1.
neredeyse tüm insanlık tarihi boyunca hiç yok olmayarak sürekli isim ve biçim değiştirerek var olan koca bir ana tanrıça inanışının ortalarında bir yerlerinde bulunan tanrıça.
kendisinden önce iştar vardı, astarte iştar'ın değişmiş ama içinde her zaman bir iştar taşıyan versiyonuydu. kendisinden sonra da aphrodite geldi. aphrodite de her zaman içinde bir astarte taşıyordu. roma'nın aphrodte'si olan venüs de aynı kültür ve inanışın bir devamıydı.
astarte, cinsellik, bereket ve verimliliği temsil ediyordu. astarte'nin betimlemelerine baktığımızda ise en genel manasında ayakta çıplak ve göğsünü tutar biçimde tasvir edilen bir kadın betimlemesi ortaya çıkar. çoğunlukla da boyunda kolye veya gerdanlık benzeri betimlemeler olur. astarte tipi figürinlerin en yaygın betimleme biçimi de bu söylediğimiz şekildedir.
astarte'nin ismi üzerinde biraz düşündüğümüzde ise karşımıza star yani yıldız kelimesi çıkar. bu da yine bizi venüs'e götürür.
fenikeli tüccarlar sayesinde doğu ve batı kültürleri arasında bir alışveriş yaşanırken astarte de bu fırsatı kaçırmayarak yayılım alanını genişletmiş.
tevrat'ta da çokça adı geçen tanrıça ''aşera'' ile ilişkilendiriliyor bu tanrıça. nitekim israil'de yapılan bir çok kazıda özellikle evlerde bulunan astarte plaka ve figürinleri de bu savı destekliyor. tam burada bahsedilmesi gereken bir şey daha var. astarte'nin ev kültlerinde de tapınımı görülüyor, yeni doğum yapan kadınları ve bebekleri korumak için evlerin duvarlarındaki bir niş içerisinde astarte figürinleri bulundurulurdu.
tevrat'tan sonra da astarte'yi görmeye devam ediyoruz. çok fazla kabul görmese de bazı araştırmacılar astarte'yi meryem ana ile ilişkilendirirler.
ortaçağ'a geldiğimizde ise cadıların uğradığı zulümden astarte de nasibini alır ve bir şeytan olarak tasvir edilmeye başlanır. diğer bir çok mitolojik öğe gibi rönesans'ın resim sanatında da tasvirlerini görebiliyoruz astarte'nin. #959014 şu entry'de bahsedilen tabloda astarte ne kadar değişse de hala eli göğüslerine doğru giden ayakta ve cepheden tasvir edilen bir kadındır.
kendisinden önce iştar vardı, astarte iştar'ın değişmiş ama içinde her zaman bir iştar taşıyan versiyonuydu. kendisinden sonra da aphrodite geldi. aphrodite de her zaman içinde bir astarte taşıyordu. roma'nın aphrodte'si olan venüs de aynı kültür ve inanışın bir devamıydı.
astarte, cinsellik, bereket ve verimliliği temsil ediyordu. astarte'nin betimlemelerine baktığımızda ise en genel manasında ayakta çıplak ve göğsünü tutar biçimde tasvir edilen bir kadın betimlemesi ortaya çıkar. çoğunlukla da boyunda kolye veya gerdanlık benzeri betimlemeler olur. astarte tipi figürinlerin en yaygın betimleme biçimi de bu söylediğimiz şekildedir.
astarte'nin ismi üzerinde biraz düşündüğümüzde ise karşımıza star yani yıldız kelimesi çıkar. bu da yine bizi venüs'e götürür.
fenikeli tüccarlar sayesinde doğu ve batı kültürleri arasında bir alışveriş yaşanırken astarte de bu fırsatı kaçırmayarak yayılım alanını genişletmiş.
tevrat'ta da çokça adı geçen tanrıça ''aşera'' ile ilişkilendiriliyor bu tanrıça. nitekim israil'de yapılan bir çok kazıda özellikle evlerde bulunan astarte plaka ve figürinleri de bu savı destekliyor. tam burada bahsedilmesi gereken bir şey daha var. astarte'nin ev kültlerinde de tapınımı görülüyor, yeni doğum yapan kadınları ve bebekleri korumak için evlerin duvarlarındaki bir niş içerisinde astarte figürinleri bulundurulurdu.
tevrat'tan sonra da astarte'yi görmeye devam ediyoruz. çok fazla kabul görmese de bazı araştırmacılar astarte'yi meryem ana ile ilişkilendirirler.
ortaçağ'a geldiğimizde ise cadıların uğradığı zulümden astarte de nasibini alır ve bir şeytan olarak tasvir edilmeye başlanır. diğer bir çok mitolojik öğe gibi rönesans'ın resim sanatında da tasvirlerini görebiliyoruz astarte'nin. #959014 şu entry'de bahsedilen tabloda astarte ne kadar değişse de hala eli göğüslerine doğru giden ayakta ve cepheden tasvir edilen bir kadındır.
devamını gör...
2.
sümer'deki inanna'nın ve akad/babil/asur'daki iştar'ın fenike'deki karşılığı. astarte anlatıları kıbrıs üzerinden yunanistan'a geçerek yunan mitolojisindeki afrodit'i oluşturmuştur.
lübnan dağlarında bugünkü adıyla ibrahim nehri'nin* o zamanki adıyla adonis nehri'nin aktığı yerde astarte tapınağı vardır. astarte ve adonis ilk defa bu tapınakta karşılaşır ve adonis bu tapınağın bahçesinde ölür. ilkbahar geldiğinde nahr ibrahim kırmızımsı bir renkte akar. mitolojide bu kırmızı rengin sebebi olarak adonis'in ölmesi ve nehrin adonis'in kanıyla birlikte akması gösterilir. adonis bir av sırasında astarte tapınağı'nın bahçesinde bir yaban domuzunun saldırısına uğrar ve ölür. astarte adonis'i kurtarmak için güllerin arasında koşar, güllerin dikenleri astarte'nin ellerini ayaklarını kanatır, astarte'nin kanıyla bütün güller kırmızıya boyanır.
lübnan dağlarında bugünkü adıyla ibrahim nehri'nin* o zamanki adıyla adonis nehri'nin aktığı yerde astarte tapınağı vardır. astarte ve adonis ilk defa bu tapınakta karşılaşır ve adonis bu tapınağın bahçesinde ölür. ilkbahar geldiğinde nahr ibrahim kırmızımsı bir renkte akar. mitolojide bu kırmızı rengin sebebi olarak adonis'in ölmesi ve nehrin adonis'in kanıyla birlikte akması gösterilir. adonis bir av sırasında astarte tapınağı'nın bahçesinde bir yaban domuzunun saldırısına uğrar ve ölür. astarte adonis'i kurtarmak için güllerin arasında koşar, güllerin dikenleri astarte'nin ellerini ayaklarını kanatır, astarte'nin kanıyla bütün güller kırmızıya boyanır.
devamını gör...