bakara suresi 7. ayet

allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir*, gözlerinde de kalın bir perde bulunmaktadır ve onlar için büyük bir azap vardır.

bir agnostik olarak kırıldım.

paradoksal bir ayet. birinin gözlerini oyup sonra da niye göremiyorsun diye kızmak gibi. kulakiarımla göremiyorum maalesef. kusura kalma.

bir ateist olarak o zaman sorumlunun allah olduğunu diyeceğim ayet. 2. tanımda arkadaş gayet güzel açıklamış.

insanların kalplerinin ve kulaklarının, kendi seçtikleri eylemler nedeniyle sonunda kapandığını anlatan ama bazı insanlar tarafından ısrarla yanlış anlaşılan ayet.

insan iyiyi ya da kötüyü seçmekte serbest bırakılır. kötüyü seçtiğinde, yolundan dönmesi için her zaman fırsatı vardır. fakat o fırsatı ve daha sonra önüne çıkacak tüm fırsatları reddeden ve kötü olmakta direten kişiler, başka bir deyişle iflah olmaya niyeti olmayanlar, kendi amelleri neticesinde mührü vurmuş olurlar hayatlarına.

firavun gibi son anına dek inkârı seçip, son nefesinde "iman ettim" demenin bir faydası yoktur. gözleri, kalpleri, kulakları mühürlü olanlar, son nefesine kadar bu şekilde gidip de en ufak bir pişmanlık belirtisi göstermeyenlerdir. buradan tutup da " allah kendisi mühürlemiş, kendisi cezalandırıyor" gibi bir anlam çıkarmak doğru değil. en doğrusunu o bilir ama konuya bu şekilde bakmanız daha mantıklı olur. zira başlarda inkâr ettiği halde sonradan müslüman olarak ölen insanlar var. allah bunların kalp gözünü kapatmış olsaydı, o şekilde ölüp giderlerdi. şu halde düşünülmesi gereken, iş işten geçmeden tövbe edenlerin bu kapsamda olmadığıdır.

bakara suresinin 6. ayetini de göz önünde bulundurarak yorumlanması gereken ayettir.
6.ayet: "küfre saplananlara gelince, onları uyarsan da uyarmasan da onlarca aynıdır. iman etmezler."
der.
sizin yaptığınız şey insanları yanlış yola sürükleyip, onları kandırmaktan başka hiçbir şey değil. düpedüz dolandırıcılık.

yarım yamalak okuduğunuz parçalar kaşara benziyor, nereye çekmek istiyorsanız oraya sünüyor.

arapça olarak okumayın yeterli.

ya da okuyun, zaten çürütüyor olacağız.

insan cımbızlayacaksa nisa 43'ün bir bölümünü cımbızlar.
"namaza yaklaşmayın" diyor. paradoksa bak hem allahsın hem de namaza yaklaşmayın diyorsun.
ya agnostik kardeş çok rahat konuşuyordun.
cımbızına kuvvet.

bu ayetteki kalbin mühürlenmesi, "düşünme organının mühürlenmesi" anlamına geliyor ve tek kelimeyle absürtlüğün daniskasıdır. kaç kere dedik, düşünme organı kalp değildir tam tersine beyindir. kalp, hisseder; dimağ, akleder. "kalpleri vardır anlayamazlar(kavrayamazlar/idrak edemezler)" olarak anlayın siz onu. (bkz: kalbin mühürlenmesi saçmalığı) (bkz: düşünme organını beyin yerine kalp sanan allah) (bkz: allah'ın kalbi düşünme organı sanması) (bkz: kutsal kitaplarda kalbin düşünce merkezi sanılması)

t: islam kitabından bir ayet

yahu inanmayıp da kurana giydirmek isteyen arkadaşlar, başka ayet mi kalmadı bre :) neden böyle yapıyorsunuz hem? anlıyorum, muhtemelen ülkenin ve dünyanın başına gelen birçok şey dinler kullanıldığı için oldu, ancak şu yöntem hiçbir zaman tutmadı ve tutmayacak da. kendi içinizdeki arayışın neticesi bu olmamalı bence.

kalp ve düşünme konusunu da gayet iyi anlıyorum fakat farkında mısınız, insanlık hala (evet tüm bu bilimsel gelişmelere, her şey ortada olmasına rağmen) hala karşı tarafa 'seni çok seviyorum, hep kalbimde kalacaksın' diyor. bilim insanları bile. yazarlar kalpten geçenleri anlatıyor, şairler kalpteki sızıdan dem vuruyor. insanlar birisini eleştirirken kalpsizliklerine atıf yapıyorlar. topluca hepimiz malız, yüce allah bunu bildiği ve dünyanın sonuna kadar da böyle olacağını gördüğü için ayeti böyle yapmış :d alın size mucize, alın size insan üstülük :d

hani takılacak şeyler hep olacak muhtemelen ancak zorlamayın böyle ayetler için enerjinizi. kendimi müslüman sayıyorum ancak muhtemelen tüm müslüman alemiyle tek tek görüşme imkanım olsa %99,99999'u beni kafir ilan eder :) ben de sorguluyorum, ben de araştırıyorum fakat bu at gözlüğü takmak anlamına gelmiyor.

ps: ha, ayet hakkında düşündüklerimi daha önceki bir iki yazar zaten açıklamış. onun için kasmaya da gerek yok bence. insan olarak öyle suçlular görüyoruz ki hep bir ağızdan 'idam geri gelsin' deniyor. ne biliyoruz bu insanın ıslah olmayacağını? ne bileyim, tutmuş çocuklara çok ama çok kötü şeyler yapmış, sonra öldürmüş, oradan geçmiş başka şeyler yapmış falan. e belki düzelir? düzelmez diyoruz değil mi, fani insanlar olarak bile bildiğimizi iddia ediyoruz. hah işte, her şeyi yarattığını söyleyen bir varlık da neyin ne olacağını bildiğini söylüyor. buna mı şaşırıyorsunuz? yahu her şeyi yarattığını söylüyor bakın öncesinde, daha büyük itiraz konusu mu olur eğer bir şeye itiraz edilecekse.

mütercim eleştiriliyorsa şayet tamam diyeceğim ayet.

meja yoldaş, tanrı, geçmiş ve geleceğe dair her şeyi tek bilen olduğuna göre, kimlerin kötüye sapacağını, neler yapacağını, bundan kimlerin zarar göreceğini de önceden biliyor, görüyor..onun bilgi ve onayı dışında hiç ama hiç bir şey olamaz..
peki buna neden izin veriyor ve neden buna ihtiyaç duyuyor.. işte güncelde küçücük bir narin kızın, dramını yaşıyoruz toplumca..
tanrı, bunu narine nasıl anlatabilir. savunmasız bir kız çocuğunun bu vahşeti yaşamasına değer şey ne.. olabilir mi.. hem de binlerce yıldır..?

burada sapmayı ve kötülüğü seçen kulların hak ettiklerine , yani yanlışa yönelmekte kalıcı olmaya kavuşturulmasından bahsedilmektedir.

yüce allah daha bizi yaratmadan önce, eğer biz sonsuza dek sonsuz şıklarda test edilseydik bile özgür irademizle neyi seçeceğimizi bilmektedir. ve bu doğrultuda bu 2 günlük imtihan yani kendimizle yüzleşme dünyasında karşımıza öyle şıklar çıkarıyor ki hak ettiğimiz kurtuluşa veya yanlışa sapmaya kavuşturuluyoruz.

şu yazımda da delilleriyle açıkladığım üzere:

emre1974tr.blogspot.com/201...