ahmet günbay yıldız

lahmacuncudanterasagelenkurum ukdesi.


1941 tokat, reşâdiye doğumlu türk yazar.


kitapları bunlardır, benim okuduklarım ise, ekinler yeşerdikçe, güneşe matem düştü, figan, günahın rengi, orda da yıldızlar kayar mı? kitaplarıdır.


mavi gözyaşı.
yanık buğdaylar.
gurbeti ben yaşadım.
ülkemin açmayan çiçekleri.
benim çiçeklerim ateşte açar.
aynada batan güneş.
dallar meyveye durdu.
bir dünya yıkıldı.
üç deniz ötesi.
sevdalar sözde kaldı.
sahibini arayan mektuplar.
afedersin hayat.
yürekte büyümek.
sokağa açılan kapı.
boşluk.
sular durulursa.
ekinler yeşerdikçe.
çiçekler susayınca.
azat kuşları.
gönül yarası.
güneşe matem düştü.
aşka uyanmak.
figan.
sitem.
siyah güller.
hülyalar hüzün açtı.
gül ve hüzün.
leyl ışıkları.
günahın rengi.
yıllar geriye dönse.
seni unutmaya gücüm yetmedi.
kiralık hayaller.
orada da yıldızlar kayar mı?
kayıp sabahlar.
o'na secde yakışıyor.
istanbul yüzlü kadın.
sevmekten korkuyorum.
kendimi unutup sana ağladım.
kelebekler gamsız uçar.
babamdan sonra.
beyaz atlı.
anılarda yakılır.
kaderin çağırdığı yerdeyim.

genelde hep aynı konuda yazan yazardır kendileri. lise çağlarımda bir çok kitabını okudum o zamanlarda çok severdim. özellikle anadolu'ya ait hikayeler yazması ilgimi çekerdi. dindar bir yaşam tarzını bu felsefeyi normal gündelik hayatımıza nasıl uygulayacağımız üzerine yazılmıştır eserleri. ufacık bir seküler tavır dahi şeytanlaştırılır eserlerinde bu yönüyle psikopatça bir tavrı vardır. ismini hatırlayamadığım bir eserinde küçük yaşta şakasına nişanlanan iki çocuğun yıllar sonraki hayatını anlatıyor. kız o çocuğun abisiyle evleniyor ve güya çocuk o kızla görüşmek istemiyor sanki çok büyük bir meseleymiş gibi abartıyor da abartıyor olayı. karakterleri öyle bir yere getiriyor ki kızın aklında hala bu çocuk var. işte burada anlatılmaya çalışılan islama göre yaşamanın ne kadar doğru olduğu bak bunları sizler yaşamadan yıllar evvel öngörüyor islam gibi şeyleri vurgulamaya çalışır. ana karakteri kesinlikle iyi şekilde dini bilen (genelde pratikte işler yapan kişiler olur örneğin mühendis mimar gibi) kavga etmekten çekinmeyen güzel kavga edebilen ama gerekmedikçe kavgadan da uzak olan kişilerdir. kadınlar daha pasiftir sadece erkeğe aşık olduktan sonra aktifleşir. birden başını kapatma kararı alır hayata farklı bakmaya çalışır vs. dediğim gibi lise çağlarında çok severdim eserlerini oysa şimdi bakınca sadece bir ideolojisini yansıtmak için psikopatça senaryolar kuran aşırı dramatize etmeyi seven dinci saçma sapan bir yazar olarak görüyorum. sevenlere sözüm yok zaten dediğim gibi önceden ben de severdim ama artık daha farklı düşünüyorum. bir eserini okuduğunuzda diğerlerini pek de okumaya gerek yok hep aynı mantıkta yazıyor zaten. neyse ahmet günbay yıldız sevenleri fazla sinirlendirmeden kaçayım ben iyisi :)

40 küsur roman yazmış islamcı yazar. bu islamcı yazarların tek artı yönü üretken olmaları, başka da bir haltları yok. en sevdikleri şey de medenileşmeyi çarpıtmak. üstelik bunu da başta karşıtı oldukları "roman" ile yapmak. gavur icadı diye reddediyorlardı romanı, yaratmak allah'a mahsus falan diye, şimdi en çok yazan onlar. gerçi tutarlılık beklemek manasız.. bunlar roman formunda ama kurgusal tebliğ-fetva demek daha doğru olur. neymiş gençlere yol gösteriyorlarmış, batı şöyle hede hödö. daha detaylı incelenir de bu işi çok yaptılar gerek yok artık pek fazla.

yıldız'ı fethi naci zaten yeteri kadar rezil etti, sözü üstada bırakalım:
yüz yılın 100 türk romanı, sf. 559-563'te daha ayrıntılı ifade ediyor bu düşüncelerini..