1.
aleviler, topluluğun ileri gelen kişileri olan ve seyyid denilen kişiler arasından eline, diline, beline sahip olan, ilim-irfan sahibi, gözü gönlü tok olanlardan rehber ve mürşid seçerler. rehber ve mürşide türkiye’de “dede” denir. bu kavram pîr için kullanılmamalıdır. bilindiği gibi alevî köylerinde cemaat lideri konumundaki kişiler dedelerdir. dedeler sosyal hiyerarşinin en üst noktasında bulunmaktadırlar. dedelerin
sahip oldukları yaptırım güçleri oldukça yüksektir. alevî dedeleri çeşitli ocaklara bağlıdır. bundan dolayı kendilerine “ocakzade” de denmektedir. dedeler çeşitli zamanlarda kendilerine bağlı taliplerini ziyaret ederek cem törenleri düzenleyip topluluğu bilgilendirip varsa anlaşmazlıkları giderirler. bu konumları ile ocakzade olmak rehber olmak için yeterlidir fakat pîr olmak için yeterli değildir. alevilerin rehberi, pîri ve mürşidi seyyidler arasından seçmelerinin ve bunu devam ettirmelerinin nedeni hz. muhammed’in vasiyeti gereğidir.
o, “size iki emanet bırakıyorum, bunlardan biri kur’an-ı kerim, diğeri ise ehl-i beytim; bunların her ikisi de kıyamete kadar sizinle beraberdir.” işte alevîler o günden beri bu vasiyete iman ettikleri içindir ki ehlibeyt neslini, onların soyundan gelen seyitlere bağlı olmayı , onları rehber, pîr ve mürşit bilme yolu ile sever ve devam ettirirler. pîrin çerağ gibi doğru durması, fitil gibi yanması, mum gibi ışık vermesi
gerekir. (yrd.do.dr. mehmet yardımcı)
devamını gör...