atatürk denilince yazarların aklına gelen ilk şey

türk milletinin en büyük talihi olmasına rağmen kendisine yönelik iltifatları içeren pankartları çizip üstlerine "atatürk, bizden biridir." yazabilmesini sağlayan alçakgönüllülüğü.

batı anadolu'yu cehennem eden yunan'ı dehledikten sonra bir evin eşiğine serilen yunan bayrağını çiğnememesi.

gençliğinden beri ihanete uğrayan bir devletin subayı olmasına rağmen "yurtta sulh, cihanda sulh." diyebilmesi.

selanikli olmasına rağmen batı trakya'ya ilerlemek gibi bir maceraya atılmaması, gerçekçiliği.

ölüm döşeğinde bile hatay için çabalaması, hayatını türk milletine adaması.

elde ettiği statü sayesinde padişah olup yeni bir hanedan kurabilecekken cumhuriyet ve demokrasi yanlısı bir tutum sergilemesi, dini kendi gücüne güç katacak şekilde kullanmak yerine beyinlerdeki prangaları kırması.

yarısı kirli suyla dolu bir kovayı temizlemenin iki yolu vardır:
1-kovayı musluğun altına koyarsın, pis suyu taşırır, sonra yavaş yavaş temizlersin. bu eğitimdir.
2-kovaya bir tekme atar devirirsin, pis su boşalır, yerine temiz suyu koyarsın.bu da devrimdir.
işte atatürk'ün yaptığı tam olarak budur.

5816 sayısı.

saat dokuzu beş geçe
atam dolmabahçe'de
gözlerini kapadı
bütün dünya ağladı
doktor doktor kalksana
lambaları yaksana
atam elden gidiyor
çaresine baksana
uzun uzun kavaklar
dökülüyor yapraklar
ben atama doymadım
doysun kara topraklar

atatürk denilince benim ilk aklıma gelen bu dizeler. çünkü ben daha çok küçükken, babam bana bu şiirle aşılamaya başlamıştı atamın sevgisini :)

57 yıllık ömründe 4000 kitap okuması. kısacık ömrüne rağmen az zamanda çok büyük işler başarması ve dünya tarihine adını altın harflerle yazdırması.
atatürk'ü anlatmaya kelimeler yetmez...