askere gideceklere tavsiyeler

iki kutu ayakkabı boyası, tırnak makası, jilet götürsünler yanlarında. banyo permatiklerinden de olsun. peçeteyi bim marketten alsınlar 200 adetli olanlarından. 3 tl bile değil muhtemelen. tuvalet ihtiyacı için lazım olacak. herkesle içli dışlı olmasınlar. sabunu ve şampuanı da ucuzundan alın. kantindekiler pahalı. sonuçta yenilmeyecek bunlar, kullanılacak. liste böyle uzar gider. devletin postaneden gönderdiği ptt kart'a yol parası yatacaktır muhtemelen ve üzerine para yatırın. kantinlerde nakit para geçmiyor çünkü.

gitme. hadi gittin, salak olmayı öğren. vasıfsız biri gibi takıl. abinizi dinleyin.

öyle fazla eşya götürmeyin, fazladan don atlet ve iyi bir tıraş takımı yeterlidir bir de diş macunu ve fırçası. geri kalanı tepeden tırnağa tsk veriyor. ben acemi birliğine bir el çantası ile gittim iki valizle döndüm , sen hesap et.

bunun dışında ayık olun, mal gibi takılmayın safa da yatmayın, hele ki uyanık hiç olmayın. öperler. işinizi yapın, göze batmayın. adam olun lan!

öyle çok iyi bir tıraş takımına gerek yok bence. köpüğüm sürekli yer değiştirirdi *. en son koğuşun ortasında küfür ettim yer değiştiren için. bir daha olmadı. sonra her hafta köpük aldım. hiç görmediğim birileriyle ortak kullandık. tıraş olmaktan yüzüm keçeye dönünce köpüğüde bıraktım zaten.

gitmeyin. yazılım üzerine kitap yazmış adamı yazıcı yapıyorlar. gitmeyin.

kaçın, canınızı kurtarın.

duran herşeyi boya, hareket eden herşeye selam ver!

hocam boynunuza asılan cüzdanlardan alın. saçma sapan söylemler oluyor ben uyarayım.

bak kardeşim askerde çalma yoktur yer değiştirme vardır.
komutanım benim param gitti yerine bir şey gelmedi ne olacak desen sıkıntı olur.
cüzdanı boyuna asın takılın.

uyum sağlayın yeter, çok fazla takmayın kafanıza. boya sabun şampuan tırnak makası zaten bildiğiniz temel ihtiyaçlardandır.

gitmeyin.
bilal erdoğan gitti mi?
siz niye gidiyorsunuz?
hayatta yaptığım en büyük hatalardan biriydi askerliğe gitmek.
ömrünüzün 6 ayını çöp kutusuna atmak için kendinize kızgın olmalısınız.
ülkeden çıkın.
avrupa, asya, amerika…
bir şekilde kapak atmaya bakın.

permatik, en az 8-9 çift siyah kışlık çorap, sabun, tırnak makası, çamaşır filesi. yeşil asker atleti de alın 5-6 tane. nasılsa veriyorlar diyip bosvermeyin. ihtiyacınız oluyor.

askeriyeden içeri girdiniz. artık sivil değilsiniz. sivil kafasını unutun. sanki yıllar boyu asker olacakmışsınız gibi düşünün ve ilk baslarda şafak saymayın. 100 den düşün öyle sayarsınız.

diyarbakır'ın bağrından kopmuş gelmiş çocuklara entel entel, "hepimiz karbon atomundan çıktık kuantum" falan deme hoca öperler'

ilk günden ağlamayın.

yalan söylemeyin! hırsızlık bile yapsanız size sorulduğunda doğru cevap verin.kıvıran askeri hiç sevmezler.ihtiyaç duyduğunuzda esas duruşunuzu bozmadan komutanınıza istek ihtiyaç izin v.s anlatın haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüz durumlarda da geçerli.bir de aptalı falan oynamayın binlerce asker gelip geçiyor o birliklerden kimseyi kandıramazsınız

1 sene sonra belki bu başlığa öneriler bırakabilirim

tadını çıkarın.

çünkü bir daha bu kadar huzurlu, bu kadar sakin, bu kadar dingin bir kafa yaşamanız mümkün olmayabilir.

"bitse de gitsek" modunda olmazsanız premium elite platinium bir terapidir.

@16 çok haklı gerçekten orada bulduğunuz huzuru ve rahatlığı yıllar sonra anlayacaksınız.

mesai saatleri içindeki heyecan sizi diri tutacak, nöbetteki dinginlik size iki saatlik bir tatil, kafa dinleme, en güzel arazi olma hissini yaşatacak. öyle ki o nöbet saatini iple çekeceksiniz.

birliğe teslim olmadan önce askerlik yapanlar size uzun bir liste verirler, malzeme satan dükkanlardan alasınız diye. ben de bi dolu malzeme aldım, yarısını hiç kullanmayınca terhisimden önceki gece yeni gelmiş uzun dönem askerlere vermiştim. gittiğiniz birlikte tüm ihtiyacınızı alacağınız marketler bulunur. öncesinde yükünüzü çoğaltmayın. dolap ve botlar için iki tane asma kilit, koyu renk iç çamaşır, koyu renklerde çorap götürebilirsiniz. ben 8 tane boxer götürmüştüm. her hafta çarşı izninde dışarıda yıkatırdım. bir devremin sadece iki boxer'ı vardı. her akşam birini yıkar diğerini giyerdi. fakirlikten değil azla yetinen bir arkadaştı.

2010/11 arası askerlik yaptım. o zaman günlük gazeteler gelirdi ve her gün bir gazete alıp tüm yazarları okumaya çalışırdım. hem alışkanlıktan hem de sivil dünyayı unutmamak için. çarşı iznine çıktığımızda kahvaltı için bir otel restoranına giderdik. kahvaltı sonrası soluğu internet kafede alırdık. daha ilk çıktığımızda o internet kafede hemen birbirimizi facebook'tan eklemiştik. öğlen yemeği için en iyi kebapçıyı tercih edip kapanışı en sivil en güzel yerde yapıp sonra otobüslerle kışlaya dönerdik. bütün bu detaylar, merkezi bir yerde yapacaksanız askerliği 6/7 saatliğine de olsa kafayı boşaltmanın, sivil olmanın ne kadar önemli olduğunu anlatabilmek içindi.

bedelli de olsa o kışlada mutlaka askerliği tadın. yaşadığımız hayatta okulları hatırlarız, nikahı hatırlarız, askerlik de ömrümüzün sonuna kadar içimizde taşıyacağımız çok önemli bir ayrıntı. orada an'lar çok önemlidir. askerlik hepimize an'ı yaşatır.

gitmeyin.

tek tavsiyem. sahsen gitmicem, ayyy gitmiyo buu ahahahayat erkek degill travesti herhaaaldee

diyen 1 kesim illa cikcak, ki oluyo da bazen..

pısııık banane. ben 1 senemi, ki azerbaycanda askerlik 1 sene, universite okuduysaniz. okumayanlara 1 sene 6 ay, yani 1.5 sene.

hani yani 1 senemi sokakta bulmadim. ben 1 sene kopek gibi yasayamam.

zatan vatanin milletin benim gibi bi denyoya ihtiyaci varsa, o ulke bitiktir, bitmistir zaten.

ondan zaten benim gitmem 1 onem arzetmez.

size de tavsiyem, gitmemeye calisin. bisey yapin, camdan atlayin, sakat kalin, curuk olun, bisi yapin lan!!

moralinizi bozmamak için şimdi sıralamayalım da. dönüşünüzde nasılsa anlatıp güleceğimiz malzemeler eksilmesin..
(tabi tabi.. jakuzi losyonlarınızı mutlaka götürün. sauna sonrası meyve kokteyllerinde seçenek sorununuz da olmaz yav. hangi çağdayız.. ha evet tabi uzman masaj çavuşları var zaten. yoksa o yorgunluk nasıl çıkar. hadi iyi tezkereler. şaapma yani.)