alışveriş yaparken satış danışmanı sanılmak

müşteri sanılmaktan daha iyi olacak bir durumdur.

her halta burnunu sokma ve yardım etme dürtüm yüzünden sürwkli başıma geliyor. kendimden yoruldum.

takım elbise ile alışveriş yaparken başımıza gelmiş olan.. daha kötüsü de oldu gerçi, 17-18 yaşlarındayken eve gidiyorum, elimde naylon poşet içinde 2 ekmek var, teyzenin biri balkondan seslendi, gel evladım sipariş buraya nereye gidiyorsun diye... çok esnaf bir tipim var anlaşılan..

iş başvurusunda bulunan kesin alırlar,
diye düşünüyordum.
insan kaynaklarının bu tarz kişileri çözmesi lazım.

ilgi veya yeteneğiniz olan yerde ek iş yapabilirsiniz, bilginiz yeter demiyorum, açığınızı kapatır çabuk uyum sağlarsınız.

örneğin elbiseleri seviyorsanız, elbise çeşitleri,özellikleri, kombin... bilmelisiniz, kalanı güncelleme ile ara ara tamamladınız.

not:bakmakla usta olunsa , köpekler (kediler) kasap olurdu.sadece bakmak veya tüketmek yetmez.

sinir bozan durum.

içimden, hayırdır yapram oradan tezgahtar olcak adama mı benziyorum? demek geçiyor

kimisinin aşırı tepki verip kendisini satış danışmanı sanan kişiyi terslediği bir durum. hayırdır nedir yani bi yerin mi düştü ben de müşteriyim de geç işte.

ya bir gun oyle bir sey basima geldi. adamin biri sorular sordu bir kiyafet hakkinda. ben de basladim anlatmaya ama nasil sikiyorum, nasil atiyorum. tezgahtarlarin hepsi de mesgul, bize bakan yok. neyse, tam adam tesekkur edip ayrilirken tezgahtarlardan biri yaklasti yardim icin ama adam farketmedi. basti gitti kasaya, odemeyi yapti.

gelen arkadasa `hocam senin isi yaptim bak. sayemde aldi. bana bir yuzde 10 indirim yaparsiniz herhalde.` cok guldu herif. zaten verecegi indirimi verdi muhtemelen ama, iyi oldu. herkesin isi goruldu.

ha, `bende tezgahtar tipi mi var?` diye alinan herkesi insanliga davet ediyorum. gelmezsiniz biliyorum ama insanlik bizde kalsin. doganiz hayvan, gelemezsiniz. kalin siz oyle, tamam. eksik/fazla kromozomlarinizla oturun orda.

bu arada, satis danismani artik tezgahtar kelimesinin yerini aldi. bunu da son derece geri zekalica buluyorum. tezgahtar kelimesinde ayiplanacak bir sey yok. isin kendisinde hele, hic yok.

orta yaş üstü kimselerin genç gördüğünden bunlar ni kadar yiwrum diyerek gerçekleştirebildiği hede.

markete girerken üzerinizde iş önlüğünüz varsa mutlaka başa gelebilecek bir durum. hele ki önlük rengi kırmızı ve girdiğiniz de bim market ise.

düzen aşkım yüzünden çoğu kez karşılaştığım durum. evimize yakın markette çalışanlar arkadaşım olduğu için reyonları dizmeme izin veriyorlardı. beni de çalışan sanıyorlardı ben de yardımcı oluyordum. tek eksiğim maaştı yani.

çantanız yanınızda yoksa ve tipiniz düzgünse karşılaşabileceğiniz durum.

bir kaç kere yaşadım ama terslemedim hiç sorduğu sorunun cevabı ben de varsa veririm yoksa görevlinin yerini gösteririm onu da bilmiyorsam bilmiyorum derim. belki de görevli olmam ile alakalı değildir normal bir soru sormuştur. ayrıca her yanlışı terslemiş olsak insanlığımızı nerede bırakmıştık kim bilir.

valla 20 senelik satış sektöründen sebep bana denk gelince yardımcı olurum sjsj

sanıldığım alanı biliyorsam ve de mağazada yabancı değilsem elimden geleni yapıyorum. teyze/amca her genç görüneni öyle sanıyor ya da öyle bir tipim mi var bilmiyorum ama onları hayal kırıklığına uğratmaktansa o an elimden geleni yapmak daha mantıklı geliyor. zaten bilmiyorsam "maalesef, ben de müşteriyim." diyorum. bunda anormal tavırlara girecek bir şey yok.
karşılıksız bir şey yapmak alerjik reaksiyon göstermiyor bende.

o yine iyi ben hayatımda ağzıma sigara sürmedim kadının biri havalimani geçiş yerindeki markette bana sigarayı sordu, hangisi iyidir mi dedi öyle bir şey sormuştu. sorabileceği en son kişiye sordu yani.

satış danışmanı nedir kuzum? hisse senedi mi alıyoruz. tezgahtar deyince hakaret mi edilmiş oluyor da insanlar bu lafı kullanmaktan kaçınır oldu. çoğu yerde mağaza personeli müşteriye yardımcı olmuyor bile. raf toplayıp yerleştiriyorlar o kadar. olur da bir şey sorar diye müşteriyle gözgöze gelmekten bile kaçınıyorlar üstelik. kaldı ki bunun 42 numarası var mı deyince akıl danışmış olmuyoruz.
insanların namusuyla yaptıkları her meslek onurludur. yaptığı işten utanıp yaldızlı ünvan arayanlara ise pek saygı duyamıyorum. sen önce kendin işine saygı duyacaksın.
ha işte bunlar yüzünden tezgahtar ile müşteri birbirine karışabiliyor. çünkü adamlar kendi işlerine yabancı.

böyle tiplerin direkt ağzına vuruyorum.

bozuntuya vermeden yardımcı olmaya çalışırım. beni aşan bir şey ise kasaya ya da elemana yönlendiririm.

güzel kombin yaptıysam sanmıyorlar da salaş tişört falan giyince çok denk geldiğim durum.

dün de açıköğretim sınavında görevli sandılar beni, çok resmi giymişim. kafama göre giyiyorum oysa

daha dün markette satış danışmanı sanıldım. kadının yüzüne nasıl baktıysam özür dilerim ne olur kusura bakmayın diyerek af diledi. halbuki bu kadar özüre gerek yoktu. olabilir insanlık halidir. hem satış danışman olsam ne olur? aman neyse ya.