ayrılma eşiğine gelinen o an

en acı andır. ismi lazım değil bir beyefendiye epey bir sevdalanmıştım neyse efenim flört ediyoruz biz bu beyle kendisi subay suriye de görev yapıyor o zamanlar işte bana dedi ki "ya ben hayatımın yönünü bilmiyorum, nereye gider nasıl olur hiç bir fikrim yok" vs o sırada aba altından sopa gösteriyor yani "kızım bak git işine" demenin bir başka yolu ( bunu o gün ayrılmaya eşiğine geldiğimde anlayacaktım) .neyse efenim bende buna "deme öyle hayatın güzel olacak beraber görev yaptığın arkadaşlarınla tatil yapacaksın, oğluna hikayelerini anlatacaksın vb cümlelerle moral veriyordum." bana inşallah seninle demesi beklerken o "-teşekkürler balım inşallah sende böyle hayal kurduğun gibi mutlu bir hayat yaşarsın." dedi. yemin ederim o an ki hayal kırıklığını anlatamam işte o an o adamdan vazgeçmem gerektiğini anladım.

ayrılmalısınız,geçiştirmek veya kurtarmaya çabalamak boşunadır. çoğu kişi ayrılık için kavgaların büyümesini ya da yüz göz olmayı bekliyor ancak bu hatadır uygun olmadığınızı anladığınız an aradaki saygıyı bitirmeden sonlandırın ilişkiyi.

insan kendini karşısındaki insana ister istemez çirkinleştiriyor.
kendi çirkin görüyor çünkü.
acı bir gerçek ayrılıklar.

öyle bir eşik yoktur.

ayrılmak tamamen spontone bir süreçtir. planlanamaz.

incelmeden kopar genelde..

oooffffff.

asıl sıkıntı geldiğinde direnmek. gerçekten aklıma geldikçe kendime küsesim geliyor.. sonra diyorum tamam zamanı o zaman değil bu zamanmış demekki. hiç kolay değil.

hala karşımda oturmuş ben kendimi bok gibi hissedeyim diye konuşuyordu. hayır karşımda dediğim telefonda işte… ya bir de üç gün surat yaptı ya ve sanki kısmen her şey yolundaymış gibi davrandı…
ay durun anlatıcam..
işte üçüncü gün suratında akşam iyi misin canın sıkkındı diye bir sinir harbi ile arıyorum yani ama minnoş minnoş konuştum ben malak malak da işte mallığım yani… abi yap güzelliğini işte neyin kafası demi.
gelmiş telefonda hala bana kendimi bok gibi hissedeyim diye konuşuyor. tamam dedim ya yeter sus.
aha işte tam orası o eşik. artık susmak istemediğiniz artık söyleyim de ne olacaksa olsun cesaretini hissettiğiniz o an…

işte o ana hep halı altına supurulen sorunlardan, yanlış iletişimden, saygı sınırını asmaktan geliniyor.

20 yıllık dostun mu var ? aranızda her ne kadar samimiyet de olsa onu incitecek şeyler söyleme, özel alanını ihlal etme hakkını size vermez. aynı şey sevgiliniz eşiniz için de kaynaklı. sinirlenip kavga edince onu aşağılayacak, gururuna dokunacak şeyler söylüyorsunuz sonra bir sekilde yeter artık kavga ettiğimiz deyip sorunları çözmeden barışıyorsunuz sonra tüm bunlar çığ misali büyüyüp sizi altında bırakıyor.

kadının susup, şikayet etmediği, konuşmadığı an.