yazar: şükrü erbaş
yayım yılı: 2012
türk dilinin önemli şairlerinden biri olan şükrü erbaş'ın ödüllü şiir kitabıdır.
yayım yılı: 2012
türk dilinin önemli şairlerinden biri olan şükrü erbaş'ın ödüllü şiir kitabıdır.
2013 altın portakal şiir ödülü
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "son singapur vapuru" tarafından 20.06.2022 16:24 tarihinde açılmıştır.
1.
şükrü erbaş'ın 30 eylül 2019 yılında raflara yerini almış, 68 sayfadan oluşan, ağırlıklı olarak ölüm, acı, yalnızlık temalarını barındıran şiirlerin yer aldığı kitabıdır.
eşi hatice erbaş'ın( ömür hanım diye bahsettiği) vefatından 4 yıl sonra yazdığı, kırmızı kedi yayınevi tarafından yayınlanmıştır.
ölümle konuşmaya başlamıştım.
ağaçlar avuçlarımda dünya masalıydı
çiçekler nasıl da sonsuzdular zaman bedenimde tozlanıyordu.
ara sokaklarda bulanık perdeler
bir eski bahçede sedef
düğmeler
uykulardan kopuyordu yıllardır
yağmur değil ben çekiliyordum yeraltı sularının rahmine
ey kalabalığm kara yalnızlığı yıldızlar taşlarla söyleşiyordu sokak köpeklerinden öğreniyordum sevgisizliğin açık yarasını
çakıl taşlarında kış denizleri bedende yanıp bedende sönen odalar dolusu hayal kandili güneş evlerden çok mezar taşlarını ısıtıyordu.
sonra siyah bir denizde bir ışık goncası
bir baş dönmesi kanatlı gamzeler dünyayı doğuran bir dünya ürpertisi
bir tek söz söylemeden ağzıyla sabaha çıkardı beni üstüm başım kirpik saç topuk dil şimdi daha çok konuşuyorum ölümle...
eşi hatice erbaş'ın( ömür hanım diye bahsettiği) vefatından 4 yıl sonra yazdığı, kırmızı kedi yayınevi tarafından yayınlanmıştır.
ölümle konuşmaya başlamıştım.
ağaçlar avuçlarımda dünya masalıydı
çiçekler nasıl da sonsuzdular zaman bedenimde tozlanıyordu.
ara sokaklarda bulanık perdeler
bir eski bahçede sedef
düğmeler
uykulardan kopuyordu yıllardır
yağmur değil ben çekiliyordum yeraltı sularının rahmine
ey kalabalığm kara yalnızlığı yıldızlar taşlarla söyleşiyordu sokak köpeklerinden öğreniyordum sevgisizliğin açık yarasını
çakıl taşlarında kış denizleri bedende yanıp bedende sönen odalar dolusu hayal kandili güneş evlerden çok mezar taşlarını ısıtıyordu.
sonra siyah bir denizde bir ışık goncası
bir baş dönmesi kanatlı gamzeler dünyayı doğuran bir dünya ürpertisi
bir tek söz söylemeden ağzıyla sabaha çıkardı beni üstüm başım kirpik saç topuk dil şimdi daha çok konuşuyorum ölümle...
devamını gör...
2.
şükrü erbaş imzalı 68 sayfalık eser olup 2019 yılında yayınlandığı bilinmektedir.
bu sıralar şükrü erbaş'ın yazdıklarını yeniden okumaya başladım ve bu kitabını da yeniden okudum; etkileyici bir kitaptı.
kitap hakkında fikrimi belirtmeden önce şükrü erbaş'ın bir şair olduğu kadar felsefeye de hâkim bir yanının olduğunu söylemek mümkün olacaktır.
kitabımızda hem şiir hemde şiirsel yazılar yer alıyor; sevgi, aşk ve ölüm gibi temaların kitapta fazla hissedildiğini söyleyebilirim.
hayattaki tek gerçeklik aşktır dizesi aşk dışında her şeyin önemsiz olduğunu düşündürüyor, sende duruyor dünyanın bütün zamanları dizesi ise dünyanın aşık olunan insandan ibaret oluşunu, bütün zamanların onunla telafi edilmeye çalışılması gibi bir anlama gelebilir sanırım.
aşık olunanın yokluğunun sarsıcı olması, ölüm ve gerçek aşkların ancak ölümle bitmesi, aşık olunana duyulan bağlılık, aşkın insanı derinden etkileyen ve başka biri olmasını sağlayan en güçlü duygu oluşu, kitabın hissettirdiği şeylerdendi.
okurken her cümlenin arkasında derin bir felsefenin yattığını fark ettim, bir cümle ama üzerine saatlerce konuşulabilir, dünya hayatından olduğu kadar ölümden sonrasını da düşündüren ve hissettiren bir anlatım yer alıyor.
etkileyici bulduğum birkaç pasaj bırakıp burada bitiriyorum.

yaşamı unutuyor.
aşktan başka gerçeklik yok. her şey dünyada olur. sevincinizi sevin.
sende duruyor dünyanın bütün zamanları.
yalnız ölenler unutur birbirini.
seni sevmeye yeni başladım...
yazmasaydım, yaşamamış olacaktın.
*
bu sıralar şükrü erbaş'ın yazdıklarını yeniden okumaya başladım ve bu kitabını da yeniden okudum; etkileyici bir kitaptı.
kitap hakkında fikrimi belirtmeden önce şükrü erbaş'ın bir şair olduğu kadar felsefeye de hâkim bir yanının olduğunu söylemek mümkün olacaktır.
kitabımızda hem şiir hemde şiirsel yazılar yer alıyor; sevgi, aşk ve ölüm gibi temaların kitapta fazla hissedildiğini söyleyebilirim.
hayattaki tek gerçeklik aşktır dizesi aşk dışında her şeyin önemsiz olduğunu düşündürüyor, sende duruyor dünyanın bütün zamanları dizesi ise dünyanın aşık olunan insandan ibaret oluşunu, bütün zamanların onunla telafi edilmeye çalışılması gibi bir anlama gelebilir sanırım.
aşık olunanın yokluğunun sarsıcı olması, ölüm ve gerçek aşkların ancak ölümle bitmesi, aşık olunana duyulan bağlılık, aşkın insanı derinden etkileyen ve başka biri olmasını sağlayan en güçlü duygu oluşu, kitabın hissettirdiği şeylerdendi.
okurken her cümlenin arkasında derin bir felsefenin yattığını fark ettim, bir cümle ama üzerine saatlerce konuşulabilir, dünya hayatından olduğu kadar ölümden sonrasını da düşündüren ve hissettiren bir anlatım yer alıyor.
etkileyici bulduğum birkaç pasaj bırakıp burada bitiriyorum.

yaşamı unutuyor.
aşktan başka gerçeklik yok. her şey dünyada olur. sevincinizi sevin.
sende duruyor dünyanın bütün zamanları.
yalnız ölenler unutur birbirini.
seni sevmeye yeni başladım...
yazmasaydım, yaşamamış olacaktın.
*
devamını gör...
