ankesörlü telefon kullanan nesil

jetonlusuna pek yetişemedim ama kartlısını çok kullandım. cep telefonum olduğu zamanda kullandım.

jetonlu, kontörlü bile kullandım lan. sen düşün artık.

ona yetişemedim. 98 den beridir cep telefonu var hayatımda. yetişemedim derken kullanmadım yoksa gördüm yani.

öyle uzun uzun konuşamazdın telefonda. jetonu atar, hal hatır sorar kapatırdın. sanırım onların boy boy olanları vardı. büyük olanla daha uzun konuşabiliyordun. ha bir de jeton takılırdı, türk usulü yandan vurarak düşürürdük jetonu. ne günlerdi yaw.

en çok üzüldüğüm amerikan filmlerinde olduğu gibi bozuk parayla değil jetonla çalışmasıydı.




karizmatik bir şekilde hey dostum çeyrekliğin var mı diyemeden kartlı telefona geçtik.

en komiği de jetonların 3 boy olmasıydı.

bu jetonları atıyormuş gibi yapıp da atmayınca yine de telefon çalışıyor diye bir efsane vardı ama deneme fırsatım olmadı hiç. keşke deneseydim. bu arada en sevdiğim tek mekan filmlerinden 2002 yapımı "telefon kulübesi" geldi aklıma. izlemeyenlere tavsiyemdir hem de film boyunca sadece ankesörlü telefon var.

bir de jeton atmadan aranan (122 olacak yanlış hatırlamıyorsam) telefon arıza hattı vardı. dönemin tüm çocuklarının arayıp saçma şeyler söylediği hat. çalışanları cennetlik.

hala aramızda olan nesildir.
jetonları biliyorum ama o dönem çocuk olduğum için kullandım desem yalan olur.
ancak askerde ve üni'nin ilk yılında çok kullanmıştım.

yeni aldığım dizüstü bilgisayar arıza verince servisteki eleman değişim talep edelim dedi.
bilgisayar istanbul'a gitti ancak ses soluk yok.
cep telefonu hattımda çok fazla dk olmadığı için ben de ankesörlüden arayıp durumu soruyordum.
yaklaşık 5-6 ay sonra üst modeli ile yenilendi bilgisayarım, hem de fark vermedim.

ilkokulumda telefon yasaktı. aileyle görüşmek için müdür yardımcısına gitmek ve aileyi aratmak gerekiyordu. müdür yardımcısı da çoğu zaman yerinde olmuyordu. çözümü en son okulun girişine ankesörlü telefon koymakta buldular. 1 dakikalık ücretsiz konuşma hakkımızla kimi istersek arayabiliyorduk.

sarı altıgen kulübelerin içinde kocaman, köşeli, hatrımda turuncu olarak kalan, 3 ayrı jeton boyutuna göre delikleri olan telefonu kullanan nesildir. hâlâ 1 tane küçük jetonu saklarım. jeton sallarsın, şıkırdayarak hazneye düşer ve bir bip sesi duyarsın. telefon açıldıktan sonra ne zaman kapanacağını tam kestiremediğinden hızlı cümlelerle cezaya öykünürcesine hızlı cümlelerle konuşur ve sadece demek istediğini der kapatırsın. hey gidi. masal gibi lan şimdi anlatılınca. başka bir evren, başka bir dünya hissi geliyor bunları anımsayınca.

son demlerine yetiştim ünivde...sonra kartlılar çıktı, uzay mekiği gibi geliyordu bize onlar, kartımız olmasa bile o tuşlara çat çat çat basmak hoşumuza giderdi. kartında kontör var mı lan? kartlılar ile ilgilide bir sürü efsane çıktı sonra, yok o siyah şeritten mıknatıs geçirirsen dolarmış, yok kaset şeridini oraya yapıştırırsan olurmuş...

mahallelerde, işyerlerinde, çarşıda, metro istasyonlarında, yani kısacası insan yoğunluğunun yaşandığı yerlerde kartla veya jetonla kullanılan ankesörlü telefonları kullanmış nesildir. ankesörlü telefonlar, cep telefonlarının çıkmasıyla tarihe karışmış gibi görünse de bazı şehir noktalarında ankesörlü telefon hizmeti sürüyor ve kullananlar da bulunmaktadır. karadeniz kenti ordu'da 300 veya 350 civarında ankesörlü telefon bulunuyor ve ankesörlü telefonlar kentte hâlâ revaçtalar. bir zamanlar önünde uzun kuyruklar olurdu, şimdi ise kullanan yok denecek kadar azaldı. tabi, eskiden olduğu gibi jeton kullanma dönemi sona erdi, kartlar ile kullanılıyor. bu kartlar ile sabit hat aradığında 40 dakika, cep telefonu arandığında da 10 dakika konuşma süresi var. kartlar, bazen tek seferde, bazen de birden fazla seferde de kullanılabiliyor. ankesörlü telefon uygulaması cep telefonu kullanmanın ve taşımanın yasak olduğu askerlikte, kışlalarda da bulunan bir haberleşme sistemiydi. şimdi askerlikte cep telefonu ile konuşma yasağının sürüp sürmediği konusunda bilgim yok ama gurbette olanlar ve askerlik vazifesi yapan gençler, ankesörlü telefonlar ile epey bir hemhal olmuşlardır.

çok net hatırlıyorum. evimizin önünde bu sarı kulübeden vardı. içine girip telefon tuşlarına rastgele basıp oynuyorduk * *