1.
kadınlar bizim hanımımızdır. onlara nasıl yaklaşmamız gerektiğini onlardan öğrenmeliyiz bence. ben dinlere göre hareket edemem.
onların tarlamız, ekinliğimiz olduklarına katılmıyorum ben. hayat yoldaşımızdır. sevda pınarımızdır. ibadetgahımızdır, varlığımızın asli unsuru, yaşamımızın yapı taşı, havamız, suyumuz, ekmeğimizdir. mukaddes bir varlık, sonsuz bir ufuk, cennetin yoluna bizi ulaştıracak olan sevda masalımızdır. canımız, cananımız, tanrımızdır.
onların tarlamız, ekinliğimiz olduklarına katılmıyorum ben. hayat yoldaşımızdır. sevda pınarımızdır. ibadetgahımızdır, varlığımızın asli unsuru, yaşamımızın yapı taşı, havamız, suyumuz, ekmeğimizdir. mukaddes bir varlık, sonsuz bir ufuk, cennetin yoluna bizi ulaştıracak olan sevda masalımızdır. canımız, cananımız, tanrımızdır.
devamını gör...
2.
aristo da kadınların toprak olduğunu ve erkeklerin de tohum olduğunu ifade eder ona kalırsa. ayrıca aristo tohumun topraktan üstün olduğunu belirtir. halbuki kadının tarlaya benzetilmesinden kasıt meta olması değil, doğurganlıktır.
elin yunan'ı deyince bilim ve felsefe
islam deyince abooovv. daha ciddi bir eleştiri beklerdim halbuki.
sakın orta asya türk tarihindeki kadının yerinden bahsetmeyin. orada bile erkek bir nebze daha üstündür. (bkz: ibn fadlan) seyahatnamesini okuyunca kadının babası tarafından nasıl meta gibi göründüğü gayet net anlaşılır.
bilin ki kadın-erkek eşitliği denilen şey son 100 yılın ürünü. bunu sağlayan şey ise o pislik attıkları kapitalizmin kendisi.
elin yunan'ı deyince bilim ve felsefe
islam deyince abooovv. daha ciddi bir eleştiri beklerdim halbuki.
sakın orta asya türk tarihindeki kadının yerinden bahsetmeyin. orada bile erkek bir nebze daha üstündür. (bkz: ibn fadlan) seyahatnamesini okuyunca kadının babası tarafından nasıl meta gibi göründüğü gayet net anlaşılır.
bilin ki kadın-erkek eşitliği denilen şey son 100 yılın ürünü. bunu sağlayan şey ise o pislik attıkları kapitalizmin kendisi.
devamını gör...
3.
#2863772 kuran'ı aristo ile karşılaştırarak en büyük yanılgıya düşmüşsünüz. çünkü aristo tanrısal bilgiyi değil, akıl ve çağın olanaklarının / koşullarının muhakemesiyle yürüyen düşünceyi temsil eder ve geçmişte olduğu gibi, bu gün de aristo'nun düşüncelerine kimse tapmıyor. çünkü bilim bir önceki doğruyu yeni kanıtlarla değiştirme olarak anlayabileceğimiz yanlışlanma / doğrulanma ikilemindeki kanıtlarla yürür. diğer yandan biraz okursanız felsefede düşüncenin hep bir önceki akımı, kişi veya da dönemi üzerine eleştirilerle yükseldiğini anlardınız. bu gün aristo'nun, sokrates'in, platon'un fikirlerini birebir kimse savunmuyor. modern ve güncel felsefede gelinen noktayı burada anlatmak ise çok uzun sürecektir. çünkü eskiden felsefe bilimlerin anası iken şimdi pek çok konusunu fizik, astronomi, biyoloji, tıp, kimya gibi alanlara bırakmıştır.
müslümanların göremedikleri kuran'ın orta çağ arap toplumunun düşünce-bilim ve gelenek anlayışını yansıtan bir kitap olduğunu, belki çağına göre ileri fikirler içerse de çağımızdan bakınca geri zihniyetin ürünü bir kitap olduğunu kabullenemeyişleri.
ibni fadlan'a gelince; kendisini müslüman olarak üstün gördüğü ve bir tebliğci edasıyla yazdığı için, seyahatnamesinde devamlı türk boylarını aşağılar . hele oğuzlar için yazdıkları vardır ki, yenilecek yutulacak konu değildir. neymiş? "kocasıyla oturduğu ortamda oğuz kadının bacağı görünüyormuş bu kafir kara oğuzlar'da edep, terbiye hiç yokmuş". geçin bunları paşam arabın örfünü bize din diye kabul ettirmişler.
diğer yönden, kuran baştan sona bir çelişkiler, cahillikler ve vahşet kitabıdır. ben çeşitli tarihlerde yazdığım kuran değerlendirmelerinde bakara 223'ü eleştiriye değer bile görmedim. asıl korkunç konularla yüzleşmeye hazırsanız önünüze tüm kuran meallerini, tefsirlerini , hatta hadis kitaplarını alın; şu soruları kendiniz için akıl ve vicdan süzgeciyle gözden geçirin. esenlikler dilerim
buradan
müslümanların göremedikleri kuran'ın orta çağ arap toplumunun düşünce-bilim ve gelenek anlayışını yansıtan bir kitap olduğunu, belki çağına göre ileri fikirler içerse de çağımızdan bakınca geri zihniyetin ürünü bir kitap olduğunu kabullenemeyişleri.
ibni fadlan'a gelince; kendisini müslüman olarak üstün gördüğü ve bir tebliğci edasıyla yazdığı için, seyahatnamesinde devamlı türk boylarını aşağılar . hele oğuzlar için yazdıkları vardır ki, yenilecek yutulacak konu değildir. neymiş? "kocasıyla oturduğu ortamda oğuz kadının bacağı görünüyormuş bu kafir kara oğuzlar'da edep, terbiye hiç yokmuş". geçin bunları paşam arabın örfünü bize din diye kabul ettirmişler.
diğer yönden, kuran baştan sona bir çelişkiler, cahillikler ve vahşet kitabıdır. ben çeşitli tarihlerde yazdığım kuran değerlendirmelerinde bakara 223'ü eleştiriye değer bile görmedim. asıl korkunç konularla yüzleşmeye hazırsanız önünüze tüm kuran meallerini, tefsirlerini , hatta hadis kitaplarını alın; şu soruları kendiniz için akıl ve vicdan süzgeciyle gözden geçirin. esenlikler dilerim
buradan
devamını gör...