1.
1920'li yılların sonlarındaki almanya'daki ortamı konu alan, başrollerini volker bruch ve liv lisa fries'ın paylaştığı, 40 milyon euro devasa bütçesiyle işin en başından beri iddiasını ortaya koyan ve bu bütçenin hakkını veren alman yapımı polisiye, drama türünde bir dönem dizisi.
dizinin daha ilk bölümünden itibaren dönemin sosyal atmosferi ve ruhu içinize işliyor adeta orda yaşıyormuşçasına izlemeye başlıyorsunuz. nazizim'in iktidarı öncesi almanya'daki sefalet, yozlaşma ve bayağı seksli meksli gece hayatının şatafatlığı tüm gerçekliği ile başarılı bir şekilde sunuluyor.
dizi polisiye türde olmasına rağmen sıradan bir polisiye dizisi demek isabetsiz olur. çünkü dizide kriminal olayların yanında iki savaş arasındaki almanya'nın durumu tüm yönleriyle yansıtılıyor ve alman ordusunun o dönemdeki faaliyetleri ile birlikte nazilerin iktidara geliş süreci sizin gözünüze sokulmadan ilmek ilmek işlenerek ekrana geliyor. tüm bunların yanında flashbacklerle 1. dünya savaşı gazilerinin travmalarını başrol kahramanı üzerinden vurgulaması diziyi ayrıca güzelleştiren bir başka detaylardan. tabi tüm bunlara ek olarak; stalin ve trockistler arasındaki çekişmeler ve alman toplumundaki komünistlerin o dönemdeki yerini ve faaliyetlerini, 1929 buhranı'na giden süreçteki ekonomik ortamını dizide bulabiliyoruz.
şimdilik 3 sezonu mevcut. ilk sezon biraz altyapı ve olayların zeminin oluşması çabası niteliğinde. dolayısıyla ilk sezon ile ikinci sezon arası geçiş yaparken farkı hissedebiliyorsunuz. ikinci sezon ilk sezona göre çok katmanlı şekilde ilerliyor. ben ilk sezonu da çok beğendim ancak en beğendiğim ikinci sezon olmuştu. ikinci sezonu bir çırpıda bitirivermiştim bölüm sonlarının uyandırdığı merak içerisinde. üçüncü sezon ise diğer sezonların yanında görece olarak biraz durağan kalıyor ancak senaryo ve oyunculuklar dizinin genelinde o kadar çok başarılı ki bu durağanlık bile sıkmayacaktır sizi. bu arada oyunculuk demişken liv lisa fries'a (charlotte karakteri) gerçekten aşık oldum. kadın sanki gerçek hayatında daha önce yaşamışçasına oynuyor. ayrıca tam bir afet. dizideki rolünde de aurasını konuşturuyor zaten.
ben blu tv'de izlemiştim diziyi. ancak şimdi blu tv'de yok, kaldırılmış. karantina günlerindeki boşluktan 4 günde koca 3 sezonu bitirmiştim. umarım 4. sezon geldiğinde tekrar rahatça izlenebilen mecralarda ulaşabiliriz diziye ve açıkçası 4. sezonu iple çekiyorum.
dizinin daha ilk bölümünden itibaren dönemin sosyal atmosferi ve ruhu içinize işliyor adeta orda yaşıyormuşçasına izlemeye başlıyorsunuz. nazizim'in iktidarı öncesi almanya'daki sefalet, yozlaşma ve bayağı seksli meksli gece hayatının şatafatlığı tüm gerçekliği ile başarılı bir şekilde sunuluyor.
dizi polisiye türde olmasına rağmen sıradan bir polisiye dizisi demek isabetsiz olur. çünkü dizide kriminal olayların yanında iki savaş arasındaki almanya'nın durumu tüm yönleriyle yansıtılıyor ve alman ordusunun o dönemdeki faaliyetleri ile birlikte nazilerin iktidara geliş süreci sizin gözünüze sokulmadan ilmek ilmek işlenerek ekrana geliyor. tüm bunların yanında flashbacklerle 1. dünya savaşı gazilerinin travmalarını başrol kahramanı üzerinden vurgulaması diziyi ayrıca güzelleştiren bir başka detaylardan. tabi tüm bunlara ek olarak; stalin ve trockistler arasındaki çekişmeler ve alman toplumundaki komünistlerin o dönemdeki yerini ve faaliyetlerini, 1929 buhranı'na giden süreçteki ekonomik ortamını dizide bulabiliyoruz.
şimdilik 3 sezonu mevcut. ilk sezon biraz altyapı ve olayların zeminin oluşması çabası niteliğinde. dolayısıyla ilk sezon ile ikinci sezon arası geçiş yaparken farkı hissedebiliyorsunuz. ikinci sezon ilk sezona göre çok katmanlı şekilde ilerliyor. ben ilk sezonu da çok beğendim ancak en beğendiğim ikinci sezon olmuştu. ikinci sezonu bir çırpıda bitirivermiştim bölüm sonlarının uyandırdığı merak içerisinde. üçüncü sezon ise diğer sezonların yanında görece olarak biraz durağan kalıyor ancak senaryo ve oyunculuklar dizinin genelinde o kadar çok başarılı ki bu durağanlık bile sıkmayacaktır sizi. bu arada oyunculuk demişken liv lisa fries'a (charlotte karakteri) gerçekten aşık oldum. kadın sanki gerçek hayatında daha önce yaşamışçasına oynuyor. ayrıca tam bir afet. dizideki rolünde de aurasını konuşturuyor zaten.
ben blu tv'de izlemiştim diziyi. ancak şimdi blu tv'de yok, kaldırılmış. karantina günlerindeki boşluktan 4 günde koca 3 sezonu bitirmiştim. umarım 4. sezon geldiğinde tekrar rahatça izlenebilen mecralarda ulaşabiliriz diziye ve açıkçası 4. sezonu iple çekiyorum.
devamını gör...
2.
toplumsal gerçekçiliğin, dibine vurmuş ve aynı adı taşıyan kült bir yapımdır. almanya özelinde en pahalı dizi olma özelliği taşırken, netflix tarafından da fark edilip bünyesine katılan eserdir. güncel durumu nedir yani alman sky kanalında hâlâ yayınlanıyor mu? bilemem.
dizi gerek çekim kalitesi gerek oyunculukları ve gerekse de senaryosuyla "dizi" nedir, nasıl yapılır? sorularına cevap vermiştir. şunu alıp, güzel sanat fakültelerinde izleyin-izletin... ^^
senaryo o kadar güzel örülmüş ki, boşluk yok : er-geç dantel gibi temas ediyor ve ortada ne soru-ne sorun bırakıyor. holywood dötümü yesin. ^^
dizi gerek çekim kalitesi gerek oyunculukları ve gerekse de senaryosuyla "dizi" nedir, nasıl yapılır? sorularına cevap vermiştir. şunu alıp, güzel sanat fakültelerinde izleyin-izletin... ^^
senaryo o kadar güzel örülmüş ki, boşluk yok : er-geç dantel gibi temas ediyor ve ortada ne soru-ne sorun bırakıyor. holywood dötümü yesin. ^^
devamını gör...