atatürk, bir gün taşlama ustası neyzen tevfik’i çankaya köşkü’ne davet etti.
sohbet sırasında atatürk şöyle dedi:
- senin çok fazla içki içtiğini söylüyorlar; ne kadar içersin?
neyzen tevfik, “iki tane kiloluk rakı içerim” dedi.
“nasıl içersiniz” diye sordu atatürk.
“canım ne isterse; susuz, mezesiz…”
neyzen tevfik’e iki kiloluk rakı geldi.
“iki kiloluk içerim ama böyle içmem” dedi neyzen. nasıl içerdi?
istediği üzerine masaya kocaman bir emaye kase getirildi. neyzen, iki kiloluk rakıyı kaseye boşalttı.
ardından, bir somun ekmek ve irice bir kaşık istedi.
neyzen tevfik, ekmeği lokma lokma koparıp kasedeki rakının içine bastırdı. ve lokmalar rakıyı iyice çektikten sonra çalakaşık yemeye başladı! içki, aş’tı, ekmek’ti…
sonra, neyzen tevfik’in ney üflemesini nefes almadan dinlediler.
velhasıl "hiç" uğruna feda olmuş bir can.. şiirlerini arsızca bulan mı dersin, yok şöyleymiş yok böyleymiş söylenenler mi dersin. dersin ha dersin.. bu adamı eleştirecek zat-ı muhteremlerin evvela onun hayatı tanımlayan bir kaç mısrası kadar bişeyler karalamış olmaları ve hatta bu konuda daha iyi olmaları gerekir. namümkün bir olay.. bu dünyadan bir neyzen geçmiş.. devrin hayyamı imiş.. aziz ruhu şad olsun.. anısına saygıyla..
devamını gör...