1.
alessandro "alex" staropoli
rhapsody adlı italyan power metal grubunun kurucularından biri ve klavyecisi olarak tanınan italyan müzisyendir. sonra grubun adı rhapsody of fire oldu. hatta sonra rhapsody'ler de ayrıldı ve staropoli rhapsody of fire'ın lideri olarak kalmışken, diğer rhapsody kurucusu luca turilli de luca turilli's rhapsody ismindeki kendi rhapsody'sini kurdu. amma çok rhapsody dedim ama olay kendisi karışık zaten. *
orijinal rhapsody bir veda turnesi yapmıştı seneler önce. aslında tamamen orijinal kadro ile yapılacaktı bu ama staropoli, maddi olarak bu turneye katılmasının kendisi için dezavantajlı olacağını belirterek bu turnede yer almadı. ya ben buna deli oldum esasen. üç-beş kuruşun hesabının yapılacağı yer/zaman değildi bu. rhapsody, en özel ve önemli power metal gruplarından biridir ve sen de bunun kurucularından birisin ve en önemli elemanlarından... burada senin hayranlara saygı mahiyetinde bu turneye çıkman, sevenlerine/hayranlarına bir elveda demen gerekirdi... fabio lione bile gelmiş lan! ki 2017'deki sweden rock'ta dünyanın en iyi metal vokalisti performansını sundu adam, hem de 40 küsur yaşındayken. ama senin yüzünden klavyeleri programla verdiler. sen de olmalıydın o turnede ulan! bak, turilli'yi sevmiyorum artık falan gibi kişisel sürtüşme tandanslı bir gerekçeyle katılmasan bir şey demezdim yemin ederim.
neyse, staropoli iyi klavyecidir ve rhapsody'nin ilk dönem müziğinde çok önemli rolü olan bir müzisyendir. zaten özellikle 90'larda ve 2000'lerin başlarında zirvesini yaşayan avrupa power metalinde klavye belki de gitardan bile daha önemli, sound'da da daha baskın bir enstrümandır. yani bu her topluluk için geçerli olmasa da avrupa power metali özelinde cidden de genel tablo böyledir.
rhapsody'nin sound'unda olduğu gibi bestelerinde/melodilerinde de çok mühimsenesi bir rolü vardı staropoli'nin klavyelerinin. yani böyle pastoral de karanlık da epik de fantastik de takılabilirdi ki bu da rhapsody'nin müziğine eşsiz bir atmosfer katardı. ayrıca topluluğun esas spesifik janrının senfonik power metal olmasında da başrol kendisiydi ki bu bir nevi rhapsody'yi progressive power metal türüne bile dahil etmişti. hatta ve hatta, bana göre ilk dönem rhapsody'nin müziği en "tam" senfonik power metal grubu yapıyordu onları. nightwish'in enstrümantasyonu tam senfonik sayılmazdı bence ki operatik olmasıyla daha ön plandaydı ilk dönem nightwish müziği. therion ise "power metal" sayılmazdı, esas öncü olan grup olsa da senfonik metalde. konuya dönersek, staropoli cidden de harika tonlar yazıyordu ve müziğe renk ve atmosfer katıyordu enstrüman sihirbazlığıyla. sonra tabii rhapsody pek o kadar da parlak devam ettiremedi kariyerini ve bu "ayrışmaya" kadar da arada dandik albümler çıkardılar maalesef, azımsanmayacak sayıda ve sonrasında da bana göre pek parlak gitmediler.
turilli ayrılıp kendi rhapsody'sini kurduktan sonra ise staropoli'nin liderliğindeki rhapsody, fabio lione ile into the legend'ı çıkardı (bu durumda çıkardıkları ilk albümü beğenmemiştim, bu ikincisiydi)... turilli'nin aşmış besteciliğinin burada etkin olmamasından mütevellit bazı falsoları olan bir iş olsa da bu, gene de çok iyi albümdü. turilli'de aslında kendi rhapsody'siyle çok iyi işler yaptı. özellikle de alessandro conti adındaki başka bir efsane vokalistle çalışması... lione ve conti, amerikalı john west ile birlikte benim favori şarkıcılarımdır bu arada. bu da detay bir bilgi olsun.
staropoli'nin işleri (çok paragöz ya, iş dedim o yüzden) bu aralar nasıl gidiyor pek bilmiyorum ama kendisine yine de özellikle de eski dönem rhapsody'sine kattığı muazzam değer için teşekkür ediyorum. üstelik adları rhapsody of fire olduktan sonra da triumph or agony diye başka süper bir albüm de çıkarabilmişlerdi.
demin baktım da 2024'te de challenge the wind diye bir albüm çıkarmış, staropoli'nin liderliğindeki rhapsody of fire. bundan önceki iki albümlerini maalesef hiç beğenememiş, vokallerine ise direkt katlanamamıştım (elbette lione yok). gene de bir şans veririm ya bir ara son albümlerine de.
staropoli... bana göre children of bodom'un ilk dönem müziğinde warman takma adlı klavyeci ne kadar önemliydiyse, rhapsody'de de alex o kadar önemliydi. hatta bunlar metal dünyasına imza atmış, ayrıksı isimlerdi. kendilerine has tonlar kullanırlardı ve özgün klavye soloları atarlardı. elbette burada bir jordan rudess uçukluğu beklenmemeli ama şart da değildi bu zaten, bilakis böyle atmosferizmi ön planda olan gruplar için rudess gibi bir "şovmen" hiç gitmezdi diye düşünüyorum.
biraz da alex staropoli'nin müzisyenliği hakkında fikir edinebilmeniz için birkaç parça koyayım alta. hatta hepsini de ilk tanıştığım ve hala favorim olan symphony of enchanted lands'ten koyacağım. iyi dinlemeler.
rhapsody adlı italyan power metal grubunun kurucularından biri ve klavyecisi olarak tanınan italyan müzisyendir. sonra grubun adı rhapsody of fire oldu. hatta sonra rhapsody'ler de ayrıldı ve staropoli rhapsody of fire'ın lideri olarak kalmışken, diğer rhapsody kurucusu luca turilli de luca turilli's rhapsody ismindeki kendi rhapsody'sini kurdu. amma çok rhapsody dedim ama olay kendisi karışık zaten. *
orijinal rhapsody bir veda turnesi yapmıştı seneler önce. aslında tamamen orijinal kadro ile yapılacaktı bu ama staropoli, maddi olarak bu turneye katılmasının kendisi için dezavantajlı olacağını belirterek bu turnede yer almadı. ya ben buna deli oldum esasen. üç-beş kuruşun hesabının yapılacağı yer/zaman değildi bu. rhapsody, en özel ve önemli power metal gruplarından biridir ve sen de bunun kurucularından birisin ve en önemli elemanlarından... burada senin hayranlara saygı mahiyetinde bu turneye çıkman, sevenlerine/hayranlarına bir elveda demen gerekirdi... fabio lione bile gelmiş lan! ki 2017'deki sweden rock'ta dünyanın en iyi metal vokalisti performansını sundu adam, hem de 40 küsur yaşındayken. ama senin yüzünden klavyeleri programla verdiler. sen de olmalıydın o turnede ulan! bak, turilli'yi sevmiyorum artık falan gibi kişisel sürtüşme tandanslı bir gerekçeyle katılmasan bir şey demezdim yemin ederim.
neyse, staropoli iyi klavyecidir ve rhapsody'nin ilk dönem müziğinde çok önemli rolü olan bir müzisyendir. zaten özellikle 90'larda ve 2000'lerin başlarında zirvesini yaşayan avrupa power metalinde klavye belki de gitardan bile daha önemli, sound'da da daha baskın bir enstrümandır. yani bu her topluluk için geçerli olmasa da avrupa power metali özelinde cidden de genel tablo böyledir.
rhapsody'nin sound'unda olduğu gibi bestelerinde/melodilerinde de çok mühimsenesi bir rolü vardı staropoli'nin klavyelerinin. yani böyle pastoral de karanlık da epik de fantastik de takılabilirdi ki bu da rhapsody'nin müziğine eşsiz bir atmosfer katardı. ayrıca topluluğun esas spesifik janrının senfonik power metal olmasında da başrol kendisiydi ki bu bir nevi rhapsody'yi progressive power metal türüne bile dahil etmişti. hatta ve hatta, bana göre ilk dönem rhapsody'nin müziği en "tam" senfonik power metal grubu yapıyordu onları. nightwish'in enstrümantasyonu tam senfonik sayılmazdı bence ki operatik olmasıyla daha ön plandaydı ilk dönem nightwish müziği. therion ise "power metal" sayılmazdı, esas öncü olan grup olsa da senfonik metalde. konuya dönersek, staropoli cidden de harika tonlar yazıyordu ve müziğe renk ve atmosfer katıyordu enstrüman sihirbazlığıyla. sonra tabii rhapsody pek o kadar da parlak devam ettiremedi kariyerini ve bu "ayrışmaya" kadar da arada dandik albümler çıkardılar maalesef, azımsanmayacak sayıda ve sonrasında da bana göre pek parlak gitmediler.
turilli ayrılıp kendi rhapsody'sini kurduktan sonra ise staropoli'nin liderliğindeki rhapsody, fabio lione ile into the legend'ı çıkardı (bu durumda çıkardıkları ilk albümü beğenmemiştim, bu ikincisiydi)... turilli'nin aşmış besteciliğinin burada etkin olmamasından mütevellit bazı falsoları olan bir iş olsa da bu, gene de çok iyi albümdü. turilli'de aslında kendi rhapsody'siyle çok iyi işler yaptı. özellikle de alessandro conti adındaki başka bir efsane vokalistle çalışması... lione ve conti, amerikalı john west ile birlikte benim favori şarkıcılarımdır bu arada. bu da detay bir bilgi olsun.
staropoli'nin işleri (çok paragöz ya, iş dedim o yüzden) bu aralar nasıl gidiyor pek bilmiyorum ama kendisine yine de özellikle de eski dönem rhapsody'sine kattığı muazzam değer için teşekkür ediyorum. üstelik adları rhapsody of fire olduktan sonra da triumph or agony diye başka süper bir albüm de çıkarabilmişlerdi.
demin baktım da 2024'te de challenge the wind diye bir albüm çıkarmış, staropoli'nin liderliğindeki rhapsody of fire. bundan önceki iki albümlerini maalesef hiç beğenememiş, vokallerine ise direkt katlanamamıştım (elbette lione yok). gene de bir şans veririm ya bir ara son albümlerine de.
staropoli... bana göre children of bodom'un ilk dönem müziğinde warman takma adlı klavyeci ne kadar önemliydiyse, rhapsody'de de alex o kadar önemliydi. hatta bunlar metal dünyasına imza atmış, ayrıksı isimlerdi. kendilerine has tonlar kullanırlardı ve özgün klavye soloları atarlardı. elbette burada bir jordan rudess uçukluğu beklenmemeli ama şart da değildi bu zaten, bilakis böyle atmosferizmi ön planda olan gruplar için rudess gibi bir "şovmen" hiç gitmezdi diye düşünüyorum.
biraz da alex staropoli'nin müzisyenliği hakkında fikir edinebilmeniz için birkaç parça koyayım alta. hatta hepsini de ilk tanıştığım ve hala favorim olan symphony of enchanted lands'ten koyacağım. iyi dinlemeler.
devamını gör...