alfa döller beta öder

(bkz: hipergami) ile açıklanan iyimser romantiklere göre çok kötü olan, "abiii siz hiç sevilmediniz mi önemli olan kafa uyumu yaaa" cılara göre mutlak samimiyetsizlik olan bu düşünce ölüm kadar gerçek olan yegane hakikattir.

ne kadar şanslıyız ki evrimin dengesi bu düşünce etrafında şekillenir. (bkz: yumurta pahalı sperm ucuz) kadınlar da, biz erkekler gibi (bkz: testosteron) motivasyonu ile sağı solu ayırt etmeksizin her bulduğuyla genini aktarmaya çalışsa ne olurdu bu insan ırkının hali?

kadınlar, bu yüzden en iyisini seçmeye odaklanır. çünkü evrim bunu gerektirir. iyi gen demek iyi soy demek. bu yüzden kadınlar fiziksel, statüsel vs. özellikleri kendinden üstün erkek ararlar.(zengin, iyi fiziksel özellikler, sosyal statü vs.) o yüzden daha iyi nesiller için ne mutlu ki alfa döller, beta öder. romantikler buna ağlayarak "gerçek sevgi bu değil abii" desede ne mutlu ki evrim, iki ağlak romantiği iplemez. evrim, acımasızdır zayıf olanı eler.

nietzsche'nin yanlış anlaşılan o ünlü sözü de tam olarak bu durumu açıklar. "kadınlara mı gidiyorsun kırbacını unutma." buradan kasıt kadını köleleştirmek veya şiddet uygulamak değil kırbaçtan kasıt: güç, statü vs.

çarpık ideolojiler yalandan çok gerçeğin işlerine gelen kısmıyla beslenir. bu meselede de yazılanların dayanağı yalan değil ancak bilinçli olarak eksik. bir filin sadece kuyruğunu gösterip "bu bir yılan" demek gibi.

bunu savunan redpill tayfası mümkün olduğu kadar fazla kadınla yatma rüyası kuran ancak kadınların benzer cinsel geçmişleri olursa aşağılayan tipik "her sevgilim bir kere versin, hepsi de bakire olsun" tayfası.

şimdi matematiksel olarak her erkeğin bir haremi olamacağı için (bkz: güvercin yuvası prensibi) (ya da ankara'lı namık'ın sözleriyle "ne kadar naylon varsa o kadar da poşet var") diyorlar ki: bazı erkekler betadır, onlara bakire, premium kadın düşmez, alfa gelir kırk tane kadınla yatar sonra beta erkek onun artığı sayılan kadının çocuğuna bakar. bu bilim falan değildir, kart horoz fantazisidir arkadaşlar.

burada deniyor ki: sperm hemen tekrar üretiliyor, o yüzden erkek yüzlerce çocuğa babalık yapabilir ama yumurta sınırlı, gebelik uzun, kadın en fazla 5-10 çocuğa analık yapar. hatta bir de ben ekleyeyim: doğumda ölme riski var, sağlığı bozuyor daha da seçici olmak lazım.

o zaman diyor ki erkek seçmez gerek yok, basar geçer ama kadın en süper erkeği seçmeye çalışır.

kardeşim evrimsel biyolojinin onlarca faktöründen işine gelen bir tanesini ayıramazsın. iyi genle gebe kalmaktan milyon kat önemli kriter "gebe kalmak"tır. senin mantığınla kadın eş falan seçmez. s*ker atar.

kadın yumurtası sınırlı olduğundan ve her ay azaldğından gebe kalmayı garantilemek ister. bu yüzden yatabildiği kadar adamla yatar. ne bilsin senin tipinden kısır olup olmadığını? bunun kanıtı da kadın orgazm süresinin uzunluğu ve ardışık ilişki yaşama kapasitesidir. erkek hele ilkel şartlarda 10 dakikada boşalırken kadın bir sonraki erkeğe geçip saatlerce devam edebilir. yani senin doğan çok eşliyse,kadın daha da çok eşli. öyle alfası betası yok.

kaldı ki sadece bu kertenkele beyni düzeyinde dürtülerle karar vermiyoruz. madem evrim dedik, sosyal evrim denilen bir mevzu var. bak kertenkele "işe" diyor ama yeri geliyor idrar yolunu yaralamak uğruna çiş tutuyoruz. koku bırakmama dürtüsü var avcılıktan, hijyen var...

evrim evrim, evrim önce gen çeşitliliği der. tek eşe gen dayandırmak evrimsel dezavantajdır.

kabile hayatında, tek babadan soy alan neslin genetik hastalık riskini açıklıyor mu "bir erkek tüm kadınlarla yatsın o da ben olayım" rüyaların? ensest tabusunun ve evliliğin çıkışı bu soyun takibidir zaten. o yüzden baba adı alınır.

tarihin ve kültürlerin içindeki onbinlerce uygulamadan işine geleni "insan doğası" diye göstererek, evrim deyip onlarca faktörden işine gelen üç tanesini alarak bilim olmaz. youtube kalbi kırık erkekler ağlama kanalı olur.