allah'ın sözü olduğuna inanılan ayetler
başlık "kelenderis" tarafından 20.12.2020 20:14 tarihinde açılmıştır.
1.
ey inananlar, yemeğe davet edilmeden peygamberin evlerine gitmeyin, davet edilirseniz yemek vaktini beklemek üzere daha önce gitmeyin; fakat çağrılınca gidin ve yemek yiyince dağılın, konuşmak için uzun uzadıya oturmayın; şüphe yok ki bunlar, peygamberi incitir de utanır sizden ve allah'sa doğruyu söylemekten çekinmez ve kadınlarından bir şey istediğiniz zaman perde ardından isteyin; bu, sizin yürekleriniz bakımından da daha temizdir, onların yürekleri bakımından da ve allah'ın peygamberini incitmeniz caiz olmadığı gibi onun eşlerini de bundan böyle ebediyen almayın; şüphe yok ki bu, allah katında pek büyük bir günahtır.
ahzab 53 *
ahzab 53 *
devamını gör...
2.
şüphesiz allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.
nebe 33.*
nebe 33.*
devamını gör...
3.
arap olsam inanırdım.
devamını gör...
4.
surat astı ve yüz çevirdi, kendisine o kör geldi diye.. (abese suresi)
resulullah, bir kafir ile tartışırken, resulullah'ın sesini duyan bir kör yanına gelir ve kendisine kuran-ı kerim okumasını ister. resulullah tartışmada olduğu için birazdan okurum der, kör o kadar ısrar eder ki, resulullah yüzünü ekşitir ve körden yüzünü çevirir. işte bunun üzerine bu ayetler iner.
resulullah, bir kafir ile tartışırken, resulullah'ın sesini duyan bir kör yanına gelir ve kendisine kuran-ı kerim okumasını ister. resulullah tartışmada olduğu için birazdan okurum der, kör o kadar ısrar eder ki, resulullah yüzünü ekşitir ve körden yüzünü çevirir. işte bunun üzerine bu ayetler iner.
devamını gör...
5.
uçkuruna düşkün saray yalaması bel'amların, anlamını bozamayacağı kadar hakikat içeriklidirler.
yunus 38,
isra 88,
kulumuza (muhammed’e) parça parça indirdiğimiz şeyden şüpheniz varsa allah ile aranıza koyduğunuz ulu kişilerinize yalvarın da ondakine denk bir sure getirin. iddianızda haklı iseniz yaparsınız!
bunu yapmazsanız ki asla yapamayacaksınız; o zaman tutuşturucusu insanlar ve taşlar olan o ateşe karşı kendinizi koruyun. orası kâfirler için hazırlanmıştır
bakara 23 24.
rum 41.
zariyat 38,
hicr 22.
yunus 38,
isra 88,
kulumuza (muhammed’e) parça parça indirdiğimiz şeyden şüpheniz varsa allah ile aranıza koyduğunuz ulu kişilerinize yalvarın da ondakine denk bir sure getirin. iddianızda haklı iseniz yaparsınız!
bunu yapmazsanız ki asla yapamayacaksınız; o zaman tutuşturucusu insanlar ve taşlar olan o ateşe karşı kendinizi koruyun. orası kâfirler için hazırlanmıştır
bakara 23 24.
rum 41.
zariyat 38,
hicr 22.
devamını gör...
6.
febieyyi alai rabbikuma tukezziban?
devamını gör...
7.
arap mitolojsinin sözleri ne zaman bir tanrının sözü oldu ki? bunu geç allah dahi arap mitolojsinin bir karakteridir. binlerce yıl önce ki sümer mitolojisi ve arap mitolojsinin karışımı tanrı el (arapça ilah, el lah: al lah) günümüzde hâlâ kendisini koruyan ve sayıklayan bir iki kültürün ortak mitolojik kahramanıdır. vazgeçin bu arap mitolojisi inancından, resmen insanlığın uydurduğu bir şeye inanıyor milyarlarca insan. dinler, afyon diye boşuna demiyorlar.
devamını gör...
8.
tüm kuran ayetleri allah'ın sözüdür.
her geçen gün bunun doğruluğunun daha fazla kanıtını görüyoruz:
emre1974tr.blogspot.com/201...
her geçen gün bunun doğruluğunun daha fazla kanıtını görüyoruz:
emre1974tr.blogspot.com/201...
devamını gör...
9.
ey inanan kullarım, çekinin rabbinizden;
bu dünyada iyilik eden kişileredir iyilik ve allah'ın yeryüzü geniştir;
sabredenlerin mükafatları sayısız bir surette ödenir.
görmüyor musun; allah gökyüzünden su indiriyor da
onu yerin içindeki kaynaklara yürütüp-geçiriyor;
sonra onunla çeşitli renklerde ekinler çıkarıyor.
sonra görüyorsun ki bunlar kurumaya başlıyor,
böylece sararıp sadece çer çöp olmuş kırıntılar kılıyor.
(işte sizin dünya hayatınız da buna benziyor)
şüphesiz bunda akıl ve gönül sahipleri için mutlak bir ibret vardır
hesap günü geldiğinde
azapların en ağırı karşısında yüzünü koruyacak kimdir?
ve zalime "dünyada kazandıklarının tadına bak" diyecek olan?
şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
sonra siz, hesap günü rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız.
rableri katında onlar için diledikleri her şey vardır.
işte güzel düşünüp güzel davrananların ödülü budur.
allah'ın doğru yola ilettiğini de saptıracak kimse yoktur.
allah, herşeyin mutlak galibi ve bütün kötülüklerin karşılığını verecek bir intikam sahibi değil midir?
insan bir sıkıntıya düştüğünde bize yakarır.
ona tarafımızdan bir nimet tattırdığımızda ise
“bilgim sayesinde bu benim oldu” der.
oysa o bir imtihandır,
fakat çokları bunu bilmez.
onlardan öncekiler de böyle söylemişlerdi
ama kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı.
sonunda, kazanmış olduklarının çirkinlikleri yakalarına yapışmıştı.
onlardan zulmedenlere de kazandıklarının kötülükleri gelip çatacaktır.
ve onlar bunu önleyemeyecektir.
onlar bilmiyor mu ki allah,
dilediği kimsenin rızkını genişletir,
dilediğininkini de daraltır?
inanan bir topluluk için bunda elbette dersler vardır.
-
onlara “gökleri ve yeri kim yarattı?” diye soracak olsan,
“allah” diyecekler. o zaman söyleyin bana,
eğer allah bana bir zarar vermek istese,
allah'tan başka yakardıklarınız onun verdiği zararı giderebilir mi?
veya o benim için bir rahmet murad etse, onun rahmetine engel olabilirler mi?
de ki: “allah bana yeter. kendilerine dayanak arayanlar o’na güvenip dayansınlar.”
de ki:
"ey halkım, bildiğinizi yapın, ben de yapacağım. ileride bileceksiniz:
hor ve hakir edici bir azap kime gelir, kalıcı bir azap kime inermiş.
de ki:
"ey allahım!
ey gökler ve yeri yaratan,
ey görülmeyeni ve görüleni bilen!
sen hüküm vereceksin kulların arasında,
ihtilaf ettikleri şeyleri hakkında."
yeryüzünde ne varsa hepsi,
hattâ bir o kadarı daha o zulmedenlerin olsa,
kıyamet gününde o kötü azaptan kurtulmak için hepsini feda ederlerdi.
çünkü hiç hesaba katmadıkları şeyler allah tarafından karşılarına çıkmıştır.
kazandıkları günahların kötülüğü onlara aşikâr hale gelmiş
ve alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatmıştır.
-
tâ ki, öyle bir gün geldiğinde kişi
“allah'a karşı işlediğim kusurlar yüzünden
yazıklar olsun bana ki alay edenler arasındaydım!” demesin.
yahut "allah bana kılavuzluk etseydi
elbette ben de sakınanlardan olurdum."
veya azabı gördüğünde
"bana bir kez daha imkân verilseydi de güzel düşünüp güzel davrananlardan olsaydım!"
hayır! ayetlerim sana geldi de onları hemen yalanlayıverdin;
büyüklük tasladın ve inkâr edenlerden oldun.
allah'a karşı yalan uyduranların kıyamet günü yüzlerinin kapkara kesildiğini görürsün.
kibirlenenler için cehennemde yer bulunmaz mı?
herkese yaptığı işin karşılığı tastamam ödenir.
aslında allah onların yaptıklarını daha iyi bilmektedir.
kötülükten sakınanları ise, allah,
muratlarına ermelerine vesile olan iyilikleriyle kurtarır.
artık onlara hiçbir kötülük dokunmaz;
hiçbir şeye de üzülmezler.
yalnız allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol
rablerine karşı gelmekten sakınanlar da bölük bölük cennete sevk edilirler.
oraya vardıklarında cennetin kapıları açılır ve bekçileri
“esenlik ve güvenlik artık size (selâmun aleykum)
tertemiz geldiniz/dünyâda pâk olmuştunuz.
ebediyen kalmak üzere girin içeriye.”
bu dünyada iyilik eden kişileredir iyilik ve allah'ın yeryüzü geniştir;
sabredenlerin mükafatları sayısız bir surette ödenir.
görmüyor musun; allah gökyüzünden su indiriyor da
onu yerin içindeki kaynaklara yürütüp-geçiriyor;
sonra onunla çeşitli renklerde ekinler çıkarıyor.
sonra görüyorsun ki bunlar kurumaya başlıyor,
böylece sararıp sadece çer çöp olmuş kırıntılar kılıyor.
(işte sizin dünya hayatınız da buna benziyor)
şüphesiz bunda akıl ve gönül sahipleri için mutlak bir ibret vardır
hesap günü geldiğinde
azapların en ağırı karşısında yüzünü koruyacak kimdir?
ve zalime "dünyada kazandıklarının tadına bak" diyecek olan?
şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
sonra siz, hesap günü rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız.
rableri katında onlar için diledikleri her şey vardır.
işte güzel düşünüp güzel davrananların ödülü budur.
allah'ın doğru yola ilettiğini de saptıracak kimse yoktur.
allah, herşeyin mutlak galibi ve bütün kötülüklerin karşılığını verecek bir intikam sahibi değil midir?
insan bir sıkıntıya düştüğünde bize yakarır.
ona tarafımızdan bir nimet tattırdığımızda ise
“bilgim sayesinde bu benim oldu” der.
oysa o bir imtihandır,
fakat çokları bunu bilmez.
onlardan öncekiler de böyle söylemişlerdi
ama kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı.
sonunda, kazanmış olduklarının çirkinlikleri yakalarına yapışmıştı.
onlardan zulmedenlere de kazandıklarının kötülükleri gelip çatacaktır.
ve onlar bunu önleyemeyecektir.
onlar bilmiyor mu ki allah,
dilediği kimsenin rızkını genişletir,
dilediğininkini de daraltır?
inanan bir topluluk için bunda elbette dersler vardır.
-
onlara “gökleri ve yeri kim yarattı?” diye soracak olsan,
“allah” diyecekler. o zaman söyleyin bana,
eğer allah bana bir zarar vermek istese,
allah'tan başka yakardıklarınız onun verdiği zararı giderebilir mi?
veya o benim için bir rahmet murad etse, onun rahmetine engel olabilirler mi?
de ki: “allah bana yeter. kendilerine dayanak arayanlar o’na güvenip dayansınlar.”
de ki:
"ey halkım, bildiğinizi yapın, ben de yapacağım. ileride bileceksiniz:
hor ve hakir edici bir azap kime gelir, kalıcı bir azap kime inermiş.
de ki:
"ey allahım!
ey gökler ve yeri yaratan,
ey görülmeyeni ve görüleni bilen!
sen hüküm vereceksin kulların arasında,
ihtilaf ettikleri şeyleri hakkında."
yeryüzünde ne varsa hepsi,
hattâ bir o kadarı daha o zulmedenlerin olsa,
kıyamet gününde o kötü azaptan kurtulmak için hepsini feda ederlerdi.
çünkü hiç hesaba katmadıkları şeyler allah tarafından karşılarına çıkmıştır.
kazandıkları günahların kötülüğü onlara aşikâr hale gelmiş
ve alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatmıştır.
-
tâ ki, öyle bir gün geldiğinde kişi
“allah'a karşı işlediğim kusurlar yüzünden
yazıklar olsun bana ki alay edenler arasındaydım!” demesin.
yahut "allah bana kılavuzluk etseydi
elbette ben de sakınanlardan olurdum."
veya azabı gördüğünde
"bana bir kez daha imkân verilseydi de güzel düşünüp güzel davrananlardan olsaydım!"
hayır! ayetlerim sana geldi de onları hemen yalanlayıverdin;
büyüklük tasladın ve inkâr edenlerden oldun.
allah'a karşı yalan uyduranların kıyamet günü yüzlerinin kapkara kesildiğini görürsün.
kibirlenenler için cehennemde yer bulunmaz mı?
herkese yaptığı işin karşılığı tastamam ödenir.
aslında allah onların yaptıklarını daha iyi bilmektedir.
kötülükten sakınanları ise, allah,
muratlarına ermelerine vesile olan iyilikleriyle kurtarır.
artık onlara hiçbir kötülük dokunmaz;
hiçbir şeye de üzülmezler.
yalnız allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol
rablerine karşı gelmekten sakınanlar da bölük bölük cennete sevk edilirler.
oraya vardıklarında cennetin kapıları açılır ve bekçileri
“esenlik ve güvenlik artık size (selâmun aleykum)
tertemiz geldiniz/dünyâda pâk olmuştunuz.
ebediyen kalmak üzere girin içeriye.”
devamını gör...
10.
andolsun ki, biz onlardan öncekileri de,
belâlarla, felâketlerle ağır imtihanlardan geçirdik.
elbette allah imanlarında samimi olanların kimler olduğunu bilecek;
yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.
yoksa kötülükleri işleyip duranlar elimizden kurtulacaklarını mı sandılar?
ne kötü bir yargıya varıyorlar öyle?
kim allah'a kavuşmayı ümit ediyorsa, bilsin ki,
allah'ın belirlediği vakit mutlaka gelecektir. o her şeyi işitir, her şeyi bilir.
kim çaba harcarsa, kendisi için gayret etmiş olur.
çünkü allah'ın âlemlerden hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.
inanan ve iyi işler yapanları elbette iyilerin arasına sokacağız.
rızkı allah katında arayın; o'na kulluk edin, o'na şükredin.
o'na döndürüleceksiniz.
yalanlayacak olursanız, bilin ki sizden önceki ümmetler de peygamberlerini yalanlamıştı.
peygambere düşen ise, açıkça tebliğ etmekten ibarettir.
de ki: "yeryüzünde dolaşın da yaratılışın nasıl başladığına bir bakın.
ileride allah öteki oluşmaya da vücut verecektir. allah, her şeye kadîr'dir.
o dilediğine azap verir, dilediğine merhamet eder.
siz de onun huzuruna götürüleceksiniz.
siz ne yerde ne de gökte kimseyi âciz bırakamazsınız. ve sizin,
allah'tan başka ne bir dostunuz vardır ne de bir yardımcınız.
azabı senden çarçabuk istiyorlar. eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara elbette gelmiş olacaktı.
fakat o, hiç farkında olmadıkları bir sırada kendilerine ansızın geliverecektir.
bunda kuşku yok.
gün olur, azap onları tepelerinden, ayaklarının altından sarıverir ve der:
"tadın bakalım, yapıp ettiklerinizi."
her nefis ölümü tadacaktır; sonra bize döndürüleceksiniz
iman ederek güzel işler yapanları,
ebediyen kalmak üzere, cennette altlarından ırmaklar akan en yüksek makamlara yerleştireceğiz.
çalışanların ödülü ne güzeldir! onlar ki sabrettiler ve yalnız rablerine dayanıp güvendiler.
nice canlı var ki rızkını taşıyamaz,
onları da sizi de allah besler. o, işitendir, bilendir.
allah kullarından dilediğinin rızkını genişletir, dilediğininkini belli bir ölçüyle verir. allah her şeyi bilir.
onlara, "gökten suyu kim indirdi de onunla toprağı ölümünden sonra canlandırdı?" diye sorsan,
mutlaka "allah!" derler. de ki: "hamd allah'a dır. fakat onların çokları akletmiyorlar."
bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka şey değil.
âhiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur.
keşke bilmiş olsalardı!
nankörlük etsinler verdiklerimize, nasiplenedursunlar.
yakında öğrenirler.
bizim uğrumuzda didinenleri biz, yollarımıza elbette ulaştıracağız.
allah, güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir.
belâlarla, felâketlerle ağır imtihanlardan geçirdik.
elbette allah imanlarında samimi olanların kimler olduğunu bilecek;
yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır.
yoksa kötülükleri işleyip duranlar elimizden kurtulacaklarını mı sandılar?
ne kötü bir yargıya varıyorlar öyle?
kim allah'a kavuşmayı ümit ediyorsa, bilsin ki,
allah'ın belirlediği vakit mutlaka gelecektir. o her şeyi işitir, her şeyi bilir.
kim çaba harcarsa, kendisi için gayret etmiş olur.
çünkü allah'ın âlemlerden hiçbir şeye ihtiyacı yoktur.
inanan ve iyi işler yapanları elbette iyilerin arasına sokacağız.
rızkı allah katında arayın; o'na kulluk edin, o'na şükredin.
o'na döndürüleceksiniz.
yalanlayacak olursanız, bilin ki sizden önceki ümmetler de peygamberlerini yalanlamıştı.
peygambere düşen ise, açıkça tebliğ etmekten ibarettir.
de ki: "yeryüzünde dolaşın da yaratılışın nasıl başladığına bir bakın.
ileride allah öteki oluşmaya da vücut verecektir. allah, her şeye kadîr'dir.
o dilediğine azap verir, dilediğine merhamet eder.
siz de onun huzuruna götürüleceksiniz.
siz ne yerde ne de gökte kimseyi âciz bırakamazsınız. ve sizin,
allah'tan başka ne bir dostunuz vardır ne de bir yardımcınız.
azabı senden çarçabuk istiyorlar. eğer belirlenmiş bir süre olmasaydı, azap onlara elbette gelmiş olacaktı.
fakat o, hiç farkında olmadıkları bir sırada kendilerine ansızın geliverecektir.
bunda kuşku yok.
gün olur, azap onları tepelerinden, ayaklarının altından sarıverir ve der:
"tadın bakalım, yapıp ettiklerinizi."
her nefis ölümü tadacaktır; sonra bize döndürüleceksiniz
iman ederek güzel işler yapanları,
ebediyen kalmak üzere, cennette altlarından ırmaklar akan en yüksek makamlara yerleştireceğiz.
çalışanların ödülü ne güzeldir! onlar ki sabrettiler ve yalnız rablerine dayanıp güvendiler.
nice canlı var ki rızkını taşıyamaz,
onları da sizi de allah besler. o, işitendir, bilendir.
allah kullarından dilediğinin rızkını genişletir, dilediğininkini belli bir ölçüyle verir. allah her şeyi bilir.
onlara, "gökten suyu kim indirdi de onunla toprağı ölümünden sonra canlandırdı?" diye sorsan,
mutlaka "allah!" derler. de ki: "hamd allah'a dır. fakat onların çokları akletmiyorlar."
bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka şey değil.
âhiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur.
keşke bilmiş olsalardı!
nankörlük etsinler verdiklerimize, nasiplenedursunlar.
yakında öğrenirler.
bizim uğrumuzda didinenleri biz, yollarımıza elbette ulaştıracağız.
allah, güzel düşünüp güzel davrananlarla mutlaka beraberdir.
devamını gör...
11.
tanımlanarak kabul edilen allah kavramı ile doğrudan görüşüp anlaşılabilmesi, doğrulanıp kanıtlanması imkansız olduğuna göre söylem ve tez yanlış değildir. bu, inanıp inanmamakla ilgili bir sorundur. inanırsınız vardır, inanmazsınız yoktur.
devamını gör...
12.
evrenin varlığı, yaratıcıyı doğrular. atayistlerin istediği gibi duyu organlarıyla tanrı'yı algılamak, tanrı'nın özelliğine ters olabilir.
" o hiçbir şeye benzemez"
(bkz: şûrâ 11)
"gözler onu göremez"
(bkz: en'am 103)
tanrı'nın hiçbir şeye benzememesi, onu duyu orfanlarıyla asla algılayamayacağımız anlamına gelir; lakin bu ister inan ister inanma basitliğinde anlaşılamaz. çünkü, kitabın içeriği bu görüştekilere meydan okur.
(bkz: yunus 38)
60 yıldır, 50 küsür hökümet değişti. her hökümette 400 küsür millet vekili ve 1000'lerce danışmanı bir oldukları halde ülkeye adaleti, üretimi ve refahı getiremediler. dün ak dediklerine bugün kara diyorlar. bilim ise sürekli eleyerek, dünkü doğrularını çürüterek ilerliyor. bu muhammed nasıl bir deha imiş ki
devlet mallarını zenginlere değil; devlete, yoksullara, garibanlara, yetimlere ve yoloğluna veriyor.
(bkz: haşr7)
patronların büyüyüp devlete kafa tutmasını önlüyor.
(bkz: bakara 219)
(bkz: tevbe 34 35)
patron ile işçisini tüketim bazında eşitliyor.
(bkz: nahl 71)
maktülün ailesinin yanan ateşini söndürüyor ve katilin canını maktülün ailesinin ellerine bırakıyor.
(bkz: bakara 179)
ekonominin ırzına geçen fayizi yasaklıyor.
(bkz: bakara 179)
işi ehline verip kimseye haksızlık etmiyor.
nisa 58.
bekarları evlendiriyor
(bkz: nur 32)
okumayı emrediyor.
düşmanların emellerini caydıracak süper güç olmayı emrediyor.
(bkz: enfal 60)
vs.
bunun dışında göğün genişlemesi
zariyat 47.
yoğunluğu farklı suların birbirine karışmaması.
(bkz: rahman suresi) celal şengör onaylı.
rüzgarların tohum aşılaması
(bkz: hicr 22)
denizlerin ve karaların kirletilmesi yüzünden iklim değişikliği.
rum 41 vs.
gibi son bir asırda ortaya çıkmış bilimsel çalışmaların sonuçlarını biliyor. iş böyleyse, bunu muhammed uyduruyorsa sayın ateyistler, deyistler ve adayları layikçiler bu adam sizin taptığınızı ne yapar?
bir kıyaslayın hele!
" o hiçbir şeye benzemez"
(bkz: şûrâ 11)
"gözler onu göremez"
(bkz: en'am 103)
tanrı'nın hiçbir şeye benzememesi, onu duyu orfanlarıyla asla algılayamayacağımız anlamına gelir; lakin bu ister inan ister inanma basitliğinde anlaşılamaz. çünkü, kitabın içeriği bu görüştekilere meydan okur.
(bkz: yunus 38)
60 yıldır, 50 küsür hökümet değişti. her hökümette 400 küsür millet vekili ve 1000'lerce danışmanı bir oldukları halde ülkeye adaleti, üretimi ve refahı getiremediler. dün ak dediklerine bugün kara diyorlar. bilim ise sürekli eleyerek, dünkü doğrularını çürüterek ilerliyor. bu muhammed nasıl bir deha imiş ki
devlet mallarını zenginlere değil; devlete, yoksullara, garibanlara, yetimlere ve yoloğluna veriyor.
(bkz: haşr7)
patronların büyüyüp devlete kafa tutmasını önlüyor.
(bkz: bakara 219)
(bkz: tevbe 34 35)
patron ile işçisini tüketim bazında eşitliyor.
(bkz: nahl 71)
maktülün ailesinin yanan ateşini söndürüyor ve katilin canını maktülün ailesinin ellerine bırakıyor.
(bkz: bakara 179)
ekonominin ırzına geçen fayizi yasaklıyor.
(bkz: bakara 179)
işi ehline verip kimseye haksızlık etmiyor.
nisa 58.
bekarları evlendiriyor
(bkz: nur 32)
okumayı emrediyor.
düşmanların emellerini caydıracak süper güç olmayı emrediyor.
(bkz: enfal 60)
vs.
bunun dışında göğün genişlemesi
zariyat 47.
yoğunluğu farklı suların birbirine karışmaması.
(bkz: rahman suresi) celal şengör onaylı.
rüzgarların tohum aşılaması
(bkz: hicr 22)
denizlerin ve karaların kirletilmesi yüzünden iklim değişikliği.
rum 41 vs.
gibi son bir asırda ortaya çıkmış bilimsel çalışmaların sonuçlarını biliyor. iş böyleyse, bunu muhammed uyduruyorsa sayın ateyistler, deyistler ve adayları layikçiler bu adam sizin taptığınızı ne yapar?
bir kıyaslayın hele!
devamını gör...