1.
uzadıkça uzaması beni benden alıyor. sinir oluyorum. çoğunu zaten seçerek alıyorum okumaya başlıyorum, böyle bir türlü bitmeyince kitabı parçalamak geliyor içimden djdjdj
devamını gör...
2.
bak ya! başlığı görür görmez irite oldum.
allah'ın belası bir şey bu.
hele çeviri kötüyse.
zaten çeviri kitap okumak da başlı başına rezalet.
allah'ın belası bir şey bu.
hele çeviri kötüyse.
zaten çeviri kitap okumak da başlı başına rezalet.
devamını gör...
3.
devamını gör...
4.
normalde kitapları yarıda bırakmak adetim değildir ama adalet ağaoğlu'nun kitaplarını okuyamıyorum. kaç defa okudum da yarıda bıraktım. tekrar tekrar okumaya çalışıyorum ama olmuyor.
devamını gör...
5.
o halde bırakıp bir zaman sonra yeniden başlarım. bir zaman, bir zaman, bir zaman daha.. sofie'nin dünyası'nı böyle yapmıştım.
sonraya bıraktığım bir diğer kitap da karamazov kardeşlerdir ki gerçekten o an ona eğilmek bana hayli zor geldi ve yarıda kesip bıraktım.
bir de saatleri ayarlama enstitüsü var ki onu, okumak için sanırım kırk fırın ekmek daha yemem lazım. o kadar sıkıcı, o kadar zorlayıcı geldi ki... onu öven şayet iki anadallı bir hocamız olmasaydı, zaten bu kadar merak duymazdım. kendisinden o kadar haz etmesem de masterda alanını seçmedim diye bana küsmesi aklımda ve bilime bakış açımda bir miktar düzey uyandırdı.
yazdıkça yazasım geliyor bu başlıkta. meğer ne çokmuş bıraktığım kitaplar. genelde romanları yarıda bırakır atarım ama bu kez başka bir kitap daha var: o da, amin maalouf'un. hepsi çatı bekçisi oldu. eski evin çatı katına bir çıksam. alacağım çok kitap var da... ahh daha gidemedim. kitaplığım pek bi boş geliyor bana şu an. şu klasikler de olmasa.
sonraya bıraktığım bir diğer kitap da karamazov kardeşlerdir ki gerçekten o an ona eğilmek bana hayli zor geldi ve yarıda kesip bıraktım.
bir de saatleri ayarlama enstitüsü var ki onu, okumak için sanırım kırk fırın ekmek daha yemem lazım. o kadar sıkıcı, o kadar zorlayıcı geldi ki... onu öven şayet iki anadallı bir hocamız olmasaydı, zaten bu kadar merak duymazdım. kendisinden o kadar haz etmesem de masterda alanını seçmedim diye bana küsmesi aklımda ve bilime bakış açımda bir miktar düzey uyandırdı.
yazdıkça yazasım geliyor bu başlıkta. meğer ne çokmuş bıraktığım kitaplar. genelde romanları yarıda bırakır atarım ama bu kez başka bir kitap daha var: o da, amin maalouf'un. hepsi çatı bekçisi oldu. eski evin çatı katına bir çıksam. alacağım çok kitap var da... ahh daha gidemedim. kitaplığım pek bi boş geliyor bana şu an. şu klasikler de olmasa.
devamını gör...
6.
gecenin sonuna yolculuk. evet, çok denedim. başaramıyorum. bitmiyor.
devamını gör...
7.
(bkz: madam bovary)
hayatımda bunun kadar boğan sıkan bir kitap okumadım lisede bi kız arkadaşım hediye etmişti o zamanlar okumayı denedim sarmadı tam 5 sene sonra tekrardan başlamak istedim yine sarmadı bu kitap benim hasmımdır.
hayatımda bunun kadar boğan sıkan bir kitap okumadım lisede bi kız arkadaşım hediye etmişti o zamanlar okumayı denedim sarmadı tam 5 sene sonra tekrardan başlamak istedim yine sarmadı bu kitap benim hasmımdır.
devamını gör...
8.
bitirmeyi neden istiyorsunuz ki? her şeye yetişememek kaygısından sürekli zamana karşı bir yarış içerisinde mi hissediyorsunuz?
o halde en yakın dostum montaigne şöyle diyor;
her yerde olan hiç bir yerde değildir.
insanın yanılgısı da bence burada başlıyor. zaten hiçbir şeye tam olarak yetişemeyeceğiz ve zaten tam olarak hiçbir şeyi bilemeyeceğiz. bu bizim sınırlılığımızla alakalı. dolayısıyla bitirip anı biçmekten, yok etmektense içinde bulunduğumuz anın yapıcılığından zevk alalım olmaz mı?
kitap okumak, insanlarla konuşmak veya başka bir şey, bu bitirmek isteği bence kötü bir şey.
bir de şu var her kitap da her insan gibi kendi zamanını istiyor. düşünce kitapları farklı romanlar farklı başka türde kitaplar farklı okunmak istiyor.
yine aynı kapıya varıyorum.
tükettikçe var olmuyoruz.
o halde en yakın dostum montaigne şöyle diyor;
her yerde olan hiç bir yerde değildir.
insanın yanılgısı da bence burada başlıyor. zaten hiçbir şeye tam olarak yetişemeyeceğiz ve zaten tam olarak hiçbir şeyi bilemeyeceğiz. bu bizim sınırlılığımızla alakalı. dolayısıyla bitirip anı biçmekten, yok etmektense içinde bulunduğumuz anın yapıcılığından zevk alalım olmaz mı?
kitap okumak, insanlarla konuşmak veya başka bir şey, bu bitirmek isteği bence kötü bir şey.
bir de şu var her kitap da her insan gibi kendi zamanını istiyor. düşünce kitapları farklı romanlar farklı başka türde kitaplar farklı okunmak istiyor.
yine aynı kapıya varıyorum.
tükettikçe var olmuyoruz.
devamını gör...
9.
bazı kitaplar vardır, şimdi isim vermek olmaz, bitirilmemek için yazılmıştır. yarıda bıraktıktan bir süre sonra aklına düşer ve tekrar okumaya koyulursun ama yine bırakırsın. belki sonra tekrar denersin. bunları kim neden yazıyorsa artık.
devamını gör...