bazen yakışıklı bazen çirkin olmak

aynı şekilde, bir kadın için "bazen güzel bazen çirkin olmak" şeklinde de olabilir.

o gün giydiğim kıyafetler, genel ruh halim ve enerjim dış görünüşümü oldukça etkiliyor diye düşünüyorum. ama bunların dışında öyle önemli bir faktör var ki, o da saçlarım; bazen sabah kalktığımda saçlarımın arkası adeta asi bir isyancı gibi ayağa kalkıp dimdik duruveriyor orada. wax ve sprey bile yetmiyor bazen onu yatıştırmaya. adeta gün içimde karizmamı çiziyor, çırpınmış bir kuş gibi geziyorum ortalıkta.

gerçekten de ufak detayların insan dış görünüşünde çok etkili olabileceğini düşünenlerdenim.

o an ki istek seviyesine bağlı olarak değişen durum.

karizmatik çirkin olmaktır mesela bunların en iyi örnekleri piyanist filminin başrolü adrien brody ile rus piyanist ve besteci evgeny grinko. adamlar bazı zamanlarda çok çirkin oluyorlar bazen de o kadar yakışıklı ve karizmatik oluyorlar ki aşık oluyorum yaptıklarına.
her ikisine de büyük bağlılıkla hayranım.
karizmatik çirkin kavramının en büyük örnekleri bence.

ruh haliyle ilgilidir yaşanılan yoğun tempo derken değişken psikolojikdir.

biyolojik sorun.

bazı günler mesela yüzünüz daha şiş olabilir. uykusuz kalmışsınızdır, fazla tuz tüketmişsinizdir, az su içmişsinizdir vesaire... öyle günlerde yüz hatlarınız diğer günlere göre daha kaba görünür gözünüze.

bazen yediğiniz içtiğiniz şeylerden dolayı şişersiniz. göbek çevreniz önceki güne kıyasla epey genişler. giydiklerinizi kendinize yakıştıramazsınız bir türlü falan...

günü gününe uymuyor insanın. bazı günler kendime bakıp "eh işte, fena değilim hani" derken bazı günler "bu ne lan! tipe bak!" dediğim oluyor.

evet ben olmaktir. mahalledeki kizlara gore yakisikliyim metropoldeki kizlara gore tipsiz. kaderimizde varos mahalleler var. evet.