akp dönemindeki ahlaki ve toplumsal çöküş
başlık "okyanus ayısı" tarafından 07.02.2022 15:27 tarihinde açılmıştır.
1.
son 20 senede gerçekleşen çöküştür. gelişen teknoloji ile birlikte daha da açığa çıkmıştır. gerek müge anlı gibi programlar, gerek ümitcan uygun gibi katillerin elini kolunu sallayarak gezip onu bunu tehdit etmesi. hepsi bu çöküşün bir parçası.
adama diyorum ki bak burada yolsuzluk yapılmış, çalıp çırmışlar diyorum herif bana olsun çalıyor ama çalışıyorlar diyor üstüne bir de telefonunu çıkar sen fetöcüsün galiba gibi cahilce düşük iq'lu beyanatlar veriyor. ya da mesela bir kadın öldürülüyor o kadının hemcinsi çıkıp diyor ki o saatte orada ne işi varmış, diyanetin başındaki adam bir açıklama yapıyor diyor ki kocanız size vurduysa odanıza çekilin, sakinleşmesini bekleyin gibi çağdışı bir fetva veriyor.
gelelim düşünce hürriyeti konusuna herhalde ülkede son yıllardaki en sorunlu şey bu hani geç düşünce ifade etmeyi karşındaki adam en ufak eleştiride sana vatan haini gibi ağır bir suçlama yöneltiyor ve sen artık ne diyeceğini bilemiyorsun bu cehalet karşısında konuşsan yararı olmayacak sussan da gönlün razı olmayacak.
din konusuna artık girmek bile istemiyorum sayelerinde koskoca bir nesil islam'dan kitaptan peygamberden soğudu ve soğumaya devam ediyor. bir de ülkeye şeriatçı kafa kesici ilkel afganlari doldurdular ki insanlar artık bu konuda hepten tedirgin oldu. yolda bunları görünce insanlar yolunu değiştiriyor acik kadınlara tip tip bakmaları mi dersin 5'li 6'lı ordu gibi gezip eskiya tavırları takinmalari mi dersin şekilsiz biçimsiz tipleri mi dersin heriflerin her şeyleri ofsayt yani anlayacağınız.
içimden geçenleri yazdım yazabildigince siz de örneklererek anlatın isterseniz.
adama diyorum ki bak burada yolsuzluk yapılmış, çalıp çırmışlar diyorum herif bana olsun çalıyor ama çalışıyorlar diyor üstüne bir de telefonunu çıkar sen fetöcüsün galiba gibi cahilce düşük iq'lu beyanatlar veriyor. ya da mesela bir kadın öldürülüyor o kadının hemcinsi çıkıp diyor ki o saatte orada ne işi varmış, diyanetin başındaki adam bir açıklama yapıyor diyor ki kocanız size vurduysa odanıza çekilin, sakinleşmesini bekleyin gibi çağdışı bir fetva veriyor.
gelelim düşünce hürriyeti konusuna herhalde ülkede son yıllardaki en sorunlu şey bu hani geç düşünce ifade etmeyi karşındaki adam en ufak eleştiride sana vatan haini gibi ağır bir suçlama yöneltiyor ve sen artık ne diyeceğini bilemiyorsun bu cehalet karşısında konuşsan yararı olmayacak sussan da gönlün razı olmayacak.
din konusuna artık girmek bile istemiyorum sayelerinde koskoca bir nesil islam'dan kitaptan peygamberden soğudu ve soğumaya devam ediyor. bir de ülkeye şeriatçı kafa kesici ilkel afganlari doldurdular ki insanlar artık bu konuda hepten tedirgin oldu. yolda bunları görünce insanlar yolunu değiştiriyor acik kadınlara tip tip bakmaları mi dersin 5'li 6'lı ordu gibi gezip eskiya tavırları takinmalari mi dersin şekilsiz biçimsiz tipleri mi dersin heriflerin her şeyleri ofsayt yani anlayacağınız.
içimden geçenleri yazdım yazabildigince siz de örneklererek anlatın isterseniz.
devamını gör...
2.
kesinlikle katıldığım başlıktır.
aslında sayfalarca ve yüzlerce örneklemeyle yazılacak bir konudur.
ne yazık ki şu an havam da değilim.
tadımın, tuzumun olduğu bir günde görüşmek üzere.
haydi hayırlı işler.
aslında sayfalarca ve yüzlerce örneklemeyle yazılacak bir konudur.
ne yazık ki şu an havam da değilim.
tadımın, tuzumun olduğu bir günde görüşmek üzere.
haydi hayırlı işler.
devamını gör...
3.
4.
ya ekonomik, politik, diplomatik vd vd vd.. kalemler..? sakın sözettikleriniz ötekilerin sonucu olmasın..
devamını gör...
5.
doğru tanım şu olmalı." milletimizin ahlaki ve toplumsal çöküşü dönemindeki akp iktidarı."
devamını gör...
6.
en dibi gördük, artık yavaştan yükselmeye başlasak?
şairin dediği gibi;” dünyanın en uzun hüznü yağıyor,
yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne.”
ama ben karanlık denizlerin dibinde bir takım incilerin olduğuna dair inancımı diri tutuyorum.
şairin dediği gibi;” dünyanın en uzun hüznü yağıyor,
yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne.”
ama ben karanlık denizlerin dibinde bir takım incilerin olduğuna dair inancımı diri tutuyorum.
devamını gör...
7.
beşinci kol nasıl çalışır?
beşinci kol insan psikolojisini ve sosyolojiyi çok iyi bilir. beşinci kol mukavemeti yüksek bir toplumda çalışamayacağını bildiği için öncelikle bu kesime saldırır.
medya, beşinci kol için çok iyi bir araçtır. bunu bilen beşinci kol medyayı kullanarak ülkeye genel ahlakı bozucu ve kültür seviyesini düşüren filmler sokar. ulusal medyayı kullanarak yine aynı amaca yönelik programları televizyonlarda yayınlatır. hatta izlenirliği artırmak için halk içinde itibar görmüş sanatçıları bu işe alet eder.
beşinci kolun en önemli silahlarından biri de modadır. moda beraberinde israf ve lüksü getirir. bu da bol para harcamak demektir. para yoksa suistimal imdada yetişir.
beşinci kol ekonomik durumu kullanarak insanları kolay para kazanmaya teşvik eder. şans oyunlarını peşi sıra ülkeye sokarak daha büyük bir batak olan kumara doğru geçişi kolaylaştırır.
beşinci kol boş bir gençlik yaratmak için bir an bile durmaz. gençliğin yapısından yararlanarak onu ahlaksızlaştırmak için her şeyden faydalanır. uyuşturucu, fuhuş ve eğlence düşkünlüğü bunların en başında gelir.
kumar, fuhuş ve içki düşkünlüğü beşinci kolun sahip olduğu en büyük üç silahtır. toplumun etik yapısına tümüyle saldırır. dürüst kavramların yerini zamanla dolandırıcılık, zevk ve eğlence alır.
beşinci kol halk düzenine de saldırır. mevcut rejimi yıkmak ya da korumak için farklı ideolojiler benimseyen bir toplum oluşturur. halkı birbirine düşürmek için terörü ya da eylemsizliği kendi çıkarlarına alet eder.
sonuçta beşinci kol: ahlaksız ve bilgisiz bir gençlik, sadakatsiz bireyler, fizyolojik ve psikolojik açıdan rahatsız bir toplum yaratmayı amaçlar.
kaynak wiki
postmodernizm denen zırvalığı savunanlar dört hedefe hunharca saldırdılar. bunlardan biri hapishane, diğeri akıl hastaneleri. son ikisi de okul ve fabrika. bunlar biyoiktidar araçlarıydı, küçük çocuklarla ilişkiye giren fuko keltoşuna göre... aydınlanma, modernite, rasyonellik, ilerlemecilik, evrenselcilik falan bunlar boş şeylerdi. aynen öyleydi aynen...
okul: türkiye'de eğitim sisteminin resmen içinden geçtiler. okullar davar üretim merkezlerine dönüştü. eğitimciler bunların maskarası oldu.
fabrika: genel olarak sanayi ve üretim diyelim. insanları çalışmadan kısa yoldan köşe dönmeci yaptılar. borsa, kripto, kumar, şans oyunları, onlyfans, sosyal medya fenomenliği, torbacılık, yandaşlıkla ihalecilik...
hapishane: sokakta elini sallasan en az bir düzine sabıka kaydı olana denk gelirsin. hapishaneler sadece muhalifleri korkutmak için var. o konuda fuko ibibiği hala haklı...
akıl hastaneleri: buna amatemler falan dahil edilebilir. tımarhanelik binlerce kişi topluma yıllardır yön veriyor. politikacısı da var sporcusu da. sosyal medya ünlüsü de var tv yorumcusu da. ortalık keş kaynıyor...
alın size postmodernizm. bozdurup bozdurup harcarsınız artık.
insanların büyük kısmının hatta tamamına yakınının okuma yazma bilmediği orta çağ döneminde normal olarak yazılı kültür geniş kitlelerde gelişmemişti. okuması yazması olan ve hatta diğer dilleri bilenler çok ama çok azdı. bin hatta beş yüz yıl önceki soylular bile dümdüz davar gibi insanlardı. adını bile yazamazdı hödük oğlu hödükler.
efsaneler, mitler, cinler, periler, kulaktan kulağa gezinirken farklı şekle giren hikayeler, doğaüstü anlatılar, beyaz atlı prensler, öpücükle prense dönen kurbağalar, gözlerinden alev saçan ve boyu üç metre olan iskoç halk kahramanları... orta çağ'da sıradan insanlar uydururdu da uydururdu. daha da fenası, uydurduklarına inanırlardı. çok daha fenası ise bunların kuşaktan kuşağa abartılarak aktarılmasıydı.
günümüzde tımarhaneye kapatılacak delilere ermiş gözüyle bakardı pek çok insan. gerçi o dönemlerdeki çoğu kişi günümüz bakış açısıyla tımarhanelik ya da hapishaneliktir.
içinde bulunduğumuz postmodernizm dönemi, modernizmi aşıp bizi daha ileriye taşımıyor, aksine modernite öncesine, karanlık orta çağ'a geri dönüyoruz. post-truth zırvaları böyle değerlendirilebilir.
post-truth
devamını gör...
8.
toplumsal çöküş zaten vardı. akp döneminde son sürat hızlandı.
(bkz: müslüm gürses konserinde faça atan adamlarla evlenen eski nesil)
(bkz: müslüm gürses konserinde faça atan adamlarla evlenen eski nesil)
devamını gör...
9.
güneşin altında yeni bir şey yok. sadece isimler ve dekorlar değişir. ahlaki çöküntü her zaman vardı. siz bu kadar net göremiyordunuz. kötülük tanrılarını işaret etmek yerine kendimize dönmeliyiz. toplum, cahil kalmak istediyse, ahlakını bozmak istediyse, bu kadar çürümek istediyse birileri sadece bunun için dokunmuştur. herkes kendisini çok iyi bilir. dileyen dilerse en ahlaklı en erdemli kişi olur dilerse tam tersi. kimsenin kafasına silah dayamadılar. sloganlardan vazgeçmek gerekir. toplum istedi, akp ve diğerleri sadece yerine getirdi.
"bir toplum kendini değiştirmedikçe ve bunu istemedikçe sihirli değnekle değişmez"
"bir toplum çürümek istiyorsa en ahlaksız olanlarını iktidara kendisi getirir"
"içimizdeki beyinsizler yüzünden biz de helak olmayalım" diye farkındalık sahibi olmaya çalışıyoruz.
"bir toplum kendini değiştirmedikçe ve bunu istemedikçe sihirli değnekle değişmez"
"bir toplum çürümek istiyorsa en ahlaksız olanlarını iktidara kendisi getirir"
"içimizdeki beyinsizler yüzünden biz de helak olmayalım" diye farkındalık sahibi olmaya çalışıyoruz.
devamını gör...
10.
kötülüğün ve kötülerin baskın olmasını engelleyen mekanizma öncelikle hukuk ve yasalar. suçu ve kötülüğü engelleyen, adına hukuk ve adalet sistemi dediğimiz kurumlar, kurallar. bunlar varsa toplumsal ahlakın, bireysel ahlaki değerlerin anlamı var. hukukun ve adalet sisteminin çalışmadığı, suçun önlenmesi ve cezalandırılması mekanizmalarının olmadığı yerde meseleyi yalnızca toplumsal ahlaka ve bireysel psikolojik zaaflara bağlamak doğru değil. hele bir toplumun etnik veya inanç aidiyetlerine, değerlerine bağlamak ve tüm yaşanan çöküntüyü buradan açıklamak hiç doğru değil.
yaşadıklarımıza bakınca, toplumsal bir çöküntü içinde olduğumuz, hukukun üstünlüğüne inancın kalmadığı, ortak yaşama iradesinin her geçen gün daha da zayıfladığı, başta devlet olmak üzere tüm kurumlara güvenin hiç olmadığı kadar gerilediği bir dönemden geçtiğimizi görüyoruz. bireylerin ve hanelerin savunma stratejileri yalnızca hayatlarını sürdürebilmek, bir bakıma canlı kalmak.
bekir ağırdır
*** *** ***
güne, gebze’deki bir barınakta öldürülen kedi köpek haberleriyle başladım, açık radyo’nun karasal yayın lisansının iptali haberiyle tamamladım. bir hayvanı durup dururken öldüren insan, her canlıya, her şeyi yapar. siyaset, hukuk, şu bu, boş verelim şimdi; masum hayvanları öldürüp çöpe atan, öğüten, bunu halka, çocuklara seyrettiren bir cinnet halini hazmedebilen insanlarla ortak bir medeni yaşam kurulamaz.
üç-beş yobazı tatmin etmek için istanbul sözleşmesi’nden vazgeçiliyor, birileri kadınları öldürüyor, birileri el kadar çocukları öldürüyor, birileri güzelim hayvanları öldürüyor, birileri sokakları vahşi batıya çeviriyor, birileri insan evladının birkaç asırdır sahip olduğu asgari hak ve özgürlüklerden yoksun kalalım diye canhıraş çaba harcıyor.
günlerdir ‘ayağa kalkma’ tartışması yürüten ve bu durumdan pek mahcup olmuşa benzemeyen muhalefetin, yaşananların sade yurttaşı ne hale getirdiğini görebildiğini, hoşnutsuzluğun, bezginliğin ölçüsünü tam anlamıyla kavrayabildiğini sanmıyorum. sıradan yurttaş, 1839 tanzimat fermanı’yla güvenceye alınan bazı haklarını yeniden kazanmanın peşinde… muhalefet, anket yaptırıyor.
murat sevinç
devamını gör...
11.
yadsınamaz acı bir gerçektir. akp, türkiye'nin ayarını iflah olmaz bir şekilde bozdu maalesef :(
ileride tarih kitapları, bu yılları utançla yazacak. çocuklarımız, torunlarımız bizim yüzümüze tükürecek..
ileride tarih kitapları, bu yılları utançla yazacak. çocuklarımız, torunlarımız bizim yüzümüze tükürecek..
devamını gör...
12.
13.
"dindar bir nesil yetiştireceğiz" dediği gün, bunun tam tersi olacağını anlamalıydık! çünkü, adam ne vağat etmişse tam tersi olmuştur.
eğer birilerinin " durumunu düzelteceğiz" diye ensesi okşanmışsa bil ki o kişi hapı yuttu.
eğer birilerinin " durumunu düzelteceğiz" diye ensesi okşanmışsa bil ki o kişi hapı yuttu.
devamını gör...