranış biçimidir. bir insanın entelektüel olması için en az üç kuşak ailesinin okuması gerekir…
okulun önüne bir baksana. hepsi son model araç dolu ve bunların çoğu hocalara ait. onlar her sene model yenilerler.
gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı?
niçin bu şekilde yaşıyorlar?
çünkü o ünvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü. güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar. gerçek bir entelektüel asla bu güdüyle hareket etmez.
entel feodal köylülere artık diploma ve ünvan da yetmez.
tıpkı paranın yetmediği gibi…”
“üniversitede, en çok sevdiğim hocanın odasındaydım.
bana ‘ne olmak istiyorsun?’ dedi.
‘entelektüel olmak istiyorum.’ dedim.
‘senden entelektüel olmaz!’ dedi.
şaşırmıştım, sonra, kırılgan bir ses tonuyla ‘dersinizi geçmeme rağmen sürekli dersinizdeyim. okulda en çok okuyan, araştıran ve tartışmalara giren, hep benim?’ dedim.
tekrar ‘senden entelektüel olmaz!’ dedi.
çok kızmıştım!
‘doçentlik tezlerin konularını bile ben öneriyorum…’ dedim.
profesör gülümseyerek geriye yaslandı.
‘senden çok iyi bir araştırmacı olur; ama entelektüel olmaz! nedenine gelince; sana entelektüel olamazsın dediğimde, bana bir entelektüel gibi ‘niçin olmaz?’ diye sormadın, aksine alındın ve hiddetlendin. yazarlık bir bilgi işidir. oysa entelektüellik bilgi değil, davranış biçimidir. bir insanın entelektüel olması için en az üç kuşak ailesinin okuması gerekir…
okulun önüne bir baksana. hepsi son model araç dolu ve bunların çoğu hocalara ait. onlar her sene model yenilerler.
gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı?
niçin bu şekilde yaşıyorlar?
çünkü o ünvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü. güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar. gerçek bir entelektüel asla bu güdüyle hareket etmez.
entel feodal köylülere artık diploma ve ünvan da yetmez.
tıpkı paranın yetmediği gibi…”
devamını gör...
nevada (yazar)
allah esirgesin güzel filtre kullanan bir ablamız.
devamını gör...
ateist kaplumbağa
(bkz: ayaklı kütüphane)
profilinden 1954 dünya kupası hakkında bile bilgi alabilirsiniz, öyle de bir yazar.
sayesinde gözlerim bozuldu bozulacak.
uzun zamandır anormal sözlük haber ajansını doldurmuyor. sebebi sözlükte kaos olmaması ise pavlov'u hemen çaylağa çekebilirim, yeter ki yazsın!
11 buçuk aydır bizlerle.
nice 11 aylara sevgili büyüğüm.
(bkz: kocaman alkış)
profilinden 1954 dünya kupası hakkında bile bilgi alabilirsiniz, öyle de bir yazar.
sayesinde gözlerim bozuldu bozulacak.
uzun zamandır anormal sözlük haber ajansını doldurmuyor. sebebi sözlükte kaos olmaması ise pavlov'u hemen çaylağa çekebilirim, yeter ki yazsın!
11 buçuk aydır bizlerle.
nice 11 aylara sevgili büyüğüm.
(bkz: kocaman alkış)
devamını gör...
