avrupa'da insanlar din için kafa keserken anadolu'da insanların felsefi fikirleri tartışması

evet selçuklu zamanı anadolusuyla o dönemin avrupası.
avrupa'da şövalyeler kuzeye paganlara karşı kutsal savaş yaparken anadolu'da nusaybin de insanlar felsefi düşüncelerini beyan ediyordu ayrıca yunus emre gibi büyük düşünürler orta çağda hümanizm gibi akımlar hakkında şiirler yazıyor ahi teşkilatı sayseinde yoksullukla mücadele edliyordu.
of of nasıl geldik bu hale?

yüzyıllar önce yaşanmış gerçeklere şimdi ütopya gözüyle bakıyoruz. iç burkuyor.

bu hale gelmenin en büyük sebeplerinden biri de geçmişe hayıflanıp özlem duyarak gelecek için bir şeyler yapılmaması olabilir.
tarihin belli ve kısıtlı bir alanını cımbızla çekip günümüzle karşılaştırmak biraz anakronizm örneği gibi duruyor. geçmişten kopmak kesinlikle mümkün olmasa da önemli olan gelecek için uğraşmak. ancak bu sayede ortalama 200 yol sonra insanlar bizden bahsederken olumlu örnekler verebilir.

avrupa'nın 300 sene önce yaşadığını bizim şimdi yaşamamız.
ıleri değil, geri olma durumu.

(bkz: paralel evrende bugün)

avrupa ortaçağın sonunda reform ve rönesans hareketlerini yapmayı başardı.* etkilerini de 200 yıldır görüyoruz. biz o ara çok tıkırdadığı için matbaa gelmesin diyen din adamlarıyla uğraşıyorduk.*

adamlar amerika'yı keşfettikten sonra ipek yolu üzerinde bulunan doğunun o büyük kentleri 100 yıl içinde o eski ihtişamını kaybetti. felsefe yapan mardinliler de o güzel atlara binip gittiler.

bir orta çağ yapısıdır. malum, o zamanlar islam dünyası ileriyken hristiyan dünyası geriydi. avrupada insanlar, din uğruna kafa keserken anadoluda selçuklu zamanında yunus emre gibi ünlü düşünürler sayesinde hümanizm falan tartışılıyordu. fakat, aradan çok zaman geçti bütün her şey tersine döndü. hristiyanlar ilerledi, müslümanlar ise gerisin geriledi. aslında islam'ın altın çağı olarak bilinen dönemde aydınlanma, çok kısa sürmüştü çünkü islam'ın katı kurallı yapısı ve dogmatikliği buna taş koyuyordu.

nerden nereye geldik...

aynı zamanda avrupada 1600-lerde keşifler çağı, bilim çağı yaşanırken, sanayi gelişirken, müslüman ülkelerin hala kurana sıkı-sıkı sarılmasıyla gerilediğini bilmeyen yazarın açtığı başlık.
newtonu, berkeleyi, lockeyi, dekratesi, leibnizi bilmez de gelip 13-cü yüzyılda yaşamış birini örnek gösterir. 1600-lerde sen ne yapıyordun asıl sorun o. hristiyanlardan da, müslümanlardan da aynı derecede hazetmem, ama ezilenin yanındayız, bu başlık altındaki hristiyanlar gibi *

1000'li yıllarda kafa kesenleri yerip biz felsefe yapıyorduk avuntusu güzel. galatasaray da 2000 de kupa almıştı değil mi.

yıl olmuş 2023, adamlar dünya dışına koloni kurmayı hayal ediyor bizim taraf ise kafir gördüğünün kafasını kesip kafayla futbol maçı yaparken sosyal medyada yayınlıyor.

peygamber döneminde de kafir denilenlerin kellesi uçmuştur ama insanın dirisine saygınız yoksa da allah'ı n yarattığı bedene saygınız olsun.

zırhlı aracın arkasına bağlayıp sürükleyerek sokak sokak dolaştırıp hepinizin sonu böyle olacak diye anons yapmayın azıcık ölüye saygınız olsun.

ortaçağda bile savaşlarda savaşa ara verilir herkes ölülerini alır gömermiş kurda kuşa yem olmasın diye.

ortaçağda avrupalı kafa keserken islam çok ileriydi hakikaten. torlak kemal'in 13 bin askerinin esir düşünce tek tek kafası kesilmedi tabi. nesimi "enel hak" dediği için başaşağı dikilip derisi yüzülmedi, derisi yüzülen bedeni taze yüzülmüş inek derisine sarılıp ölümü uzatılmadı. karşısına da kendi derisi konulmadı. islam dünyası felsefeyle pırıl pırıl aydınlanıyordu. o nedenle abbasi halifelerinin alayının ömrü dört yıl falandı. felsefeyle yanan müslüman ülkelerde afrikadan getirilen genç çocukların husyeleri çıkartılıp saraylara iç oğlanı yapılmıyordu.
neden bunlar yapılmıyordu. bir barış dini olan islam sayesinde herkes felsefeyle uğraşıyordu.

dimitri gutas

doğru analiz. avrupa katranlı yobazlığını ne yaptı ne etti islam dünyasının üstüne boca etti ve kurtuldu. bir zamanlar evrim teorisini tartışan, felsefenin derinlerine inen, uzayı inceleyen islam dünyası; "müzik dinlemek haramdır" kıvamına getirildi. avrupa da yükseldi durdu. şunu unutmamak gerekiyor ki avrupa islam ülkelerinde yobazlığın, abartılmış bir şeriat anlayışının, gericiliğin, tarikatların hakim olmasını ister. böylelikle rakibini yarıştan saf dışı eder.