adana’da 1.5 ton at ve eşek eti yakalanması

soya fasülyası vs at, eşşek ve it eti.

dünyaya bedel olduğumuz konulardan. evet.

köpek etidir bence.
yabani eşeklerin soyu kuruyalı 30 sene oluyor.

kim bilir kaç kez at-eşek etinden yapılmış kebap yedik. hey yavrum hey...

eşekse yine iyi köpek falan olmasın.

muazzam bir savunma ya.
akrabalarıma dağıtacaktım nereden aklına geldi abi kurban mı kesiyorsun nasıl bir mazeret bu ya...
yurdum insanı gerçekten. sevdalısıyız şöyle doğal masumane açıklamaların.

şakayı bir kenara bırakacak olursak, dışarıda fiyat avantajı sebebiyle tercih edeceğiniz yerlerin göz ardı edilemeyecek bir kısmı bu tarz ürünler kullanıyor. et dönerin porsiyonu ortalama mekanlarda 250-300 liraya dayanmış durumda. tavuk döner desen daha da tehlikeli, insanlar zaten zehirlenip duruyor.

neyse konu konuyu açmasın, abiyi tebrik ederim. toplum sağlığına oluşturulan tehdidi engellediği için de yetkilileri tebrik ederim.

at ve eşşek eti ise yine fena değil belki başka şeylerde olabilirdi (!)

keşke oturtup kendisine yedirme cezası verselerdi.
böyle böyle her türlü şerefsizlikle para kazanıyorlar, ev araba herşeyi alıyorlar. sonra dışarda adam yerine konuyorlar. bir de racon keser şöyle çalıştım böyle çabaladım diye.

kesin ütü tostçulara sucuk yapılacaktır, kebapçılar almaz herhalde .

çocukluğumuzda sağda solda gördüğümüz tüm tek toynaklılar* bünyemize bir yerden katıldı. hiç şüphemiz olmasın

at eşek mezarlığı gören var mı? buharlaşmadı ya bunca hayvan

bence hepimiz ucuz bir dönercide yemişizdir. çok da büyütmemek gerek.

ekonomik düzensizliğin olduğu yerde, hile hurda artar. acı ama gerçek.

ben hiç şaşırmadım, bu yüzden aslında çok uzun süredir tavuk ve et tüketmiyorum. uzun zamandır aslında yediğimiz hiç bir et'in olması gereken hayvandan sağlanmadığına o kadar eminim ki.. et ihtiyacımı dardanel'in ton balıkları ile gideriyorum. sağlıklı mı? - hayır ama en azından at/ eşek veya başka bir hayvan eti değil. balık yiyorsun. artık konserve ürünlere yönelmek zorunda kaldım, istanbul'da yediğim hiç bir et'e güvenmiyorum. marketlerde satılanlarda dahil. balığın çok alternatifi olmadığı için, konserve balıklara güveniyorum. onda da sadece marka olarak dardanel tüketirim. dardanel dışında hiç bir markadan yemiyorum.

dardanel'e bu kadar düşkün olmamın sebebi ise; şirketin çok eskiye dayanıyor olması. ben daha ilkokuldayken, annem salatalara eklemek için dardanel'den konserve ton balıklarını kasa kasa alırdı. keza, ürünler çanakkale'den sağlanıyor, sahibi niyazi önen holding'tir. bu yüzden bir çok yeni yetme, ne olduğu belirsiz markaya göre daha güvenilir geliyor. en azından balıkların geldiği yer belli, büyüdüğüm ege.


ama kırmızı et olayına girdiniz mi.. orası ucu açık bir muamma.. belki hastalıklı hayvanları bile kesip, dağıtıyor olabilirler. köfte diye insan bile yemediğimiz ne malum acaba? yani kusura bakmayın ama ben bu ülkede artık her şeyi normalleştirdim. bizim toplumumuz, bu yıllardır başımızda var olan iktidar ile, tüm insani ve vicdani yükümlülüklerini terk etti. kapı komşum seri katil çıksa, "normal" diyecek boyuttayım.

adana'ya gidek mi kebabından yiyek mi?

ahlaksızlığın nirvanası.

bu alçak ve eşşek eti sattığı işletmeler tespit edilecek.

bu etler yahni yapılacak ve karakolda imzaya geldikleri zaman bitinceye dek 2 3 sene yedirilecek. imzayı at, git at- eşşek eti çorbanı ye çık. evet.