askerde nöbet tutarken kurt görmek

bizim bir arkadaş vardı askerde köylüydü,onlar kurt'a canavar diyorlarmış bir gün birlikte nöbet tutarken canavar gördüm diyerek beni dumur etmişti bak aklıma geldi şimdi..

bir pars görmek değildir.

asker dönüşünde, "kurt sürüsünün saldırısına uğradım, silahta mermide yok olsa da sıkmamıza izin vermiyorlardı, çektim kasaturayı üstüme gelene sapladım kızım neden inanmıyorsun" şeklinde abartılarak anlatılacak ahvali infialdir.

askerlik yapılan yere göre çok da anormal olmayan durum. yalnız birçok zaman askerin hüsnü kuruntusudur bu.

zırhlı birliklerde askerlik yapanlar daha iyi bilir, orada sürekli garaj nöbeti vardır. etimesgut'ta zırhlı araç garajı taburun baya dışında açık bir arazide sadece arkası ve üstü kapalı olan bir yerdedir. yine bir gece selçuk adında kayserili bir arkadaşla garaja nöbete götürüldük. nöbeti teslim aldık öyle takılıyoruz. kurbağalar falan yanıbışımızda takılıyor, türlü börtü böcek sesleri eşliğinde yanımızda kasatura ile nöbet tutuyoruz. g3 bile vermiyorlar, verseler mermi vermezler zaten. iyi ki de vermiyorlar.
nöbetin ilk saati bitmedi daha. bu kayserili selçuk ileride bir şeyler gördüğünü söyledi. ulan bakıyorum köpek büyüklüğünde bir hayvana benziyor. belki tilki belki çakal. kurt desen o bile olamaz. küçük anasını satayım. peki bizim kayseri'nin bağrından kopan selçuk bu hayvanın ne olduğunu iddia etti? domuz. karanlıkta şöyle 'ne diyon lan' der gibi baktım buna. hadi ben istanbul doğma büyüme insanım ama domuzu da 200 metreden tanırsın be kardeşim. neyse bu selçuk baktım zırhlı araca tırmanıyor. herif nöbet bitene kadar inmedi ben kurbağalarla nöbet tuttum.
işin enteresan tarafı biz bu nöbeti tutarken usta birlikleri açıklanmıştı. bu arkadaşın yeri ya cizre ya silopi olması lazım. orada ne bok yedi bilmiyorum ama onun için çok iyi gittiğini sanmıyorum.