altı dükkan üstü daire döneminin kapanması

yazık, bunun için 41 bin küsür insanın ölmesi gerekiyormuş.

oturduğu evin altı dükkan olan bne...

ya arkadaş bilim insanlarına danışmadan, kafanıza göre niye böyle saçma sapan kararlar veriyorsunuz? o dükkanlara da ihtiyacımız var. zemine ve fay hattına olan mesafeye göre gerçekten sağlam yapılar ortaya çıkaracak yönetmelikler hazırlayın ve her şey olması gerektiği gibi olsun. bir mahalle kuracaksınız, 1 tane bile dükkan yok. bakkal, kasap, manav, market, banka nerede olacak?

murat kurum konu liyakat ise sen de inşaat mühendisisin. seni o makama atayan rte'den emir almadan kendin olması gerektiği gibi bir proje ortaya çıkar. inşaat mühendisi olmayan birisinden talimat alacaksan senin şehircilik bakanı olarak orada oturmana bir etkisi yok o diplomanın. yırt at!

edit: ya bi de ''nihayet'' yazmış başlığı açan gereksiz. allahım sen sabır ver.

uygulanabilir bir sistem değildir; en azından kısa vadede. tüm ülkeyi yıkıp yeni baştan yapacağız anlamını taşır bu söz. şehir denilen mekanlarda binaların altı dükkandır. bu bizde de böyledir. benim gidip gördüğüm yabancı ülkelerde de böyleydi. google edince neredeyse tüm dünyada da böyle olduğunu görüyoruz.
berberi nereye koyacaksın mesela? küçük esnafın toplanacağı siteler mi yapacaksın? mahallede 30 tane berber o kadar da kuaför var, berberler kuaförler sitesi açacaksın zaar. bu bir örnek. mahallenizi bir gözden geçirin, anlayacaksınız yapıyı. mahallelerde esnafa yer mi ayıracaksınız.
akopli bir bakanın gaz almaya yönelik, boş beleş bir açıklamasıdır.

buna karar vermek için bunca insanın ölmesi mi lazımdı? diye sorulması elzem olan mesele...

bas bas bağırdık, o gerizekalı dükkan sahipleri, üç metre kare daha yer kapacak diye kolonları kesiyor ve sonunda o allah gelse yıkılmaz dediğiniz binalar bile yıkılıyor diye. gerizekalı mısınız yoksa zaman zaman gerizekalı rolü mu oynuyorsunuz? zümrüt apartmanı'ndan dersinizi almadınız mı? kendisi allah gelse yıkamaz yapılarınızdan değil miydi? hakkında yapılan onca haber, mimari incelemeler, öğrenciye örnek teşkil eden vak'a ve yapı olarak en önemli örnek oydu. cidden şaka mısınız?
illa yine binlerce kişinin ölmesi ve işin ucunun kendinize dokunması mı lazımdı?

yahu bir kararı da düzgün verin bir tanesini. sorun ev altı dükkan olması mı? peki depremin göbeğinde mutfak eşyası satan mağaza ve onun olduğu binada neden tek bir sıkıntı çıkmadı?

sorun iş yerlerinin olması değil sayın yetkili, sorun o binaların yapılışı. artık kim izin veriyorsa binaların kağıt gibi olmasına, 1 metre temel atan müteahhitlerin değişmesi gerek. nedense siz hariç herkeste her şeyde suç var.

demek ki istenilince bir şeyler yapılabiliyormuş

saçma sapan bir karardır.

özellikle istanbulda yaşayanlar, şöyle bir düşünün.
avmler dışında hangi dükkanlar bir binanın altında değil?

market, kasap, bakkal, terzi, berber, restoran, cafe hangisi?

bu liste böyle uzar gider.

bir dükkanın "kolon kesmesini" önlemek için, dükkanların komple kalkması kadar kolaya kaçan bir saçmalık olur mu?

bu işin çözümü basit. önce kolon kestiği belirlenen kişilere bilinçli taksirle öldürmekten verin cezaları.

sonrasında dükkanlar için yeni bir zorunlu dask uygulaması çıkarın, trafik muayenesi gibi yılda bir gün dükkana eksper gelsin ve dükkanı gerçek değerinden sigortalamak zorunlu olsun.

yapmadı mı? ruhsat iptaliyle karşı karşıya kalsın.

bu iş bu kadar basit. yargıtay abuk subuk ilke kararlarıyla yazmıyor mu yasayı sanki. kolonu kesilen işletme sahibine verdir cezayı tck'dan bir madde kapsamına sokup. gerekirse bir madde ekle oraya.

ama yok. topu bir yöne atıp tüm sorumluluktan kaçmak çok daha kolay.