alaattin çakıcı'nın adliyeye çakarlı araçla gitmesi

rezalet gibi rezalettir. vatan, millet, sakarya geyiği yapanların memleketi nasıl kendi çıkarlarına göre dizayn ettiğini gösteren üzücü görüntülerdir aynı zamanda. haber için buradan.

bir adet mafya bozuntusu hareketi. bu adamı salan kimse tutuklansın.

ya çoğu zaman kurtlar vadisi dizisine sövüyorum da lan en azından o zamanlar bu tip adamlar hor görülüyordu. polat gidip hepsini vuruyordu mafya o zamanlar pisti. şimdi mafya kahraman aracına çakar takıp devleti kanunu tanımadan hukuk düzeni umurunda olmadan gezebiliyor.

(bkz: bir gecede 6 babayı öldürdü)

ülkede mafya babası olmanın bilim insanı ,akademisyen,yazar ya da insanlığa fayda sağlayan diğer mesleklerden birine sahip olmaktan daha fazla prim yaptığı bu rezalet dönemde çok da şaşırtmayandır

milliyetçi diye geçinen pedofili, mafya, çete üyesi, uyuşturucu baronu ve vatana millete zerre hayrı dokunmayan bu ve bunun gibi insanlar oldukça, ülkenin mevcut oy düzeninde fazla söz sahibi olan partilerin de bu gibi insanlara destek verdikçe daha çok mafyacılık oynayıp daha çok memleketi babasının çiftliğiymiş gibi kullanacaklar. şaşıracak bir durum yok ortada.

ülke ülke değil ki dallas dizisi seti sanki anasını satayım. bu adam sokak ortasında infaz yapsa şaşırmam şu saatten sonra.

milliyetçiyim dedikten sonra uyuşturu tüccarı da ol, mafya da ol, çete de ol. ne b.k olursan ol böyle karşılanırsın dedirten olay.

eşkıya dünyaya hükümdar olmaz diyelim. dizi olanından değil, şiir dizesi olanından.

başlasan, ülke desen, hukuk desen, adalet desen ne desen kalmamış bir coğrafyada gerçekleşmiştir.

sedat peker, alaattin çakıcı ve daha niceleri. bu adamlar alenen her suça bulaşmış mafyalar. normal bir hukuk devletinde davaları görülse, 2 asırlık hapis cezaları çıkar ve ömürleri 4 duvar arasında geçer. dolayısıyla sorgulanması gereken çakarlı araca nasıl bindikleri değil, neden serbest oldukları.

bu adamlar rahat rahat televizyona çıkıp birilerini tehdit ettiler, halkı kindarlığa ve kaosa teşvik ettiler. bir kişi de çıkıp "gel bakayım buraya, sen kimi tehdit ediyorsun, bu devletin polisi/hakimi/yasası var. burası muz cumhuriyeti mi?" demedi.

yani; mafyanın devletin adamı olduğu yerde, çakarlı araca binmesi gayet normaldir. hatta diğer yaptıklarının yanında devede kulaktır.

bu ülke insani gücü sever, mutlaka onlara fayda saglayacagini düşündüğü birilerine veya gruplara yakin olmak ister, gücün aydinlik tarafında olamayacak kadar zayif olanlar karanlik tarafa geçer. önemli olan güçlünün yaninda olmaktir, gerisi hikaye.

muz cumhuriyetinde olan hadisedir

rektör atamalarını protesto eden ülkenin en çalışkan, aklı başında gençlerinin orantısız ve haksız müdahelelerle gözaltına alınıp sindirilmeye çalışıldığı 2021 türkiye'sinde gerçekleşmiştir. sanırım artık vasfınızın ve yaşam biçiminizin, bugüne dek yaptıklarınızın ve yapacaklarınızın hiçbir önemi yok. mesele sadece hangi tarafta durduğunuz.

abdullah çatlı'nın emniyet danışmanı kimliğiyle memlekette kafasına göre hareket ettiği gerçeğini göz önüne alınca çok sarsılmadığım başlık.

mafyalaşmayı meşrulaştırmak.
devlet kendi ile mafyalaşıyor. yeni dünya düzeni değil mi (!)
yiyin efendiler yiyin doyuncaya tıksırıncaya..

ekstra ekstra imkan verilmese koyun güdemeyecek insanların siyasetçi desteğiyle mafya babası olmarı. böyle insanlarla biraz konuşunca ne kadar da abartıldıklarını fark ediyorsunuz.

biz sadece girişini görüyoruz. içerde baş savcının koltuğunda yargı dağıtışıda vardır bunun. ne ülke be.

kurtçukların başındaki adam hadi aslanım diye sırtını sıvazlayıp göndermiştir.

ülke de ki tüm senaristler toplansa şu 20 yılda yaşadıklarımızı yazamazdı yemin ederim.

koyu renk takım elbiseler ve zırhlı araçlara tam "vuhuuu, oh ye beybi" diyecekken, o oyuncak tüfekle ördek vaklaması karışımı siren sesi duyulmuyor mu ortamda ciddiyet kalmıyor yaa. ama bu siren meselesini karanlık boş bir depoda, ellerim arkadan bağlı ve kafama bir glock dayamışken sorarsa o zaman çok ciddiye aldığımı belirtebilirim.