ahlak denilince akla gelen şeyler

bireyin yaptığı tercihlere bağlı olarak kendisini iyiye güzele ulaştıran değerdir.ayrıca günümüzde değeri çürütülmeye çalışılan bir kelimedir.yaptığın bir eylem sana,karşındakine veya topluma zarar veriyorsa ahlak dışı doğru değil demektir.sana saygınlık katıyorsa, kişiliğinle övülüyorsan işte sen ahlaksın.. herkes kalbinin rengini bulaştırır etrafındakilere.

nerede nasıl oturup, konuşacağını bilmektir ve bu göstergenin hiçbir şekilde cinsiyeti yoktur.

keyfi olarak değiştirilebilir. toplumumuz kişiye göre değiştirir ahlakın tanımını. zengin olan insanın kendinden yaşça küçük erkek/kadın ile ilişkisi çok tartışılmaz mesela. ya da ben yaparım sorun yok, karşımda ki yapınca ahlaksız insanmış gibi davranırım, zihniyeti. kendisine geçerli görmediği kuralları, karşısındakine yıkmak. toplumları düzende tutmak ve uyumlu olmalarını sağlamak için gerekli, ama bir çok nokta da kişisel hayata müdahale içeren kurallarla gereksiz bir hal almaya başladı.

alper canıgüz’ ün oğullar ve rencide ruhlar kitabında okuruna yönelttiği soru gelir aklıma. “ahlak dediğimiz şey üç aşağı beş yukarı herkese aynı şekilde davranmak değil midir?”

ahlak denince aklıma peygamber efendimiz (sav)'in "ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim." hadis-i şerifi geliyor. ahlak e din meselesi sözlük ahalisinden ufuk açıcı bir destek beklediğim bir konu. çünkü dinden ayrı, dinden soyutlanmış bir ahlak düşünemiyorum ben. ancak bakıyorum mesela, inanmayan insanlar, inanıyor görünenlerden çok daha erdemli, insan ve diğer canlı haklarına çok daha saygılı yaşayabiliyor. bu gücü nerden alıyorlar? çünkü benim için bir yaratıcı olması, her şeyin kullanım kılavuzları olması, belli yasalara tabi olmasını da beraberinde getiriyor. allah'ın koyduğu kurallar her şeyin üstünde olduğu için saçma örf ve adetlerin ahlak adı altında satılmaya çalışılmasını net bir şekilde reddedebiliyorum. her canlıyı allah yarattığı için hepsine sevgi besleyerek, onları koruyucu bir vekil olarak kendimi görebiliyorum. yapacağım şeylerin karşılığını öbür dünyada alabileceğimi bilerek geçici dünya heveslerinin insanları çektiği yanlış davranışlardan kendimi çekebiliyorum. inanmayanlar bunu nasıl yapıyor, sadece kendi akıllarına mantıklarına göre mi bir çerçeve çiziyor? ama insanın bilinçli aklından daha çok yanılan ne var ki? hem bu şekilde akıl sayısı kadar da ahlaki kural çıkmaz mı?

benim sokak köşelerinde oturan ahlak bekçisi teyzelerimiz aklıma geldi başlığı okuyunca ama mevzu bu değil sanırım

ahlak denince aklıma bekçileri geliyor çünkü sahibinden çok bekçisi olan bir kelime bu ülkede.

ahlak bekçiliği yapan gerici yobazlar.

vicdan geliyor..

daima karşı tarafı düşünmek

kant. idolüm, zeki insan. fazla idealist olsa da modern felsefenin temellerine tuğla dizen deprem gibi gelen önemli şahıs, dedem derim kendisine. hatta odamda portresini asmıştım bir dönem.

dinin de içinde ögeler barındıran bir kelime ve kavramdır. ahlaki değerler diye bir başlık altında toplanabilen tüm davranışların; ihlal edilmesi halinde bazılarının günah, bazılarının ise ise ayıp diye niteleyebileceğimiz, kınayacağımız eylemler bütünüdür diyebiliriz.

agnes heller'in sözü aklıma geliyor: "ahlak varlığa özen göstermektir."

toplumdan topluma değişiklik gösterir.

ben kadının/erkeğin zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaksızını severim.

mustafa kemal atatürk'ün "ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim" sözü.

ahlak denilince aklıma ilk olarak kişinin yetiştirilmiş daha sonra onun karakteri ve iradesi gelir. insan hiçbir şey bilmeden sıfırdan doğar ve belirli kalıpları öğretip en doğru şekilde aşılamak ailenin görevidir. aile elinden geleni yapar öğretir kişiliği sağlam ve iradesine sahip çıkabilmesi bilen birisi yerli yerinde davranandır. eğer içinizde sadece bir tane bile kurt varsa tüm elmayı çürütecektir. günümüzden çok örnek görüyoruz gerek kılık kıyafet gerek hareket ve davranışlarla çok fazla kendini dibe çeken insanımız var. hem edep hem ahlak yoksunluğu un fazlasıyla çok olduğu bir dönemde ahlak denince akla ilk gelen önümüzde binlerce bulunan ve kelimenin tanımına ters düşen örnekler oluyor maalesefki..

ahlak bekçileri.

olması gereken:
ahlaksızlık;
-yolsuzluk
-rüşvet
-haksızlık
-taciz,tecavüz, hırsızlık
-hayvana, kadına, çocuğa eziyet ve cinayetler
-etik dışı davranışlar
.
.
.
.
bizde olan;
- kadının kıyafetleri
-kadının kahkahası
-kadının bacak arası.